Aitlik Üzerine

Esra Algan 67 Görüntüleme 3 Yorum
5 Dak. Okuma

“Bir dalın yaprağı olmaktı bizi huzurlu kılan.”

Ait olmayı istemek doğal bir eğilimdir; bir yere, kişiye, zümreye, topluluğa, mekâna, şehre, inanca, kültüre… Ait oldukça huzurlu hissederiz ya da ait olarak huzuru ararız. Dönüp dolaşıp ait olduğumuz yerde buluruz kendimizi. Uzaklaştıkça huzursuzluğumuz artar çünkü. Ait olduğumuz şeyi severiz ya da sevdiğimiz şeye ait oluruz. Sevdiğimiz için mi ait hissederiz, ait olduğumuz için mi severiz? Bu soruyu sanırım herkes bu bağlamda sormalı kendisine.

Sahip olma durumuna verilen bir cevaptır aitlik. Sahip olmayı istemek insanlık var oldu olalı en büyük zaaflarımızdan biridir. İnsanın egosunu besleyen en büyük dürtülerden biridir bir şeyin maliki olmak. Günübirlik gittiğimiz bir piknik alanında dahi altına oturduğumuz ağacı, ağacın dalını, kayayı ya da bir ot yığınını sahiplenebiliyoruz. Hatta birileri yaklaşsa hemen harekete geçip o bölgeyi korumaya başlıyoruz, o bölge için kavga bile edebiliriz. Deniz kenarından topladığımız deniz kabuğunu ya da çam kozalağını çok kolay sahiplenebiliriz. Sahip olmak bizim için mutluluk kaynağıdır. Çoğu insan yaptığı en ufak bir alışverişte dahi mutlu hisseder kendisini. Bu da sahip olmanın bir getirisidir.

Gündelik hayatta çok kullanırız “Benim” kelimesini. Sahip olmaya hevesliyken ait olmaya bu kadar hevesli olduğumuz söylenemez. Sahip olmanın gücü ile ait olmanın huzuru yer değiştirir çoğu zaman. Her ne kadar ait olmaya meyilliysek de sahip olmak bu duyguyu gölgede bırakabilir. Sahip olmanın ihtirasıyla ait oluruz çoğu zaman, bunu fark edemeyiz. Sahiplik bizi ait alarak ele geçirir!

Sahip olma hissi liderlik vasfı baskın olanlarda ağır geldiği gibi bu vasfı baskın olmayanlarda aitlik hissi ağır gelir. Liderler sahip olma meylinde iken lider olmayanlar ait olma eğilimindedir. Kendi hayatının sorumluluğu ağır gelenler ait olarak yıkmaya çalışırlar bu ağırlığı üzerlerinden. Sahip olma dürtüsü ağır olanlar da severek yüklenir bu ağırlığı ve ipleri ele geçirirler. Bu durumdan alan memnun, satan memnundur.

Ait olmak kaybolmaktır kimi zaman. O kadar aitizdir ki kendimiz olmaktan vazgeçmişizdir. Bulunduğumuz yer ya da ait olduğumuz kişiyle özdeşleşmişizdir. Kendi kimliğimizi kaybetmek uğruna ait olma sıfatımızı koruyoruzdur. Kendi düşünce, fikir ya da eylemimiz kalmamıştır. Aitliğin hantallığında, kendi hayatımızın sorumsuzluğunda, başkalarının elinde tuttuğu iplerin yön vermesiyle bedava ve vasıfsız bir hayata yelken açmışızdır. Ait olurken kendi kimliğimizi göz ardı etmişizdir. Bu durum bizi rahatsız etmezken mutlu ettiği de söylenebilir.

Özgürlükle kanlı bıçaklıdır aitlik ve her defasında kazanır. Özgürlük zannedilenin aksine başlı başına sorumluluğunu ister kendi hayatının ya da bir başkasının. Kendi kararlarını almayı, rotasız bir yelkenlide hayatına yön vermeyi ve bunu yaparken de başkalarının rotalı hayatına müdahale etmemeyi gerektirir. Özgürlük hareketi de beraberinde getirir. Ait olmadığın için kendi dünyanı, şehrini, kendi aitliğini çizersin yeni baştan. Kalıbını ya da kalıpsızlığını belirlersin. Ait olmak öyle midir? Her şey hazırdır. Gemi sağlam, rota belli, kalıbın üzerindedir. Kaptan senden önce kararını vermiş, yön veriyordur hayatına. Cesur olmayı ya da risk almayı gerektirmez. Sana sunulan hayatı yaşarsın, sunan kişi/kişilerin koyduğu kurallarla.

Bir insanı, bir yeri sevmekle başlıyor aitlik. Bu yüzden ait hissetmeyiz yeni gittiğimiz yerlere kendimizi, yeni tanıştığımız insanlara, adını duyduğumuz zümre ya da topluluklara. Emek verdikçe, zaman geçirdikçe, tanıdıkça ve sevdikçe başlar sahiplik hissi ve aitliği peşinde sürükler. Sahip olma hırsıyla başlar çoğu aitlikler ve kontrolü kaybettiğimizde anlarız bunu.

Durup bir düşünün ait misiniz yoksa sahip mi? Sahip olduğunuz tüm değerler sizi ele geçirmiş mi yoksa hâlâ kontrol sizde mi? Ne kadar kolay vazgeçebilirsiniz onlardan ya da vazgeçebilir misiniz? Sahip olduklarınız sizi ait olduğu için mi seviyor yoksa bunun altını doldurabilir misiniz? Özgür bıraktığınızda kalır mı yoksa gider mi?

Huzurlu olmak için başlayan aitlikler kendi iç dünyamızda bizi huzursuzluğa sürüklüyorsa eğer doğru bir aitlikte konaklamıyoruzdur. Yaşamımız boyunca aradığımız huzur ve mutluluk eğer sahip olduklarımızda ya da ait olduklarımızda değilse bunun sorgulamasını yapmak boynumuzun borcudur. Belki de aitsizliktedir aitlikte aradığımız huzur ve mutluluk… Bunu, aitliğimizi sorgulamadan anlayamayız!

Bu İçeriği Paylaş
Yazan Esra Algan
Bağlantılar:
Yazar
3 Yorum
  • Hayatımıza farkındalık katabilecek güzel bir yazı olmuş. Emeğinize sağlık 👏👏👏
    Hayrendis yazarlarından Gülay.

  • Kalemine Yüreğine Sağlık Okudukça Okuyası Geliyor insanın Kaleminde Yüreğin Kadar Güzel Herşey Gönlünce Olsun 🤲🏻 🤗🥰

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version