Minimalizm ve Minimalist Yaşam Felsefesi

13 Görüntüleme
4 Dak. Okuma

1960’lı yıllardan beri dünya genelinde üzerine daha çok konuşulan minimalizmin kökeni aslında Uzak Doğu felsefesine kadar dayanmaktadır. En genel ifadeyle, “Az tüketim, çok huzur.” şeklinde özetlenebilen minimalizm, yaşamda karmaşaya neden olabilecek her şeyden uzaklaşma ve sadece gerçekten ihtiyacın olanlarla yetinme şeklinde tanımlanabilir. Peki, minimalist yaşam nedir? Minimalist yaşam; insan hayatındaki maddi ve manevi unsurları, ihtiyaçlara göre sınırlayıp en aza indirgedikten sonra daha fazla odaklanabilirlik, hareket serbestliği, yaşam konforu ve kalitesi kazandıran bir yaşam şekli anlayışıdır.

Minimalist yaşamı keşfederek hayatınızı yeniden inşa edebilirsiniz. Evinizdeki kalabalıktan kurtulmak, aynı zamanda ruhunuzdaki kalabalıktan kurtulmaktır. Yüklerinizden ve tüm fazlalıklarınızdan arının. Arının ki sadeleşmenin tadına varın. Evde, işte ve tüm ruhunuzda… Minimalist yaşamın ayrıcalığına varacaksınız. Az eşya, çok huzur…

Peki, daha azıyla yaşamaya nasıl başlanır? Sadeleşmek ve daha azıyla yetinmek, biliyorum ki senin için kolay olmayacak. Alışkanlıklardan kurtulmak elbette ki ilk etapta seni zorlayabilir ama sadeleşme ve daha azıyla yetinme kararı, hayatında verdiğin en doğru kararlardan biri olacak. Uzun zamandır kullanmadığın, aslında o kadar da ihtiyacın olmadığını fark ettiğin eşyaları tespit ederek işe başlayabilirsin. Sonra onları güncel kullanım alanlarından uzaklaştırmalı, mümkünse önce gözden, sonra da elden çıkarmalısın. Yaşamak için ne kadarına ihtiyacın varsa, o kadarı senin için, mutluluğun için, huzurun için ve en önemlisi sadeleşerek daha azıyla yaşaman için yeterli olacaktır. Ne eksik, ne fazla…

İkinci aşamada doğru parçaları, doğru yerde konumlandırarak sade bir şıklık yakalayabilirsin. Örneğin, mutfak tezgâhının üzerinde asla kullanmadığın bir elektronik aleti bulundurmamalısın. Sadeleşmek her anlamda sana iyi gelecek.

Son aşamada, hem evindeki hem de ruhundaki fazlalıkları tespit edip onlardan kurtulmayı başardıysan ve sade bir şıklığı yakaladıysan yüklerinden arındın demektir. Ne ev, ne fazlalıklar, ne de kullanmadığın eşyalar; kıyafetler, makyaj malzemeleri, dekoratif eşyalar vb. seni yorabilir. Yeni minimalist yaşamına hoş geldin.

Daha azıyla yetinmeyi öğrendiğinde, kendine gereksiz neleri yük ettiğini de çok iyi anlayacaksın. Okumayacağın kitaba rafta, evine almayacağın insanlara aklında yer olmayacak.

Az çok mudur? Az nasıl çok olabilir? Bu soruları kendinize sorduğunuzu duyar gibiyim. Kanaat etmeyi bilene ve mutluluğu, huzuru eşyalarda aramayanlara inanın, az çoktur. Hem de nasıl çoktur…

Ve sadelik, mutluluktur.

Sadeliği seçelim. Sade ama basit olmayan, yalın ama yavan olmayan bir güzellik anlayışını benimseyelim. O zaman azlar çoğalır. Mutluluk arda kalır.

Az eşya, çok huzur diyerek çıktığımız minimalist yaşam tarzıyla; temizlikle, ayrıştırmayla geçmeyen nice güzel vakit bize kalır.

Gösterişi değil sadeliği seçin. Kalabalığı değil, sakinliği… Görün, bakın nasıl da değişecek ve güzelleşecek dünyanız…

Huzur, pencerelerinizden ansızın doluverecek tüm odalara. Geriye dingin, sakin ve keyifli anlar kalacak. Zaman döngüsünden çıkıp ruhunuza vakit ayıracaksınız. Zira yaşantınız sadeleşirken, kalbiniz çiçeklerle dolacak.

Yaşamınız başkalaşacak; kendinize, kalbinize ve evinize yük etmek istemeyeceksiniz artık daha fazlasını…

Evde, işte, bedende ve ruhta sadelik!

Hepimize çok iyi gelecek…

Deliler gibi yeni şeyler almaya özendirildiğimiz bir dönemde, kendine ve çevrendekilere “dur” diyebilmek hiç kolay değil, biliyorum. Fakat, bildiğim bir şey daha var ki; tüm alışkanlıklarını geride bırakıp tüketime dur diyerek üretmeye başladığın her an, yaşamın daha da anlam kazanacak. Azıyla yetinmeyi bilmek, gerçek çokluğu nerede bulabileceğimizi de bize öğretecek. Az, çoktur. Yalınlaşmak sizi müthiş derecede rahatlatacak. Hem maddi hem de manevi kapılar aralanacak hayatınızda… Sonra minimalist yaşamınızın keyfini çıkararak kendinize, hele hele de ruhunuza çok daha kaliteli vakit ayırabileceksiniz.

Düşünün, üretin, dönüştürün, değiştirin, güzelleştirin. Yaşamın keyfine varın. Anda kalın.

Vaktiyle Oscar Wilde ne de güzel özetlemiş bir cümleyle bizim satırlar dolusu kelimeyle anlatmaya çalıştığımız her şeyi… “Yaşayışta sadelik, düşüncede ihtişam…”

Bu cümleyle yaşamımızı gözden geçirip yeniden değişimi ve dönüşümü kucakladığımızda, bütün tüketim çılgınlıklarının, gösterişlerin, gereksiz harcamaların önüne geçer bu yaklaşım!

Minimalist yaşamın kapıları asırlar önce bu cümleyle aralanmış sanki. Bizlere de durup ihtişamlı bir şekilde düşünmek kalmış.

Bu İçeriği Paylaş
Bağlantılar:
Yazar
Yorum yapılmamış

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version