Hayat bazen ne kadar güvenilmez olabiliyor, değil mi? Yaz günü ansızın gelip geçen bulutlar gibi, çıkar uğruna yanımızda duran sahte dostluklar gibi… Temeli sağlam olmayan binalar, kulaktan kulağa yayılan yalanlar ya da bir anda kazanılıp çabucak tükenen paralar da öyle.
Kelile ve Dimne‘de bu durum ne güzel anlatılmış:
“Bazı şeyler kalıcı değildir; yaz bulutunun gölgesi, kötü insanların dostluğu, temelsiz bina, yalan haber ve çok para.”
Zenginlik denince çoğu zaman gözümüzde büyük evler, lüks arabalar, yüklü banka hesapları canlanır. Oysa gerçek zenginlik, insanın kalbinde taşıdığı huzurda ve gönülden paylaştığı sevgidedir.
Bugün 64 yaşındayım; sekiz yaşımdan beri çalışıyorum. Hayat bana nice şeyler sundu, nice şeyler de aldı. Ama bir şeyi hiç kaybetmedim: Dünyanın geçici mallarına gönlümü kaptırmadım. Bundan da asla pişmanlık duymadım. Mütevazı bir hayat yaşadım, sevgi dolu bir aile kurdum; fazlasına hiç ihtiyaç hissetmedim.
Bana göre gerçek zenginlik, kimseye el açmadan yaşamak, çocuklarımızı güzel ahlakla donatmak ve onurlu bir ömür sürmektir. Bir gönüle dokunabilmek, bir yarayı sarabilmek, bir hayır duası alabilmek… İşte en kıymetli hazine budur. Ve bu hazine, kalpten kalbe yayılan bir bereket gibidir; biriktikçe çoğalır, çoğaldıkça ruhu zenginleştirir.
Dünya bazen bize sonsuzmuş gibi hissettirir, zamanı nasıl kaybettiğimizi unutturur. Ama ölüm, hiç beklemediğimiz bir anda kapıyı çalar. Bu yüzden bilgece bir hayat yaşamak, geçici dünyayı kabul edip ahiret için hazırlıklı olmak gerekir. Çünkü belki de gördüğümüz bu sabah, son sabahımızdır.
Dünyanın geçici süsleri, parlak ama içi boş şeyler, asla gerçek zenginlik değildir. Asıl değerli olan, aklın ve kalbinle ortaya koyduğun güzelliklerdir. Yanımıza alabileceğimiz tek hazine, yaptığımız iyiliklerdir. Para gelip geçicidir; ama sevdiklerinle geçirilen zaman, yapılan iyilikler ve yaşanan güzel anılar kalıcıdır.
Bir çocuğun gülümsemesi, dostlarla geçirilen vakit, doğanın güzelliğini hissetmek… Bunlar parayla satın alınamaz.
İşte gerçek hazine budur!
Sonuç: Gerçek zenginlik, neye sahip olduğumuz değil, kim olduğumuzdur.
Son Söz:
Bugün etrafımızdaki güzelliklere, sevdiklerimize ve sahip olduklarımıza şükredelim. Az da olsa yaptığımız iyiliklerle dünyayı biraz daha güzelleştirelim. Çünkü gün bittiğinde, geriye kalan tek şey iyiliklerimizin yankısı olacaktır.