Kirli Futbolun Güzel Zamanları

93 Görüntüleme
3 Dak. Okuma

Ev yok ki erkek çocuğu olsun da spora yönelmesin, çocuk yok ki futbolla ilgilenmesin… Hatta kız çocukları da sporun birçok dalına meyillenirken futbol öncelikleri olmaya başladı.

Bu denli geniş kitleleri içine çeken futbol alemimiz son dönemlerde oldukça sarsıcı olaylar ile gündemimizde yer alıyor. Buna rağmen gençlerimizin oynamak için ilgi ve iştahı hiç azalmıyor.

Görsel ve yazılı medyada, sosyal medya ve toplumun bir araya geldiği ortamlarda en çok konuşulan yine o:

Futbol…

Futbolu bizlere sevdiren birçok yıldız oyuncu biliyoruz. Bugünkü olumsuzluklardan bahsetmek yerine, onlardan birinin futbol oyunu ile ilgili bazı tespitleri ve oyunun ruhuna olan dokunuşlarından bahsetmek daha yerinde olmaz mı?

Johan Cruyff…

Namıdiğer Sarı Fare!!

  • O, çocuklara genç yaştan itibaren pozisyonel oyunların öğretilmesinden yanaydı. Şöyle ki:
  • Çocuklara ihtiyaçları olan tüm alanları verin.
  • 2 ya da 4 kişilik gruplar halinde kendilerini organize etsinler.
  • Kuralları basit tutmalı ve oyunu akışına bırakmalı.
  • Sadece büyük hatalarda müdahil olun ve düzeltin.
  • Oyuna kalecileri de dahil edin, ayakları iyileşsin.

Johan Cruyff için futbolun başlangıcı taktiklerle ilgili tutulmamalı; seçenekler oluşturmayı, mevcut kalmayı ve düşünmeyi öğretmek üzerine kurulmalıydı.

Genç başla.
Basit tut.
Oyun öğretsin.

Gençler için bu başlangıcı öneren Johan Cruyff, teknik adamlara her zaman şu gerçeği hatırlatır:

Genç oyuncular her zaman için oyundan zevk almalıdır. Antrenman veya maçlar, erkekler veya kızlar, elit ya da halk; eğer futbol eğlenceli olmaktan çıkarsa gelişim de durur, der.

Ve Cruyff önemli bir şeyde daha ısrar eder:

Teknik her oyuncu içindir. Hızlı olanlar, yavaş olanlar, fiziksel olarak yetenekli olanlar, garip hareket edenler, utangaç olanlar, aç kalanlar… Her oyuncu teknik olarak gelişmeyi hak ediyor, der.

Neşe + teknik = uzun vadeli gelişim.
Neşeyi kaybedersen oyuncuyu kaybedersin.

Çünkü ergenlik belirleyici bir geçiştir:

Çocukluktan kimliğe, ham yetenekten kişiliğe… Neşeyi ve eğlenceyi koruduğunuz sürece oyuncuyu da tutuyorsunuz demektir. Futbol eğlenceli olmaktan çıkarsa gençler oyunu terk eder, derdi.

1960–1970’lerin oyun mantığı böyleydi… Birazcık amatör ruh… Ki kulüp başkanlığım yıllarımda oyuncularımıza verdiğimiz yemek ve önemli maçlar öncesinde yaptığım konuşmalarımda söylediğim gibi:

“Çıkın oynayın, keyif alın… Enerjinizde amatör, beyninizde profesyonel ruh ile oynayın.”

Bugünlere ne kadar uzak değil mi?

Artık motivasyon eğlence değil, sadece maddiyat… Bu da oyunu saha dışına taşıyor ve oralarda temiz olmaktan hayli uzak.

Temiz eller ile berrak yüreklerin hâkim olacağı zamanlara kavuşmak dileklerimle.

Bu İçeriği Paylaş
Bağlantılar:
Yazar
Yorum yapılmamış

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version