Gazze’nin gökyüzü, aylar sonra ilk kez sessiz. Ne siren sesleri yankılanıyor ne de çocuk çığlıkları göğe karışıyor. Savaşın karanlığı, bir nebze olsun dağılmış gibi. İnsanlar yıkıntıların arasından gökyüzüne bakıyor; belki bir mucize olur da bu defa barış kalıcı olur diye. Yorgun, aç, susuz ama hâlâ umutla… Çünkü Gazze’nin insanı, en çok da umudu sever.
Ateşkes… Kağıt üzerinde bir kelime belki, ama orada yaşayanlar için yeniden nefes almak demek. Bir annenin çocuğunu korkmadan dışarı çıkarabilmesi, bir çocuğun gece gökyüzüne bakarken yıldızla bombayı karıştırmaması demek. Gazze’de ateşkes, yaşamın yeniden filizlenmesi anlamına geliyor. Çünkü orada ölüm, uzun zamandır en tanıdık misafir olmuştu.
Yıllardır süren zulmün, acının, yıkımın ardından gelen bu sessizlik, aslında sadece bir başlangıç. Her şeyin bittiği değil, yeniden başlayabileceği bir dönüm noktası. İnsanlar artık savaşın değil, umudun hikâyelerini anlatmak istiyor. Yıkılan evlerin yerine yeni umutlar inşa edilmek isteniyor. Her taşın altında bir hatıra, her duvarın ardında bir dua var.
Dünya bu defa biraz daha dikkatli bakıyor Gazze’ye. Çünkü bu ateşkes, yalnızca bir askeri karar değil; insanlığın vicdanı adına verilmiş bir sınavın sonucu. Kaç kez sustuk, kaç kez görmezden geldik? Şimdi o suskunluğun bedelini harap olmuş bir şehir, yetim kalmış çocuklar ve yorgun anneler ödüyor. Ama yine de, o insanlar bizden daha güçlü. Çünkü onlar hâlâ inançla, sabırla direniyorlar.
Bu ateşkes, sadece bir duraksama değil; bir uyanış olmalı. Zalimliğin karşısında sessiz kalan bir dünyanın yeniden vicdanla buluşması için bir fırsat olmalı. İnsan olmanın, kalp taşımanın, merhameti unutmamanın yeniden hatırlandığı bir çağrıdır bu. Çünkü Filistin yalnızca bir toprak parçası değil; direnişin, imanın ve onurun sembolüdür.
Gazze’de çocuklar ilk kez huzurla uyuyacak belki bu gece. Anneler dua ederken gözyaşlarına umut karışacak. Yıkıntıların arasından bir ses yükselecek: “Biz hâlâ buradayız.” Çünkü Filistin halkı hiçbir zaman tamamen susmadı, asla boyun eğmedi. Her defasında küllerinden doğmayı bildi; her defasında “biz varız” demeyi sürdürdü.
Ve şimdi dünya bir karar vermeli: Bu ateşkes, yeni bir başlangıcın ilk adımı mı olacak, yoksa bir sonraki yıkımın kısa arası mı? Zaman bunu gösterecek. Ama şunu biliyoruz: Gazze’nin kalbi hâlâ atıyor. O kalp, mazlumun duasıyla, adaletin umuduyla atıyor.
Gazze sessiz… ama bu sessizlik yenilmişliğin değil, yeniden doğuşun sesi. Çünkü zulüm biter, karanlık geçer ama insanın içinde taşıdığı iman, merhamet ve direnç asla ölmez. Ateşkes sadece top seslerinin susması değil; insanlığın yeniden kendini hatırlamasıdır.