Soğuk bir aydınlık.
Ansızın bir ışık patlaması yaşıyordu gökyüzü.
Öylesine sıcak, öylesine kavrulmuş,
Sanki aydınlığı yarmaktı niyeti.
Çıplak gözle güneşe bakmak istedi;
Gözleri alabildiği kadar alsın ışığı diye.
İçinin karanlığını, güneşin ışığıyla tamamlamaktı umudu.
Yazın çıkan güneşin içini ısıtmadığını,
Ruhunun hep soğuk olduğunu uzun zamandır biliyordu.
Kış güneşi belki de ruhunun soğukluğunu ısıtırdı.
Güneş, çıplak ve pervasızdı; dokunur gibiydi insanın tenine.
Yakıyor ama ısıtmıyordu içindeki karanlığı.
Güneşin ışığıyla tamamlamak istedi eksik kalan yerleri.
Görmezden gelinen boşlukları aydınlığa emanet etti.
Yaz güneşi tanıdıktı ona; parlak ama sahte bir sıcaklık gibi.
Tenini okşar, ruhuna dokunmadan geçip giderdi.
Ruhu hep soğuktu, adı konmamış bir kış gibi.
İnsanların gülüşleri arasında üşüyen bir çocuktu,
Kalabalıkların ortasında sessizce titreyen.
Bu başka bir güneşti.
Kış güneşi uzak ama dürüst…
Kış Güneşi

Şair
Yorum yapılmamış
