Ne kadar “an’ı yaşa” dense de hayat, birçok alanda prensipler ve alınan doğru ya da yanlış kararlar ile yön bulur. Elbette her insan mutlu ve ferah yaşamayı öncelikli tutar. Ama hayat, kimsenin tek başına sürdürebileceği bir süreç olmadığı gibi, etrafındaki olaylardan etkilenecek kadar da kırılgandır.
Ne yaparsak yapalım, bir sistem ve disiplin dâhilinde yapmıyorsak dağılmamız an meselesidir. Kişi önce kendini disiplin altına almalı ki, bunu işine ve etrafına da yansıtabilsin. Spor ve sporcularda da bu böyledir. Pek tabii ki disiplin öyle tepeden inme bir veri değildir. Onu kazanmanın da kuralları, yolları vardır. Özellikle sporcuda öz disiplin çok ama çok önemlidir.
Bunun içinse mutlaka hedef belirlemek gerekmektedir. Hedef olmadan ne plan ne de düzen oluşturamayız. Bu sebeple öz disiplinin ilk adımıdır hedef koymak. Sonra küçük adımlarla ilerlemeli. Hiçbir alışkanlık bir anda elde edilemez. Önce her gün erken kalkıp küçük adımlarla spor yaparak yola çıkabiliriz. Kendini bilmek ve sahip çıkmak her adımın temeli olur. Ne yapabileceğimizi ya da yapamayacağımızı bilmek, koyacağımız hedef ve plan için çok önemli olacaktır.
Plan yapmak en iç rahatlatıcı adımdır. Plan yaparak kafa karışıklığımızdan da kurtuluruz. İstikrar ve hazzı erteleme, en kritik ve en zor adımlardan biridir. İstikrar ve hazzı ertelemek aslında plan uygulamanın temel şartıdır. Nereden gelir? Öz motivasyondan gelir. Bu yüzden kendini motive et. Bize motivasyon veren sloganlar, şarkılar, bazı şiirler dinleyebiliriz. Arada bir mola vermek kimseyi daha az çalışkan yapmaz.
Önce zor olan işleri, sonra kolay olanı ele almalıyız. Çünkü zor olan bekledikçe gözümüzde daha da büyüyecektir. Bu yüzden önce zor olan. Zamanımızı iyi yönetmeliyiz. Her zaman, her yerde aşağı yukarı neyi ne zaman yapacağımızı planlamalıyız. Zamanı yönetmek irademizi de artıracaktır. İrade, öz disiplinin atasıdır.
Dikkat dağıtıcılardan uzak durmalıyız. Konsantrasyonumuzu bozmasına izin vermemeliyiz. Bir anda birkaç işle uğraşmak verimliliğimizi düşürür. Bu nedenle sadece o an yapmamız gereken işi yapmalı, dikkat dağıtıcı her şeyden kaçınmalıyız.
Bütün bunları yaparken kendimize anlayışlı olmayı da ihmal etmemeliyiz. Asla kendimize “başarısız” olduğunu yüklememeliyiz. Her zaman bir daha deneme şansımız vardır. Başarılı olduğumuzda da kendimizi kutlamalı, mutlaka ödüllendirmeliyiz. Kimseden beklemeden, bir pasta, bir çiçek, hatta minik bir eğlence gibi mesela…
İnsanlarla iyi ilişkiler kurmalı, mesafeyi iyi ayarlayarak temasa geçmeliyiz. Olmazsa olmazımız empati… Mutlaka empati yaparak yol almalıyız; yoksa biz olmaktan çıkarız. Bugün geldiğimiz noktada başarılı olmuş her insanın yaşamında bazı kuralları ve prensipleri olduğunu gözlemlememiz pek de zor olmuyor.
Saygılarımla.