Orta Oyunu

31 Görüntüleme
6 Dak. Okuma

KAVUKLU İLE PİŞEKÂR

Türk seyirlik oyunları, benim için belki de dünyanın en eğlenceli akıl yürütme işidir. Oturup biraz ilgilenince zekânın kıvraklığını, hızlı düşünmenin verdiği tutkuyu, bazen cevap vermenin zorluğunu görünce ne akıllıca işlerle uğraşmış atalarımız, demeden edemiyorum.

Yetişkinlere seslendiği gibi çocuklar üzerinde çok etkili olduğunu düşünüyorum. Eğitmek, eğlendirmek, kök değerlerimizin kuşaklara aktarılması gibi birçok sebepten eğitimde kullanılması gereklidir. Dünyamızın göze indirgendiği şimdiki zamanda daha da bir ihtiyaç var sanki. Görsel malzeme daha çok revaçta olduğu için bizler tarihimizden, edebiyatımızdan, kültürümüzden yararlanmayı tercih etmeliyiz. Ne de olsa tecrübe, kolaylık sağlar.

Orta oyunu nasıl oynanır, özellikleri nelerdir, oyunun bölümleri var mıdır? Pişekâr, Kavuklu’ ya yine neler söylemişte oyun devam etmişti? Birçok sorunun cevabını öğrenmek için gittiğimiz bir seyirlik oyun, fırsatım oldu.

Meydan girişinde oyunla ilgili bilgiler veren bir tabela asmışlardı. “Bir tulûat (doğaçlama) oyunu olan orta oyununun yazılı metni yoktur. Ustadan çırağa geçer.” yazısı kalın çizgilerle çizilmişti.

Oyun bir meydanda etrafı seyircilerle çevrili yuvarlak bir alanda oynanacaktı. “Bu yüzden orta oyunu denir.” diye oyunu anlatmaya başlayan bir genç çıktı meydana. Ön tarafta çocuklar olduğu için onlara ufak bir bilgi veriyordu. Bize de bilgilerimizi tazelemek düştü. İşaret parmağıyla “oyuncuların giysilerinin bulunduğu çadıra veya perdeyle kapatılmış yere “sandık odası” (pusat odası) denir.” diye bize doğru gelen tok bir ses duyuldu. O sırada Kavuğu ile Kavuklu görüldü, meydanın bir ucunda. “Benim de iş yerim şu karşıki “dükkân” diye küçük bir paravan gösterdi. Çığlıklar üst üste sevinçli sevinçli atıldı. Çocuklar, çılgınlar gibi Kavuklu’ ya el sallıyordu. Kavuklu ufaktan bir semai okuyarak ortamı şenlendirdi. Mutluluğun görülmeyen dokunuşu atılıyordu havaya. Çocukları sevinen aileler daha da mutlu oluyordu.

Seyirciler, yavaş yavaş geliyordu. Erkek seyirciler “mevki” adlı bölüme, kadın seyirciler “kafes” denilen bölüme geçiyordu. Meydana oyuna yakın “Yenidünya” adlı 1,5 metre yüksekliğinde iki veya daha fazla kanatlı, kafesli bir paravana getirdiler. Burası daha çok ev veya hamam olarak kullanılacaktı oyun esnasında.

Oyun giriş, muhavere, fasıl ve bitiş bölümlerinden oluşacaktı. Zurna, Pişekâr havası çaldı ve elinde “pastal” adı verilen şakşakla ağır ağır meydana gelen Pişekâr seyircilere selâm verdi, zurnacıyla ve seyircilerle konuşarak oyunu açtı. Herkesin gözleri ışıl ışıltı.” Şimdi ne olacak?” sorusu meraklı gözlerle soruluyordu.

Zurna, Kavuklu havası çalmaya başlayınca meydana Kavuklu ve “Kavuklu arkası” denen cüce, kambur veya denyo geldi. Birbiriyle çekişerek biraz da laf cambazlığı yaparak konuştu. Ardından Kavuklu ile Pişekâr’ın tanışmalarını sağlayacak konuşma başladı. “Arzbar” denilen bu konuşmadan sonra Kavuklu bir tekerleme söyleyerek “fasıl” denen en önemli bölümüne geçilmiş oldu. Çelebi, zenne, Acem, Arap, Rumelili, Kayserili, Laz, Kürt, Arnavut, Yahudi, Ermeni, Frenk, Tatar, zeybek, tiryaki, Çerkez gibi kişiler oyuna katıldı. Kalabalık bir kadro meydandaydı. Her tipi kılığı, davranışı ve ya konuşması ile hemen tanıdık. Bazılarını o tip için çalınan müzikle tanınır hala getirdiler. Tüm tipler oyuna girip çıksa da ana karakterler olan Pişekâr ile Kavuklu hep sahnedeydi. Pişekâr, oyunun yöneticisi, okumuş, bilgili kahramanı olarak işsiz olan Kavuklu ’ya iş bulur. Kavuklu dükkânını açınca diğer tipler onunla ilişki kuracak ve olaylar gelişecekti. Kavuklunun her şeyi tersten anlayan kaba ve içten halleri olayın sürükleyiciliğini sağlıyordu.

Bitiş bölümüne doğru yorgun gözler, Pişekâr’ ı beklemeye koyuldu. Meydan çıkan başkişi, işledikleri kusurlardan dolayı bizlerden özür diledi ve gelecek oyunun adını ve yerini bildirdi. Seyircileri selâmlayıp diğer oyuncularla birlikte meydandan çıktı. Ve çıkar çıkmaz alkış sesleri duyuldu. Oyuncuları böylece herkes, tebrik etmiş oldu. Bizim de günümüz şenlenmiş oldu yüzlerce yıl öncesinden seslenen Pişekâr ve Kavuklu sayesinde.

Naçizane benim de ilham perilerim orta oyunu etkinliğine böylece katılmış oldu. Kavuklu ile Pişekâr biraz da benim lisanımca konuşur oldu.

MUHAVERE BÖLÜMÜ

(Zurna, Kavuklu havası çalar. Kavuklu girer. Seyircileri başıyla selamlar. Uzaktan Pişekâr’ı görür. Seslenir.)
Kavuklu: Mani, maniciiiii…
Mani, bilen var mı?
Pişekâr: Bilmem.
Kavuklu: Türkü, türkü çığırtmayı bilen var mı?
Pişekâr: Bilmem.
Kavuklu: Bilmece sorayım o zaman?
Pişekâr: Heh, bu olur işte!
Kavuklu: Dinle, şimdi sende emmi!
Pişekâr: Emmi, sana derler işsiz kalfa.
Kavuklu: Hemen sinirlenme canım! Dinle önce bilmecemi!

TEKERLEME

Kavuklu: Ulu ulu dağlar
Gözyaşı akıtır.
Canlandırır doğayı
Sürdükçe yüzünü toprağa (ırmak)
Pişekâr: Haydeeee… Bir düşünelim.
Kavuklu: Cevap verir isem bir dileğim olacak.
Pişekâr: Ben bilirsem benimki de olsun mu?
Kavuklu: Bilmem, sormak lazım!
Pişekâr: Kime?
Kavuklu: Ulu ulu erenlere.
Pişekâr: Onlar da kim?
Kavuklu: Beni ziyarete geldiler. İyi niyetimin karşılığı imiş.
Pişekâr: İyisin, hoşsun da de hele benim de dilek hakkım var mı?
Kavuklu: Sormam lazım.
Pişekâr: Ne zaman?
Kavuklu: Gece
Pişekâr: Allah Allah, niye bre adam?
Kavuklu: Onları tekrar görmem için.
Pişekâr: Tövbe estağfurullah, gece mi?
Kavuklu: Dedim ya, ulu ulu erenler.
Pişekâr: Eeeee
Kavuklu: Gece gelir.
Pişekâr: Tamam o zaman bekleyelim.
Kavuklu: Uyumam lazım.
Pişekâr: Utanmaz adam, ulu ulu erenler karşısında uyunmaz.
Kavuklu: O zaman gelmezler.
Pişekâr: Allah Allah!
Kavuklu: Ne şaşırırsın, uyanıkken rüya mı görünür?
Pişekâr: Rüya mı?
Kavuklu: Allah iyiliğini versin. Ulu ulu erenler, bana niye uğrasın.
Düşer dünyaya gafletin gölgesi.
Çıkar gider merhametin teranesi.
Ulu ulu erenler, ne akla hizmet
Girsin şu malumun rüyasına.
Aman, şimdi bırakalım bunları! Ben buraya “işsiz kalfalığıma” çareye geldim.
Pişekâr: Hayırdır, hangi dağa kar yağdı? (Özgündür.)
(Fasıl, bölümüne geçilir.)

* Kavuklu Hamdi ile Pişekâr Küçük İsmail Efendi, orta oyununun önemli ustalarıdır. Ruhları şad olsun.

Bu İçeriği Paylaş
Bağlantılar:
Öğretmen Yazar
Yorum yapılmamış

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version