Anayasamızın 36. maddesi hak arama hürriyetini düzenlemekte olup, herkesin meşru vasıta ve yollardan faydalanarak yargı mercileri önünde davacı veya davalı olabileceğini, iddia ya da savunmalarda bulunabileceğini ve adil yargılanma hakkına sahip olduğunu dile getirmektedir. Yine, Hukuk Muhakemeleri Kanunu 189. maddesine göre, taraflar kanunda belirtilen süre ve usule uygun olarak ispat hakkına sahiptir.
Anılan haklar boşanma davalarında da geçerli olup, taraflar iddia ve savunmalarını serbestçe ortaya koyabilirler, dilekçelerinde dile getirdikleri hususları ispat için deliller sunabilirler. Bununla birlikte hiçbir hak sınırsız değildir. Hakkını ispat etmeye çalışan davacı ya da davalının her şeyden evvel bunu hukuka aykırı olmayan bir delille yapması gerekmektedir.
Hukuka aykırılık burada geniş yorumlanmaktadır. Bu bağlamda, bir eylemin hukuka aykırılığı ceza hukuku, medeni hukuk, idare hukuku da dahil olmak üzere hukukun tüm dallarındaki normlara aykırılık teşkil etmemesi anlamını taşır.
Boşanma davalarında delillerin elde ediliş ve sunuluş şekli davanın seyrini değiştirebilir. Peki, hukuka aykırı delillerin boşanma davalarındaki görünümü nasıldır?
Boşanma davalarında en sık rastladığımız deliller telefon ve mesaj kayıtlarından oluşmaktadır. Eşlerden birinin kendisine gönderilen mesajları delil olarak sunmasında bir beis yoktur. Veyahut eşler arasındaki bir konuşmaya 3. kişinin tesadüfen tanıklık etmesi ve bunu mahkemede beyan etmesi de hukuka uygundur. Ancak eşlerden birinin diğer eşe ait telefon ya da diğer bir elektronik cihaza izinsiz şekilde erişmesi ve buradaki bilgileri kullanması ya da diğer eşin telefonuna casus yazılım yükleyip bu şekilde mesajlara ya da diğer iletilere ulaşması halinde, anılan eylemlerin haberleşme hürriyetini ihlal edip etmediğine değinmekte fayda vardır. Anayasanın 22. maddesi herkesin haberleşme hürriyetine sahip olduğunu ve haberleşmede gizliliğin esas olduğunu düzenlemektedir. Hal böyle iken, eşlerden birinin diğer eşe ait telefon ve mesaj kayıtlarına sahibinin rızası olmaksızın erişmesi ve bunları mahkemeye sunması hukuka aykırıdır. Yargıtay, yalnızca kendisine karşı işlenmekte olan suçu başka türlü ispat etme olanağı bulunmayan anlarda alınan ses kayıtlarının kullanılmasına cevaz vermektedir. Yapılması gereken telefon ve mesaj kayıtların mahkeme tarafından ilgili GSM operatörüne bir yazı yazılarak istenmesidir.
Evlilik hayatı taraflara birbirlerinin mahrem alanlarına sirayet etme imkanı tanımaktadır. Bu halde çoğu zaman özel hayat kavramı da tartışma konusu olmaktadır. Evlenmiş olmak özel hayattan vazgeçildiği anlamına gelmemektedir. Anayasanın 20. maddesi özel hayatın gizliliğini anayasal bir hak olarak koruma altına almakta, TCK m.134 ise özel hayatın gizliliğinin ihlal edilmesini suç olarak tanımlamaktadır. Boşanma istemiyle avukata başvuran tarafların hukuka aykırı yollarla eriştiği diğer eşin özel hayatına dair görüntü veya ses kaydını davada kullanmak istemesi uygulamada sıklıkla karşımıza çıkmaktadır. Bu bağlamda taraflardan birinin bir sistem kurmak suretiyle diğer eşe ait görüntü ya da sesi kaydetmesinin suç olduğunun altını çizmekte fayda görmekteyiz. Bununla beraber çocuk için ya da evin güvenliği için takılan kameralara tesadüfen yansıyan görüntü ve sesin kullanılmasının hukuka aykırı olmadığının kabulü gerekir. Yine eşlerden birinin diğerine ait olan ve ortak konutta bulunan bir defteri, mektubu ya da fotoğrafı mahkemeye delil olarak sunmasında bir beis yoktur. Zira, bunların sahibi olan eş, bunları ortak yaşam alanına bırakırken diğer eşin de erişebileceğini kabul etmiştir. Bununla birlikte, bu eşyaların sahibinden zorla alınıp delil olarak kullanılması suçtur. Yine, eşler boşanma sürecinde fiilen ayrı yaşamaya başlamışlarsa diğer eşin evine izinsiz girmek ve buradan delil elde etmek de konut dokunulmazlığının ihlali suçunu oluşturacaktır.
Sonuç itibariyle, herkes yargı mercileri önünde davasını ortaya koymak, delillerle desteklemek ve ispatlamak hakkına sahiptir. Bununla birlikte hukuk düzeninin koyduğu bazı sınırlar vardır. Hukuka aykırı elde edilmiş deliller yargılamaya konu edilemez, dosyaya sunulmuş olsa dahi mahkeme tarafından nazara alınmaz. Dahası hukuka aykırı yollarla delil elde etmek suç kapsamına da girebilir. Boşanma davasını ispat için çıkılan bu yolda cezai müeyyide ile karşılaşmak olasıdır.

