Dijital çağın ilerlemesi ile kullanım alanlarının odak noktaya ve ihtiyaca göre kullanılması ve bu kullanımın ihtiyaçtan ileri boyuta ilerleyip devam etmesi endişe verici bir durum. Bunun yanında çocukların telefon ya da ekran başında daha uzun zaman harcayıp bağımlı hâle gelmesi kaçınılmaz bir durum. Çocuğu tümden uzak tutmak, teknolojiyi yasaklamak yerine kullanım zamanını ve kalitesini belirlemektir.
Çocuğun hayal gücünü çalıştırması için boş zamana, sıkılmaya ihtiyacı vardır. İlk sıkılmasına izin verin. Dikkati geri kazanmanın en iyi yolu, sonu olan ve derinleşmeyi gerektiren aktivitelerdir. Birlikte okuma saatleri belirleyin. “Telefon yasaklanmalı” diyen bir yaklaşımla değil de “Telefonun yerine ne koymalıyız?”, “Birlikte bakmak ister misin?”, “Süre belirleyerek bakmak” önemli.
Çocuğun eline telefon vermek modern dünyanın en kolay sakinleştiricisi hâline geldi maalesef. Ancak bu dijital emzik, çocuğun can sıkıntısıyla baş etme, üretken olma ve sabretme becerilerini elinden alıyor. Çocuklar telefonla oynarken aslında çoğu zaman yalnızdır. Sizinle oynayacağı 15 dakikalık bir kutu oyunu, 1 saatlik videodan daha değerlidir onun için.
Resim, müzik veya spor gibi hobilerin desteklenmesi önemli. Çocuğun “sıkıldım” demesine izin verin. Üretkenlik aslında tam o anda başlıyor. Çocuğun elinden telefonu aldığınızda oluşan boşluğu oyunla, sohbetle ya da birlikte mutfağa girerek doldurmazsanız o boşluk hırçınlıkla dolabilir. Çocuklar ekrana değil, aslında etkileşime açtır.
Eğer biz onlara dünyayı ekranın sunduğundan daha renkli, daha dokunulabilir ve daha gerçek bir yer olarak göstermezsek piksellerin sahte dünyasına teslim olmaları kaçınılmaz bir hâl alır. Siz elinizden telefonu düşürmezken çocuğunuzun uzak durmasını bekleyemezsiniz. Yemek masasında ve yatak odasında telefon kullanımını tamamen kaldırın önce.
Çocuklar YouTube, TikTok veya hızlı oyunlar oynarken her kaydırmada beyinleri küçük bir mutluluk hormonu patlaması yaşar. Bu durum ise aktivitelere, kitap okumak, ders dinlemek gibi karşı toleransını düşürür. Normal hayat çok yavaş gelmeye başlar ve hiçbir şey zevk vermemeye, sıradanlaşmaya başlar.
Çocuklarımıza sadece ekranları kapatmayı değil, gökyüzüne bakmayı da öğretmeliyiz. Belki en büyük yatırım onlara bir tablet almak değil, bir ağaca tırmanma şansı vermektir. Telefondan oyun oynamayı değil, o elleri bir parka ya da top oynamaya teşvik etmektir.
Her ebeveyn bir ayna görevindedirler. Ne yansırsanız onun yansımasını alırsınız. Bu benim en güzel sözümdür.
Mavi ışığın altında kaybolan çocukluğunuzu hatırlayın. Tabletten önce ne yapıyorduk? Çocuğunuzun en iyi oyuncağı sizsiniz, akıllı telefon değil. O yüzden çocukluğunuzun oyuncağını birlikte tasarlayın, yarım kalan içinizde kalan çocuğu onunla çıkartın.
Birlikte top oynayıp düşün, kirlenin; bırakın o acıyı da hissetsin, gol sevincini yüzünde görün. Birlikte bisiklet sürün. En güzel gelecek, şimdi inşa edilen de gizlidir.

