Kusur Aynası

79 Görüntüleme
3 Dak. Okuma

Yazı başkalarını yargılama eğiliminin ardındaki derin psikolojik ve manevi gerçeği inceler. Arapça bir özdeyişten hareketle, eleştirdiğimiz kusurların aslında kendi içimizdeki sınanmamış zayıflıklar olduğunu öne sürer.

Hepimiz bir noktada başkalarını eleştirmişizdir. Bir hata gördüğümüzde öfkelenmiş, bir eksiklik fark ettiğimizde yargılama eğilimine kapılmışızdır. Ama hiç durup düşündük mü? Belki de eleştirdiğimiz kusurlar, aslında bizim içimizde saklıdır. Farkında olmadan ruhumuzda barınır.

Tıpkı bir aynaya baktığımızda yalnızca başkalarını değil, kendi yansımamızı da görmemiz gibi…

“Yā muʿayyib la taʿib, fa-inna kulla ʿaybin laka nāsib.” (Arapça Atasözü)

“Ey ayıplayan! Ayıplama; çünkü ayıpladığın her şeyde, senin de bir payın vardır.”

Bu derin söz, başkalarının eksikliklerini gördüğümüzde aslında kendi kusurlarımızla yüzleşmemiz gerektiğini hatırlatır. İnsan, henüz kendi imtihanından geçmediği hataları başkalarında rahatlıkla görür. Ne var ki aynı kusura kendisi maruz kaldığında körleşir.

Nice insan adaletsizliğe karşı ses yükseltir, liyakati savunur, haksızlığa isyan eder. Ama aynı makamlara eriştiğinde, bir zamanlar eleştirdiği yanlışların içine sürüklenmekten geri kalmaz. Kusur aynası tam da burada devreye girer. Eleştirdiğin her şey, aslında kendi içinde yüzleşmen gereken bir zayıflığın habercisi olabilir. Bu yüzden hatayı önce dışarıda aramak yerine, insanın kendi iç dünyasını gözden geçirmesi gerekir.

Kıssadan Hisse: Ali’nin İmtihanı

Bir zamanlar küçük bir kasabada büyüyen Ali, adaletsizliğe karşı öfkeliydi. “Neden hep torpil kazanır? Neden hep güçlüler haklı çıkar?” diye hayıflanırdı.

Yıllar geçti. Ali, büyük bir şehirde önemli bir mevkiye geldi. Bir gün, işe alınacaklar listesinde eski bir arkadaşının adını görünce tereddüt etti. İç sesi, “Adaletli ol!” diye fısıldıyordu. Ama eli, arkadaşını kayırmak için telefona gitti.

O gece, evinin camında yansıyan yüz ona yabancı geliyordu. Çocukluğundaki o masum ses zihninde yankılandı: “Sen de mi, Ali?!”

İşte o anda anladı: İnsan, en çok eleştirdiği hatayı, kendi imtihanında en kolay işler.

İmam Şâfiî’nin dediği gibi:

“İnsan, başkalarını değiştirmekle uğraşmayı bırakıp kendini düzeltmeye başladığında, dünya zaten daha güzel bir yer olur.”

Dünya bir aynadır; içine ne koyarsan, sana onu geri yansıtır. İnsan kendini değiştirdiğinde, çevresindeki dünya da onunla birlikte değişir. Bu yüzden başkalarına ayna tutmadan önce, kendi gönül aynasını temizlemek gerekir. Çünkü ancak arınmış bir gönül, hakikati görebilir.

Yâ Rabbî!

Bize kendi kusurlarımızı görecek basireti nasip eyle. Başkalarını yargılamadan önce, kendi nefsimizi ıslah etmeyi bize lütfeyle. Dünyayı değiştirmek için önce kendimizi değiştirme gücünü ver. Âmin.

Bu İçeriği Paylaş
Bağlantılar:
Yazar
Yorum yapılmamış

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version