Yitirilen Anlamlar

39 Görüntüleme
5 Dak. Okuma

Her şey anlamını yitirmekte; insan anlamını kaybetmekte, zaman değerini yok etmekte ve bütün düzen bozulmaktadır.

Her şeyin bir manası ve anlamı vardı eskiden.

Bayramların, okulların, elbiselerin, ayakkabıların, saatlerin, taşların, toprağın, ağacın, kâğıdın, kalemin, terliğin, ekmeğin, kuşların, aslanların, çıyanların, yılanların, akrabaların, dostların, eşlerin, yol arkadaşların, devletlerin, yönetimlerin, dağların, ovaların, depremlerin, sellerin, volkanların, gökyüzünün, patikaların, denizlerin, ormanların, otların, köylerin, şehirlerin, peynirin, zeytinin, sütün, ineğin, keçinin, tavuk ve horozun bir anlamı vardı.

Artık her şey anlamını yitirmekte!

İnsana iyi gelen her şey artık insan tarafından müdahale edilerek özü ve yapısı değiştirilmekte!

Kuşlardan drone yapan, ekmeğe zehir katan, kaleminde vahşet yazıp imzalayan, kâğıtlarında kanlar dolaştıran, süte su katan, zeytinin suyunu bozan, otları yakan, ormanlara kıyan, denizleri kirleten, siyaseti bozan, yönetimi çıkar ilişkileri üzerine kuran, her şeyin anlamını yitirten insanlar!

İnsan elleriyle kendi sonunu hazırlama gibi bir gayeye gebe kalmış durumda. Cenin haldeki günahsız ve saflığını yitirdiği gibi insanlığını da kaybetmekte!

Dostluklarını menfaat üzerine kurup dostluğun anlamını bozan, akrabalığı düşmanlığa dönüştürüp akrabalık bağlarını yok eden, dağlara, ormanlara, çiçeklere, denizlere zarar verip doğayı bozarak anlamlarını yitirten insan!

Neden? Çünkü içindeki çocuğu öldürdü bütün insanlar.

Evet, bütün insanlar her şeyin anlamını yitirdiği gibi içindeki çocuğu da öldürerek çocukluğun anlamını yok etti.
Yetiştirdikleri evlatlarını da, içlerinde çocukluk kalmadığı için, teknolojinin kucağına atan insanlar!

İçindeki çocuğa kıyıp gelecek nesillere de kıyan insanlar!

İnsan, artık özünde ruh yokmuş gibi yaşayan bir nesne!

Bundan kasıt; bütün evrene nefret, kin, düşmanlığı, menfaati katan bir nesne olması. Nesne evet; insan artık ruhunu yitirip bir nesne gibi yaşamaya sürükleniyor. Sadece para kazanmak için sabah sekiz akşam beş, veyahut daha ağır işlerde, kendisini huzursuz eden şeylere sırf para için katlanan; adeta bir robot gibi yaşamayı seçmiş ya da seçmesine zorlanan bir nesne!

Hiçbir şeyin manasını kavramak istemiyor. Her şeye bir kaftan biçip kendisine yarayacak noktaları gözünün önünde bulundurarak yoluna devam ettiğini sanıp bütün yolları karartıyor ve kapatıyor.

Özünden uzaklaşıyor insan!

Kültürünü, hassasiyetlerini zedeleyip ömrünü bir nesne gibi yalnızca materyalist arzu ve istekleri için çürütüyor. Sevgi denen kutsal kelimeyi dahi arzuları ve menfaatleri karşılığında, sevginin asıl manasının bozulmasına müsaade ediyor. Dini çıkar için, emeği menfaat için, dostluğu para için bir çırpıda hiçe sayıyor.

Her şeyin anlamını bozuyor insanlar! Anlamı bozuluyor bütün kâinatın.

Kitapları sevmeyen, dostlukları bilmeyen, anne babayı dinlemeyen, kardeşliği silen, akrabalığı hiç eden; teknolojiye bağımlı, pil olsa belki onunla çalışacak robotlar haline gelerek anlamını yitiriyor insanlar!

Geliştikçe geriliyor insanlar. Çoğaldıkça azalıyor; güçlendikçe çaresiz kalıyor, büyüdükçe ufalıyor insanlar. Günlerce uyudukça uykusuz kalıyor; uyandığını zannettikçe horlamaya devam ediyor insanlar!

Her şey olabiliyor ama bir türlü insan olamıyor insanlar. Aşk ve sevgiyi mantığa; daha çok kazanmayı geçim derdine, şükürsüzlüğü yetmezliğe, yetinmeyi daha fazlaya değişiyor insanlar.

Aşk ve sevgi kendi başına bir mantıktır. İnsanın kalbi kendisine uymayan birine âşık olmaz veyahut sevemez. Daha çok kazanmayı düşünen insan geçim sıkıntısı değil de biriktirme eylemine girdiğini düşünmez. Yetinmeyen, şükretmeyi bir alay olarak görür.

Daha çok çalışma eylemi, aşkta ve sevgide mantığın peşine düşmemiz; bizi bir insan değil de bir nesne olarak yaşamamıza sürüklemektedir.

Evet, aşk ve sevgi konusunda istişare yapılması, mantık için en doğal düşüncedir. Ama diğer bütün davranış ve arayış şekilleri; mantığın aşk ve sevgiye verdiği zararı göz önüne getirir. Tecrübelerle var olan şeyler her insanda aynı durumun yaşanacağını göstermeyeceği gibi; bir insanın mükemmel olması da var olan iyi durumun dışına çıkmayacağı garantisi ile, mantık insanın içinden sevgi ve aşkı hafif de olsa körelteceğini gün yüzüne çıkarır. Körü körüne aşkta insanı kör ettirir.

Para için gece gündüz çalışıp aileden uzak, çoluk çocuğuna zaman ayırmamak, sevdiklerini aksatmak; insanın bir nesne olarak para karşılığında bütün varlığını sattığının kanıtıdır.

İnsan, farkında olmadan yaşadığı bu çağda her şeyin anlamını değiştirmeye yeminli gibidir. Farklı olarak da, anlamı olmayacak her şeye de derin anlamlar yükleyerek; bütün düzenleri altüst edercesine, kendi kendine büyük zararlar verip bir insan değil de bir nesne gibi şizofreniye doğru gitmektedir.

İnsan; insan olmayı, insan kalmayı, insanları sevmedikçe, insanlığı denemedikçe, her şeyin anlamını yitirdiği gibi kendisini de bir gün yitirecektir.

Bu İçeriği Paylaş
Bağlantılar:
Yazar
Yorum yapılmamış

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version