Dışarıdan bakıldığında veterinerlik çoğu insanın gözünde masum hayvanlara şifa dağıtan, keyifli ve sevgi dolu bir meslektir. İnsanlar veterinerleri sevimli yavru köpeklerle oynarken ya da bir kedinin başını okşarken hayal eder. Kuşkusuz bu mesleğin böyle ışıklı ve güzel tarafları vardır. Bir hayvanın sağlığına kavuştuğunu görmek, onun yeniden koştuğunu, mırladığını, gözlerindeki acının yerini huzurun aldığını görmek tarifsiz bir mutluluktur. Ancak beyaz önlüğün ardında görünmeyen bir başka yüz vardır: ağır sorumlulukların, zor kararların, duygusal yüklerin ve fedakârlıkların dünyası.
Veteriner hekimlik yalnızca tıbbi bilgi ve beceriyle sınırlı değildir. Bu meslek her şeyden önce sabır, özveri, empati ve dayanıklılık ister. Günlük yaşamımız çoğu zaman planlı ilerlemez. Bir anda kliniğin kapısı çalınır; elinde can çekişen bir hayvanla bir hasta sahibi içeri girer. O anda tüm dikkatiniz, tüm varlığınız o hayvana odaklanır. Saatin kaç olduğu, sizin aç olup olmadığınız ya da yorgunluğunuz artık önemsizdir. Çünkü karşınızda size güvenen gözler vardır. Bir kedinin minik bedeni solunum için çabalarken ya da bir köpeğin kalbi parmaklarınızın ucunda ağır ağır atarken kendi kalbiniz de aynı ritme uyar. İşte o anlarda veterinerliğin görünmeyen yüzü bütün çıplaklığıyla kendini hissettirir.
Bu mesleğin en ağır yüklerinden biri duygusal olandır. Hayvanlar konuşmaz ama gözleri, bedenleri ve davranışlarıyla size çok şey söyler. Bir köpeğin size minnetle bakan gözleri, bir kedinin sessizce kabuğuna çekilişi aslında yaşadığı acıyı anlatır. Çoğu zaman bu sessizliği siz duyarsınız. Fakat ne yazık ki her acının çaresi yoktur. Bazı hastalıklar tedaviye cevap vermez; bazen de her çabanıza rağmen kayıplar yaşanır. O kayıpların acısı mesleğin en görünmeyen ama en ağır yüküdür. İnsanlar çoğu zaman sizi güçlü görmek ister; siz de öyle görünürsünüz. Oysa her kaybın içinizde bir iz bıraktığını yalnızca siz bilirsiniz.
Veteriner hekimlik ikilemlerle dolu bir meslektir. Bilimsel olarak yapılması gerekenler çoğu zaman bellidir. Ancak hasta sahibinin imkânları bu gerçeklerle örtüşmez. Bazen bir tedavinin maliyeti hastanın yaşam hakkıyla çakışır. O noktada veteriner hekim yalnızca bir hekim değil, aynı zamanda bir arabulucu, bir yol gösterici olur. Daha da zorlayıcı olan ise ötenazi kararıdır. Hayvanın çektiği acıyı dindirmek ile onu hayatta tutma isteği arasında kalmak insanın vicdanıyla yaptığı en ağır hesaplaşmadır. Masaya atılan her imza aslında bir yaşamın noktalanmasıdır. Bu kararların yükünü yalnızca o anı yaşayan veteriner hekimler bilir.
Mesleğin görünmeyen yüzü sadece duygusal değil, sosyal fedakârlıklarla da örülüdür. Bayramlarda, tatillerde, insanların sevdikleriyle vakit geçirdiği günlerde bir veteriner hekim çoğu zaman klinikte nöbettedir. Ailesiyle sofraya oturmak yerine bir hayvanın başında dakikalarını harcar. Kendi sağlığını, sosyal hayatını çoğu zaman geri plana atar. Çoğu kez meslek dışı çevreler veteriner hekimin neden bu kadar yorgun ve meşgul olduğunu anlayamaz. Çünkü onlar yalnızca görünen yüzü, yani hayvan sevgisini görür. Oysa bu meslek arka planda büyük bir özveri ister.
Ama işte tam da bu özverilerin ardından gelen mucizevi anlar bütün yorgunluğu unutturur. Bir hayvanın gözlerindeki çaresizliğin yerini minnet alması, kuyruğun hafifçe sallanması, yeniden duyulan bir mırlama sesi… Bunlar veterinerliğin görünür mucizeleridir. Kimi zaman küçük gibi görünen bu anlar aslında aylarca süren emeklerin, uykusuz gecelerin karşılığıdır.
Veterinerlik hayvanlardan da çok şey öğretir insana. Bir hayvanın sabrı, güveni ve sadakati çoğu zaman insanlardan öğrenemeyeceğimiz derslerdir. Onlar bize koşulsuz sevginin ve bağlılığın ne demek olduğunu gösterir. Ve bizler bu sessiz öğretmenlerin yanında hem hekim hem de öğrenciyiz.
Sonuç olarak, veterinerlik yalnızca hayvan tedavi eden bir meslek değildir; aynı zamanda insanın kendi vicdanıyla, sabrıyla, umuduyla sınandığı bir yolculuktur. Bu yolculukta her gün yeniden ayağa kalkar, yeni hayatlara dokunuruz. Veterinerliğin görünmeyen yüzü işte bu fedakârlıkların, ikilemlerin ve sessiz kahramanlıkların bütünüdür. Ve bizler bu görünmeyen yüzü tüm ağırlığıyla bilerek, hayvanların sessiz dünyasında bir umut ışığı olmayı seçmiş insanlarız.