1 Mayıs’ta Zeynep Olmak

10 Görüntüleme
4 Dak. Okuma

TAKVİM: 1 Mayıs 1977

Zeynep, 1970’lerin başında, İstanbul’un sanayi bölgesinde bir tekstil fabrikasında çalışmaya başlamıştı. O zamanlar gençti, hayalleri vardı; bir gün ailesine daha iyi bir yaşam sunmak, çocuklarına daha güzel bir gelecek bırakmak istiyordu. Ama bu hayal, her geçen gün fabrikadaki koşullar tarafından paramparça ediliyordu.

Zeynep’in çalıştığı fabrika, büyük bir tekstil üretim tesisiydi. Çoğunluğu kadın işçilerdi ve çoğu, düşük ücretlerle, aşırı sıcak ve sağlıksız koşullarda çalışıyordu. Fabrikanın içinde sürekli bir kimyasal madde kokusu vardı. Makineler gürültülü çalışıyor, elektrik tesisatları düzgün değildi, yangın çıkma riski büyüktü. Ancak bu kadar ciddi tehlikelere rağmen, patronlar güvenlik önlemleri almak yerine, sadece üretimi arttırmak için baskı yapıyordu. Zeynep, her gün bu ölümcül ortamda çalışmak zorundaydı.

İş yerindeki kadınlar, o dönemde haklarını aramak için sendikalara katılmayı deneseler de, sendikal faaliyetler o dönemde oldukça zorlayıcıydı. Birçok kadın, sendikalara katıldıkları için işten atılmakla tehdit ediliyordu. Zeynep de bu baskılara karşı sessiz kalmak zorunda kalmıştı. Ama her geçen gün, bu koşullar ona yabancılaşmaya başlıyordu.

1 Mayıs 1977 sabahı, Zeynep ve diğer işçiler fabrikada normal çalışmalarına devam ediyorlardı. Ancak bu sabah, fabrikada bir şeyler farklıydı. 1 Mayıs’ı kutlamak için işçiler arasında bir heyecan vardı. Birçok kadın, bu özel günde haklarını talep etmek için greve gitmeyi umuyordu. Ancak patronlar, buna engel olmak için üretimi hızlandırmış, tüm işçileri daha fazla çalışmaya zorlamışlardı.

Fabrika o sabah, sıcak bir yaz gününden daha fazla bunaltıcıydı. Zeynep ve arkadaşları, makinelerin başında, ter içinde kalmış şekilde kumaşları kesiyor, dikiyor, ütülüyorlardı. Birden, fabrikada büyük bir patlama sesi duyuldu. Fabrikanın alt katında bir kıvılcım çıkmış, ardından yangın başlamıştı. Zeynep, diğer işçiler gibi hızla kaçmaya çalıştı ama yangın o kadar hızlı yayıldı ki, hiçbir çıkış yolu bulamadılar.

Patronlar, yangın alarmını çalmamış, güvenlik görevlileri yangına müdahale etmemişti. Fabrikanın pencereleri demir parmaklıklarla kapalıydı, yangın merdivenleri ise daraltılmıştı. Çoğu işçi, fabrikadan kaçarken birbirine çarpmış, birçoğu dumanın etkisiyle bayılmıştı. Zeynep ve diğer kadın işçiler, o korkunç dumanın içinde birbirlerini bulmaya çalışarak çıkışa yöneldiler, ama hiçbir şey görmüyordu. O an, yalnızca alevler vardı.

Zeynep ve arkadaşları, her şeyin birkaç dakika içinde sona erdiği bu yangının içinde kayboldu. Fabrikanın içinde kalan 30’dan fazla işçi, o gün hayatını kaybetti, bunların büyük çoğunluğunun kadın işçiler olduğu belirtildi.

Yangın söndüğünde, fabrikada büyük bir hüsran vardı. Arama-kurtarma ekipleri, yangının etkisinde kalan cesetleri bulmakta zorlanmışlardı. Zeynep ve arkadaşları, hala hatırlanıyorlardı; onları tanıyanlar, o kadınların sadece ekmek parası kazanmak için değil, aynı zamanda hayatlarını korumak için mücadele ettiklerini söylüyordu.

Fabrika patronları, olayın ardından yalnızca zararı kabul ettiler, ancak herhangi bir suçluluk hissetmediler. Ancak işçi sınıfının direnişi, o günden sonra daha güçlü bir hal aldı. Birçok işçi sendikasının ve işçi hakları savunucularının çabaları sayesinde, güvenli çalışma koşulları ve yangın güvenliği yasaları için reformlar talep edilmeye başlandı. 1 Mayıs 1977’de hayatını kaybeden işçi kadınların ölümüne karşı yapılan protestolar ve anmalar, Türk işçi hareketinin önemli bir parçası haline geldi.

Zeynep ve diğer işçi kadınların hikâyesi, sadece bir trajedi değil, aynı zamanda bir uyanıştı. Onların hayatlarını kaybetmesi, işçi haklarının, güvenli çalışma koşullarının ve emeğin değeri için yapılan mücadelenin çok daha güçlü hale gelmesine sebep oldu. Bugün hala, her yıl 1 Mayıs’ta, bu kadınların isyanı anılıyor. Çünkü onlar, sadece bir fabrikanın içindeki sesini duyurmakla kalmadılar; tüm Türkiye’ye, emeğin değerini ve işçilerin haklarını savunmanın ne kadar önemli olduğunu gösterdiler.

Zeynep’in ve arkadaşlarının anısı, hâlâ işçi sınıfının mücadelesine ilham kaynağı olmaya devam ediyor.

Bu İçeriği Paylaş
Bağlantılar:
Yazar
Yorum yapılmamış

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version