Yaşları birbirine yakın bireylerin sürekli ve kasıtlı olarak fiziksel, ruhsal, duygusal, sözel ve sosyal açıdan tekrarlanarak yapılan zararlı olumsuz davranışlar…
Maalesef günümüz şartlarında bu zorbalığa daha fazla şahit oluyor ve daha fazla haberler duymaya başladık. Özellikle de okul çağındaki çocuklarla… Zorba davranışlarla gücünü kanıtlamaya çalışma, kontrol sağlama ve karşısındaki kişiye acı çektirme amaçları gün geçtikçe artıyor. Fiziksel zorbalık, sözel zorbalık, sosyal ve duygusal zorbalık ve cinsel zorbalık gibi sıralayabiliriz. Çağımızın en önemli zorbalığı olan siber zorbalık ise artış gösteriyor; sosyal medya, mesajlaşmalar, hakaret, tehdit, dalga geçmek, özel bilgileri yayma, fotoğraf ve video paylaşma gibi…
Akran zorbalığındaki etkenlerin en önemli nedenleri ailevi faktörlerdir. Aile içinde şiddete tanık olma, ihmaller, baskıcı ve aşırı hoşgörülü ebeveyn tutumları etkiliyor. Duygusal sorunlar, düşük özgüven, öfke kontrol sorunları, empati eksikliği bu zorbalıkları tetikliyor.
Zorbalığa maruz kalan kişilerde hem fiziksel hem de ruhsal, psikolojik sorunlara neden olabiliyor. Ebeveynlerle dahi bu durumu paylaşmaktan korkan, içine kapanıp çok sayıda olumsuz davranışlara maruz kalabiliyorlar. Açıklanmayan yara izleri, baş ve mide ağrısı, uyku ve yeme bozukluğu, kaygı, depresyon, mutsuzluk, okula gitmeme, akademik başarıda düşüş sıralanabilir akran zorbalığı belirtileridir. Peki bu durumlara nasıl müdahale etmemiz gerekiyor? Öncelikle bir zorbalık fark edildiğinde derhal tutarlı bir şekilde müdahale etmemiz gerekiyor. Okullarda zorbalığa karşı net kurallar ve yaptırımlar yapılmalı. Aileler empati duygusunu ve becerilerini çocuklarına sağlamalı; bir başkasının duygularını anlamanın en önemli etken olduğunu hissetmeleri gerekir. Hem mağdur hem de zorbalığa uğrayan birey için psikolojik destek alınması gerekir. Zorbalığa uğrayıp susan, anlatamayan bireyler için de önlemeye yönelik stratejik kurallar belirlenmelidir. Özellikle ebeveynler çocuklarına güvenmeli ve iyi bir dinleyici olmalı; sözünü kesmeden, suçlamadan bunu hissettirmeli. Okulla iş birliği yapılmalıdır.
Son günlerde gündemde yer alan akran zorbalığından dolayı vefat eden çok sayıda isim yer aldı. Örneğin boğazı sıkılarak öldürülen Yusuf Taşkın, 15 yaşında 14 bıçak darbesiyle öldürülen Mattia Ahmet Minguzzi gibi ölümle sonuçlanan zorbalıklar yer aldı.
Ölümden daha da acı ne olabilir diye düşünürken akıllara, kanser tedavisi görürken hamile kalan ve bin bir zorlukla çocuğunu büyüten Çiğdem Yıldız geliyor. 9. sınıf öğrencisi olan Murat Duha Yıldız, sınıf arkadaşı tarafından darp edilerek kalbi durdu. Prof. Dr. Gonca Handan Şahan Üstündağ’ın “Meslek hayatımda en unutamayacağım PEG’ini taktım. 14 yaşında boylu poslu bir çocuk bu tüpten beslenecek artık. Ben akran zorbalığı demiyorum, canavar zorbalığı diyorum. Lütfen iyi çocuklar, iyi insanlar yetiştirin.” diyerek tepkisini belli etti.
Evet, senin öpmeye, koklamaya kıyamadığın yavrunu bir başka ailenin saygısız, sevgisiz, empatiden yoksun olarak büyüttüğü akranı tarafından hayatı elinden alınıyor.
Yasalar, kurallar yenilenmeli ve farkındalık eğitim programları yeniden düzenlenmeli. Zorbalığın en sık görüldüğü sınıflar, koridorlar, tuvaletler ve teneffüs alanları kontrol edilmeli. Maruz kaldığı anda ortamdan uzaklaşmayı, yardım istemeyi, sınır koymayı öğrenmeli. Çalışkan çocuklar, özgüvenli çocuklar yetiştireyim derken iyi insan yetiştirerek özgüvenle saygı arasındaki ince çizgiyi çocuklarımıza öğretmemiz gerekiyor.
Özgüven, bir şeyi yapma inancındayken, özsaygı yapabilme yeteneğiniz ne olursa olsun değerli bir insan olduğunuz inancıdır. Herkes kendince değerli ve kıymetlidir. Çocuklarımızı iyi ve merhametli ve koşulsuz sevmemiz gerekir. Başarıyla yaşam amacının kalitesini bilmeleri gerekir. Kötü bir aile iyi bir nesil yetiştiremez…

