Bayram Hediyesi

Neşe Kayan 45 Görüntüleme Yorum ekle
2 Dak. Okuma

Öğretmenlik yaptığım özel eğitim merkezinde, Yunus Emre isminde sevimli bir öğrencim var. Henüz 16 yaşında fakat çok olgun ve efendi bir genç. Uzun zamandır fizik tedaviye başlamayı çok istiyordu fakat hafta sonu geldiği için saatler uymuyordu. Okullar kapanınca hafta içi gelmeye başladı, böylelikle özel eğitimin yanında fizik tedaviye de başlamış oldu.

O gün sevinçle yanıma geldi, hatırımı sordu. O kadar mutlu ve heyecanlıydı ki sözlerinden ve gözlerinden okunuyordu. İlk fizik dersinden sonra hocası, hangi çalışmaları yaptıklarını durumda paylaştı. Çalışmayı büyük bir istekte yaptığı belliydi.

Bayram tatilinden bir gün önceki son derse Yunus Emre bendeydi. Fizik tedavide neler yaptıklarını konuştuk. Sonra: “Hocam, fizik hocası bana rahat spor yapmam için eşofman ve spor ayakkabı hediye alacağını söyledi.” dedi mutlulukla. Ben de çok sevindiğimi söyledim. Dersimizin sonlarına yaklaşmışken sınıfımın kapısı çalındı. Gelen kurumumuzun müdiresiydi. “Buyurun hocam” dedim, “Misafirlerimiz var hocam” dedi. Sonra bir hanımefendi ve beyefendi gülümseyerek sınıfımıza girdiler. “Buyurun, hoş geldiniz” dedim ama henüz duruma vâkıf olamamış bir şekilde müdiremize baktım. “Fizik hocamızın ablası, Yunus Emre’nin bayram hediyelerini getirdi” dedi. Şimdi anlamıştık. Hanımefendi güler yüzüyle, kardeşinin hediyelerini öğrencimize takdim etti. Yunus Emre heyecanla ayakkabı kutusunu açtı, içinden yeni spor ayakkabılarını çıkardı.

İkimiz birden göz göze geldik, hem çok mutlu olmuş hem de duygulanmıştık. Çünkü az önce bu ayakkabılardan bahsederken getirilmeleri bizi çok duygulandırmıştı. “Biz de şimdi bunlardan bahsediyorduk” deyince misafirler de şaşırdılar. Teşekkür ettik, bayramlaştık ve sınıftan ayrıldılar. Yunus Emre’mizin hafif fiziksel engeli olduğu için önce ayağındaki ayakkabıları birlikte çıkardık, sonra yenilerini giydi, iplerini bağladık. “Yaa hocam tam bahsederken geldi çok sevindim yaa!” dedi gülen yüzü ve gözleriyle. “Öyle oldu oğlum, ben de hem duygulandım hem sen mutlu oldun diye mutlu oldum” dedim.

O hâliyle fotoğrafını çekip okulumuzun grubunda paylaştım. Kurum sahibimiz ve diğer öğretmen arkadaşlar da mutlu olmuşlardı. Ders bitti ve dışarı çıktık. Hepimiz bayramlaşarak, 9 gün sonra görüşmek dilekleriyle ayrıldık.

Her zaman bir çocuk sevindirmenin en güzel şey olduğunu düşünmüşümdür. Hele ki o çocuk durumu olmayan ve özel bir çocuksa..

Bu İçeriği Paylaş
Yazan Neşe Kayan
Bağlantılar:
Öğretmen / Yazar
Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version