Bendeki bu deli yürek,
Uçsuz bucaksız bozkırlarda
Çılgınca koşan doru yılkı atı,
Güneşin yakıp kavurduğu
Sonsuz kızgın çöllerde
Cana can katan yemyeşil vaha,
Denizlerde Poseidon’un öfkesi…
Bendeki bu deli yürek,
Kimi zaman kelebeğin kanadı,
Tanyeri ağardığında
Papatyanın kar beyazı yaprağında
Parıldayan minik bir çiğ tanesi,
Bazen bir çocuğun masum gözyaşı…
Bendeki bu deli yürek,
Elinde fener dolaşan Diyojen,
Dere tepe, dağ bayır gezen derviş,
Dur durak bilmez, bıçkın bir delikanlı.
Bendeki bu deli yürek,
Patlamaya hazır bir volkan,
Kimi zaman serin bir seher yeli,
Bazen çiseleyen yaz yağmuru…
Bendeki bu deli yürek,
Kemanın ağlayan nağmesi,
Bazen neyin huzur veren ezgisi…
Bendeki bu deli yürek,
Bazen kolay anlaşılır basit bir sözcük,
Çoğu zaman çözümsüz bir bulmaca…