Her nerede olursak olalım; ister yolda yürürken, ister bir metroda, otobüste ya da daha ileri gidelim; lavaboda veya tuvalette herkesin elinde telefon, herkesin gözleri ekrana kilitlenmiş. Sürekli bir şeyleri takip ediyor, izliyor ya da çoğu kişinin yaptığı gibi çeşitli oyunlar oynuyorlar. Yaşını başını almış koca koca insanların da aynı şekilde olması trajikomik bir durum. Önceden vakit geçirmek için okunan kitap, dergi, gazete vs. şeyler vardı. Şimdiki zamanda hepsinin yerini teknolojik aletler aldı. En yalın örnekte hepimizin elindeki telefonlar. Sürekli aşağı yukarı kaydırıp duruyoruz.
Geçen gün yine her zamanki gibi metroda yolculuk ediyorum. Etrafımdaki insanları gözlemlemeye başladım. Herkes elindeki telefona kilitlenmiş, bir şeyleri izliyor ya da oyunlar oynuyordu. Yüzlerinde, oyalandıkları mecra her ne ise onu yansıtan saçma sapan gülümsemeler ya da hayrete düşmüş bakışlar ya da “Ahh ahh yazık, vah vah.” söylemleri… Dünya yansa o anda farkına varamayacak kadar meşguller. Tüm dikkatleri telefonda. Tıklım tıklım dolu, ayakta bile balerinler misali ancak parmak ucunda duracak kadar alanda bile telefonlara kilitli insanları gördükçe hayrete düşüyorum. İçimden diyorum ki: “Kaydırın bakalım telefon ekranlarını, hayatlarımız da böyle kayıyor işte.”
Her şey güzel, her şey hoş; teknoloji güzel bir nimet fakat nerede, ne kadar ihtiyaç duyduğumuz ve ne için kullanacağımız önemli. Bugün daha çocuklar doğar doğmaz ellerine telefon veriliyor. Sanki çok önemli bir ihtiyaçmış gibi… Çocukluk döneminde başlıyor telefona olan bağımlılık.
Haberleşme ihtiyacı haricinde birçok alanda da çeşitli ihtiyaçlarımızı telefonumuzdan hallediyoruz. Gerektiğinde bir bilgisayar, fotoğraf makinesi, yemek ya da başka bir şey sipariş etmek için, özlediğimiz birini görebilmek için görüntülü arama yapabiliyoruz. Film izleyip müzik dinliyoruz. Aklımıza gelebilecek çoğu şeyi telefonlarımız aracılığıyla gerçekleştiriyoruz. Bunların hepsi çok güzel ve faydalı şeyler. Gel gelelim bir de sosyal hayattan kopacak derecede telefon bağımlısı olma sıkıntısı var. Bir arkadaşınızla birlikte olduğunuzda bile onunla konuşmaktan çok telefonunuza bakıyorsunuz belki de! Böyle olanların sayısı oldukça fazla. Yemek yiyorsunuz ama telefon elinizde, sohbet ederken bile aklınız önünüzdeki telefonda. İşte günümüzde telefonların hayatımızdaki yeri bu, ne yazık ki…
Ben şahsen, özellikle mecbur kalmadıkça telefonumu çantamdan çıkarmamayı tercih ediyorum. Arkadaşlarımla buluştuysam vaktimi onlara ayırmalı, gözlerinin içine bakarak sohbet etmeliyim diye düşünüyorum. Öyle bir ortamda elinde telefon olan biriyle sohbet etmek hoşuma gitmiyor ve bunu saygısızlık olarak görüyorum. Olması gerekenin bu olduğu kanısındayım. İnsani ilişkilerin değerini yitiriyor olması, insanların birbiriyle sohbet etmek yerine telefonlarına bakmaları hoş karşılanacak bir durum değil şüphesiz.
Kendimizi ve çevremizi unutacak kadar değil, ihtiyaçlarımızı karşılayacak kadar elimizde olmalı telefonlarımız. Etrafınıza bakmayı ve gülümseyerek sohbet etmeyi unutmayın.
Haydi, bırakalım telefonları; biraz da birbirimize ayıralım zamanımızı.

