Kültürünle Barış

17 Görüntüleme
3 Dak. Okuma

Avrupalı olmak uğruna artık kültürel değerlerimize sahip çıkmayı bıraktık, diyebiliriz. İnsan, kültürel değerlerine sahip çıkarak da (sözde) Avrupalı olabilir. Bizim Avrupa’dan almamız gereken şey kültür değil ahlaktır aslında, ama hep birbirine karıştırıyoruz. Kokoreç yiyerek de, Neşet Ertaş dinleyerek de, horon teperek, misket oynayarak, halay çekerek ya da Müslüm Baba’yla dertlenerek de Avrupalı olabiliriz. Avrupalı olmaktan kasıt, pek tabi, onların kültürünü değil ahlaki değerlerini; insana verdikleri kıymeti, birbirlerine olan saygılarını, adalet ve olaylar karşısında göstermiş oldukları sabrı örnek alarak olacaktır. Kültürümüze küserek, ondan uzaklaşarak; giysilerde, konuşmalarda, yiyeceklerde, aile ve dostluk ilişkilerindeki tutumda medeniyet arayarak bir yere varamayız.

Şu ara moda olan şeylerden biri de, yüzlerine maske geçirerek ya da boyayarak, turuncu renkli, bal kabağı temalı süslerle eğlenen gençler. Eğlenmelerinde hiçbir abeslik yok, elbette; ama neden yabancılardan aldığımız kültürü dayanak gösteriyoruz? Cadılar Bayramı olarak gerçekleşen bu eğlence çeşidi, bizim kültürümüze ait değil. Şart da değil aslında bizim kültüre ait bir eğlence ile eğlenmemiz; ama bunu Avrupailik, gelişmişlik ya da modernlik olarak gören gençlerin varlığı azımsanmayacak kadar çok. Aynı zamanda bu gençler, bizim değerlerimiz olarak gördüğümüz yukarıda saydığım şeyleri reddeden ve burun kıvıran gençlerin ta kendileri.

Kültürümüze sahip çıkmazsak, kültürümüzü koruyamayacağız ve ileride Türk kültürü olarak anılacak bir şeyden söz edemeyeceğiz. Biz terk edeceksek eğer, diğer insanları rahatsız eden kültürümüzden, geleneklerimizden (daha doğrusu öyle sandığımız) vazgeçelim. Avrupa’yı örnek alacaksak, çevreye duyarlılıklarını örnek alalım. Mesela düğün konvoylarına devam edelim; ama bu kadar gürültülü yapmayalım. Aynı şekilde, düğün konvoylarını trafiği aksatmadan ve tehlikeye düşürmeden yapmak da mümkün. Yol kapayıp, sıfır çizerek amacımıza ulaşmış olmayız. Aksine, amacının çok dışında bir özenti oluşturarak bunun devamlılığını sağlayan birçok konvoya şahit olmuşluğum var.

Sayabileceğimiz çok fazla, modernlikten uzak olarak gördüğümüz kültürümüz var; ama eğer bu kültürel varlıklar insanların yararına yapılıyor ve kimseyi olumsuz etkilemiyorsa, neden sürdürmeyelim ki? Türkiye’ye gelen bir yabancı ülke vatandaşı, elbette başka kültürle karşılaşmak isteyecektir; yoksa neden gelsin ki? Bizler bir yerden başka bir yere giderken farklılık görmek için gitmiyor muyuz? Eğer aynı mekanları, mimari yapıları, yemekleri, parkları, etkinlikleri, doğayı göreceksek, neden bulunduğumuz yeri terk edelim ki?

Bizim kültürümüzün çeşitli olması zorluk olarak algılanabilir; ama asla kötü bir şey olarak yorumlanamaz. Sıkılmaya imkânımız yok, bizim. Bu tüm insanlık için büyük bir artı. Saygı ve sevgi çerçevesi içinde kalan bir kültür içinde yaşamak dileğiyle.

Bu İçeriği Paylaş
Bağlantılar:
Yazar
Yorum yapılmamış

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version