Bağlanma Perspektifinden Sevgi Yetersizliği

Melek Taşçeken 31 Görüntüleme Yorum ekle
5 Dak. Okuma

Biz insanlar, sevginin yetersizliğinden nice kez incinerek yara aldık. Acıların getirdiği zorlu mücadeleler, yaralarımızı derinleştirdi. İçimizdeki bu acı, kendimizi savunmak için farklı yöntemler denememize neden oldu. Kimimiz, kendimizi diğerlerinden uzaklaştırarak, kimimiz ise bir sığınak arayarak korunmaya çalıştı.

Sayfalarca kitap yazılacak bir cümlenin analizini yapmak istiyorum size; bu cümle, insanların sevgiye olan ihtiyaçlarının önemini ve sevginin yetersizliğinin ne kadar acı verici olabileceğini vurguluyor. Bu acılar, insanların iç dünyasında derin yaralar bırakıyor ve savunmasız hissettikleri zamanlarda, farklı korunma yöntemleri denemelerine sebep oluyor.

Bağlanma perspektifinden bakıldığında, insanların bu yaraları sarmak için ihtiyaç duydukları şey, güvenli bir bağlanma ilişkisidir. Sevginin yetersizliği, çocukluğun erken dönemlerinde başlar ve ebeveynlerin çocuklarına yeterli ilgi ve sevgi gösterememesinden kaynaklanabilir. Bu durum, çocukların güvenli bir bağlanma geliştirmesine engel olabilir ve yetişkinlikte de benzer davranış kalıplarını tekrar etmelerine neden olabilir. Şimdi biraz konuyu daha iyi anlayabilmemiz açısından güvensiz bağlanmanın ne olduğunu açıklamak istiyorum;

John Bowlby’un bağlanma kuramı, insanların özellikle çocukluk dönemlerinde güvenli bağlanma oluşturması gerektiğini savunur. Güvenli bağlanma, çocuğun bakım veren kişiye güvenebilmesi, onunla bağ kurması ve bu bağın devamlılığının sağlanmasıdır. Güvenli bağlanma, çocukların duygusal ve sosyal gelişimlerinde önemli bir rol oynar.

Güvensiz bağlanma ise çocuğun bakım veren kişiye güven duyamadığı, onunla bağ kuramadığı ya da bağı kopma noktasına geldiği durumlarda ortaya çıkar. Bu durumda çocukların duygusal ihtiyaçları yeterince karşılanmaz ve gelişimleri olumsuz etkilenir.

Güvensiz bağlanmanın nedenleri arasında bakım veren kişilerin yetersizliği, tutarsızlığı, ilgisizliği veya duyarsızlığı yer alır. Çocuklar, bakım veren kişilerinin davranışlarına göre bağlanma şekilleri geliştirirler. Eğer bakım veren kişi güven verici davranışlar sergilemezse, çocukta güvensiz bağlanma oluşabilir.

Güvensiz bağlanma, çocukların ileriki yaşamlarında da sorunlara neden olabilir. Örneğin, güvensiz bağlanma yaşayan çocuklar ileride ilişki kurmada zorluk yaşayabilirler, depresyon, kaygı ve diğer psikolojik problemler geliştirebilirler. Hal böyle iken güvensiz bağlanmanın yetişkin ilişkilerimize olan etkilerine değinmeden de olmaz.

Bir kişinin erken çocukluk döneminde yaşadığı anne-baba figürleri ile olan etkileşimlerinden kaynaklanan bir durumdur. Bu durumda, çocuklar anne-babalarıyla güvenli ve sağlıklı bir bağ kuramamışlardır ve bu durum yetişkinlikte de ilişkilerinde sorunlar meydana getirebilir.

Güvensiz bağlanma, yetişkin ilişkilerine çeşitli şekillerde etki edebilir. İşte bazı örnekler:

  1. Güven eksikliği: Güvensiz bağlanma, kişilerin diğer insanlara güvenmelerini zorlaştırır. Bu, yetişkin ilişkilerinde güven eksikliği oluşturabilir ve partnerlerin birbirlerine olan güvenlerinin azalmasına neden olabilir.
  2. Bağımlılık: Güvensiz bağlanma, kişilerin ilişkilerinde bağımlılık meydana getirme eğiliminde olmalarına neden olabilir. Bu, bir kişinin partneriyle çok yoğun bir ilişki yaşamasına, sürekli birbirlerine ihtiyaç duymalarına neden olabilir.
  3. Çatışma: Güvensiz bağlanma, çatışma ve kavgalara neden olabilir. Bu, bir kişinin partneriyle çatışma yaşamasına, küçük sorunları bile büyük bir krize dönüştürmesine neden olabilir.
  4. İlişkilerde tekrarlayan desenler: Güvensiz bağlanma, bir kişinin tekrar tekrar aynı ilişkisel desenleri yaşamasına neden olabilir. Bu, örneğin, bir kişinin sürekli olarak aynı türden partnerlerle birlikte olması gibi durumlar olabilir.
  5. Duygusal mesafe: Güvensiz bağlanma, kişilerin duygusal olarak mesafeli olmalarına neden olabilir. Bu, bir kişinin partneriyle duygusal bir bağ kurmasını zorlaştırır ve ilişkilerin yüzeysel ve yetersiz kalmasına neden olabilir.

Bu nedenlerle, güvensiz bağlanma yetişkin ilişkilerine önemli etkileri olan bir durumdur. Ancak, kişinin bu durumu fark etmesi ve bunun üzerine çalışması, sağlıklı bir ilişki kurabilmesine yardımcı olabilir.

Kendinize sorabileceğiniz ve çalışabileceğiniz bazı sorular hazırladım. Bu soruların üzerinde düşünmek, çalışmak bazı parçaları birleştirmenizi sağlayacaktır.

  1. İlişkilerimdeki güven sorunları nereden kaynaklanıyor?
  2. Geçmiş deneyimlerim nasıl beni etkiliyor?
  3. Hangi durumlarda güvenim zedeleniyor?
  4. İlişkilerimdeki beklentilerim nelerdir ve gerçekçi mi?
  5. Kendi duygusal ihtiyaçlarımı tanıyabiliyor muyum?
  6. Başkalarının duygusal ihtiyaçlarına nasıl tepki veriyorum?
  7. İlişkilerimde iletişim becerilerim nasıl?
  8. Kendi sınırlarımı nasıl belirliyorum ve sınırlarımın çiğnenmesini nasıl engelliyorum?
  9. İlişkilerimde hangi rolleri üstleniyorum ve neden?
  10. Kendimi başkalarına bağımlı hissettiğim zamanlar neler yapıyorum?

Ayrıca şunları da belirtmek isterim;

Güvensiz bağlanma davranışınızı iyileştirmek için, öncelikle yukarıda vermiş olduğum sorulara dürüst bir şekilde cevap vermek gereklidir. Ayrıca şunları yapmak da yardımcı olabilir:

  1. Kendi duygularımızı ve ihtiyaçlarımızı tanımak ve ifade etmek için çalışmak,
  2. Olumsuz duyguları kabul etmek ve onlarla başa çıkmak için stratejiler geliştirmek,
  3. Kendi sınırlarımızı belirlemek ve sınırlarımızı çiğnemek isteyen kişilerle sağlıklı bir şekilde başa çıkmak için stratejiler geliştirmek,
  4. Sağlıklı ilişki becerileri ve iletişim becerileri öğrenmek,
  5. Profesyonel yardım almak (örneğin, psikoterapi).

Ben Melek Taşçeken. Sorularınız için iletişim kurabileceğiniz mecraların linklerine profil fotoğrafımın altından ulaşabilirsiniz. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere…

Bu İçeriği Paylaş
Bağlantılar:
Çocuk Gelişim Uzmanı & Çift ve Aile Terapisti
Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version