Yol, Kendinden Kendinedir

26 Görüntüleme
2 Dak. Okuma

Yolun kendimden başlayıp kendime anladığım bir zaman dilimindeyim. Ne kadar koşarsam koşayım, yanan ciğerlerimden aldığım derin nefesin sahibi benim. Attığım adımların sayısı belirsizken, geçtiğim yolların aşinası benim. Konuştuğum herkesin, söylediğim her sözün benim heybemde olan, hak edenin karşılığını aldığı cümle pazarındayım.

Dizlerimdeki yara izlerinin her birinin hikayesi öğretmenim oldu. Sırtını sıvazlayarak teselli ettiğim kişinin, arkamı ilk dönüşümde yaptığı nankörlüğün “insanlığınca” olduğunu kavradım. Yan yana yılları devirdiğim dostlarımın bakışında huzurun baki kılındığını da kavradım. Gün geceye dönerken kaçanları da, gece güne dönerken yanaşanları da biliyorum. “Nasılsa görmez, bilmez, anlamaz…” denilen onca ne varsa, hepsini bilip bilmezden gelmenin derinliğini de…

Bir kalpte çiçek olup açmanın, yağmura yakalanmış kelebek misali kol kanat geren bir sevdanın içinde yıllanmanın şükrü, kendi kalbinden çoğalan sevgiyle herkese inat, her şeye inat iyi bakmanın hazzını da bilirim. Bilirim; ne hissederek yaparsak o döner bize: iyiliğe iyilik, niyete niyet. Neyse kalbinizden geçen, davranışınıza, düşüncenize sinen, kendi auranızın rengidir.

Yol kendimden kendime ise yolda yaşadığım, gördüğüm her şey yolun bana anlattığı, öğrettiğidir. Önce insanı öğretti yol; insanın ne olacağını, ne olduğunu… Sonra kendimi öğretti; ne olduğumu, olacağımı, olmam gerekeni… Nasıl hoyrat davrandı bazen, nasıl acıttı, ağrıttı fakat sonunda bir sebep verdi ve “Teşekkür ederim” dedirtti.

Sonra, keskinleşen virajlarda daha net karar vermeyi; sonra “kendin” olmayı, sınırlarını, mutluluğunu, huzurunu nasıl korumak gerektiğini öğretti sabırla. Bazen gereken vedalar, bazen gereksiz karşılaşmalar… Bazen çok laf, hissedilmeyen duygular; bazen davranışlardan oluk oluk akan sessiz güzellikler…

Kendime geliyorum. El’den arınıp kendime geliyorum, âlemden sıyrılıp kendime geliyorum. Bir ev misali ruhum, gönlümce dizayn edilmiş bir yaşamın sakinliği, yalınlığı ve huzuru ile binlerce şükür içinde kendime varıyorum. Maddeselliğin güçsüzlüğünü sayısız kere gördüm ve yüzüm artık sadece kendiselliğime dönük.

Her sabahın ışıklarının gözlerimize düşmesinin mucize oluşuna, konuşabiliyor olmanın derinliği, düşünebilmenin özgürlüğü, koşabilmenin basitçe görünen lüks olduğu, sağlıklı olmanın en büyük zenginlik olduğunu, huzurun ise nefes almak kadar önemli olduğunu öğreten yol beni kendime getirdi.

Yol benim.
Yol ben’im.
Yol beni bana getirenim.
Yol bende başlayıp benden biten, sonu olan sonsuzluk.

Bu İçeriği Paylaş
Bağlantılar:
Yazar
Yorum yapılmamış

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version