Aynı Şarkı

Meltem Tuncay 32 Görüntüleme 1 Yorum
3 Dak. Okuma

Aynı şarkı. Evet yine aynı şarkı kulaklarımda çalıyordu. Bu şarkıyı nereden duymuştum hatırlayamıyorum. Nasıl ezberlemiştim farkında değildim. Daha önce dinlediğime bile emin olmadığım bu şarkı beynimin içinde dönmekteydi hatta dilimde dolanıyor devamlı mırıldanıyordum. Yüzümü yıkadım, soğuk suyun verdiği rahatlama hissinin ardından her sabah yaptığım gibi yürüyüşümü hallettim. Güzel bir kahvaltı ve duş sonrası alışveriş yapmak için en yakın arkadaşım Esra ile heykelin önünde buluşmaya evden çıktım. Esra ile devamlı alışveriş yaptığımız için mekanları ve insanları tanıyorduk. İnsanlarla selamlaşarak yürümeye devam ettim. Hava güneşliydi, turuncu elbisemi giymiştim. Heykelin önüne gelmiştim, Esra her zaman geciktiği için bankta oturup insanları izlemeye başladım. Kız arkadaşım 15 dakika sonra geldi. Renkli elbiselere bakmak için mağaza mağaza dolaştıktan sonra pembe çiçekli elbise almaya karar verdim. Alışveriş sonrası kahvelerimizi de içmeye gittik. Garip bir durum vardı. Kahvenin tadını alamıyordum. Kahveden sonra hemen eve gidip uzandım, çok yorucu bir gündü. Müzik dinlerken uyuyakalmışım. Sabah gözümü açtığımda yine aynı şarkı kulaklarımdaydı. Mırıldanarak kahvaltımı ve duşumu, sporumu hallettikten sonra heykelin oraya gittim. Herkes beni tanıyordu, yol boyunca herkesle selamlaşmıştım. En yakın arkadaşım Esra yine beni bekletiyordu. O, her zaman her yere geç kalırdı. Onu beklerken boş bir banka oturdum ve insanları izlemeye başladım. Yolun ortasında bir kalabalık vardı. İnsanlar bir şeyin etrafında toplanmışlardı. Havada telaş hakimdi. Kalabalığın içinden çıkan bir kadına sordum.

“Affederseniz, orada ne olmuş acaba?”

“Genç bir kıza araba çarpmış, maalesef durumu kötü gözüküyor tanınmaz hale gelmiş. Korkunç.”

Esra hala gelmemişti ve o kızın arkadaşım olma ihtimali kanımı dondurmuştu. Hızla kalabalığın olduğu yere gittim. Yerde kanlar içinde yatan kıza baktım, dikkatimi çeken şey turuncu elbise giymiş olmasıydı. Kıza çarpan arabanın radyosundan cızırtılı bir şarkı çalıyordu. Aynı şarkıydı. Bu şarkı her sabah zihnimde çalan, devamlı mırıldandığım şarkıydı. Kafam karışmıştı. Heykele doğru kafamı çevirdim, Esra, devasa kanatlarıyla heybetli duruşuyla buluşma yerine gelmişti. Esra kimdi koruyucu meleğim mi Azrail’im mi, burası neresiydi, araf mı, cehennem mi? Ölmüş müydüm yoksa bu bir rüya mıydı? Belirsizlik yüklü yığınla soru ve korku. Neden ben? Gözümü kapattım.

Ertesi sabah aynı şarkıyı mırıldanarak uyandım, yürüyüş sonrası duş ve kahvaltımı yapıp Esra ile buluşmak için evden çıktım…

Bu İçeriği Paylaş
Bağlantılar:
Yazar
1 Yorum
  • Dejavuyu gördüm ağzıma takılan şarkılara bakış açım değişti resmen. Bu baya ürkütücü. Mırıldandığım şarkılara dikkat edicem bundan sonra. 🙂

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version