Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu

Begüm Vural 28 Görüntüleme Yorum ekle
9 Dak. Okuma

Çocuğunuz bir koltuğa oturduğunda elleri ve ayakları sürekli hareket ediyor, çok sevdiği eşyalarını sık sık okulda kaybediyor, eve geldiğinde ödevlerini yapmak istemiyor ya da başladığı bir çalışmasını devam ettiremiyor ve o işe odaklanamıyor olabilir. Eğer çocuğunuzdaki bu davranışlar sürekli hale gelmişse ve bu tür durumlardan dolayı çocuğunuzun okul hayatı, arkadaşlık ilişkileri ve aile içi iletişimi olumsuz yönde etkilenmeye başladıysa dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu yaşadığı düşünülebilir.

DİKKAT EKSİKLİĞİ NEDİR?

Dikkat eksikliği, kişinin dikkat süresinin ve odaklanma gücünün içinde bulunduğu gelişim dönemine göre oldukça kısa ve az olması durumudur. Bu durum çoğunlukla çocuğun okul çağına gelmesi ve eğitim hayatına başlaması ile ortaya çıkar. Okulda verilen görevleri bitirememe, eşyaları kaybetme, diğer insanların lafını kesme,çok konuşma gibi davranışlar görülebilir.

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğunun Etkileri

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun kişinin davranışları üzerinde üç yönden etkisi bulunur:

1. Dikkat Eksikliği: Dikkat eksikliği yaşayan çocuk, herhangi bir işe odaklanmakta ve o işi organize etmekte büyük zorluk yaşar. Örneğin kağıda çeşitli şekiller çizerek resim yapmaya çalışan bir çocuk, bu çalışmadan çabucak sıkılır ve oyuncaklarına yönelir. Kısa bir süre sonra oyuncaklarından da sıkılır ve başladığı hiçbir aktiviteyi tamamlayamaz. Okula gittiğinde yanına götürdüğü kalem, defter gibi eşyalarını eve dönerken unutur. Dikkatini herhangi bir şeye tam olarak veremez ve bu durum çocuğun okul hayatındaki başarısını, öğretmenleri ve arkadaşlarıyla olan iletişimini de etkiler.

2. Hiperaktivite: DEHB, beraberinde aşırı hareketli olma durumunu da getirebilir. Bu durumda çocuk çoğunlukla hareket halindedir, bir yerde uzun süre oturamaz, kısa süreliğine otursa bile elleri ve ayakları devamlı hareket eder. Ancak dikkat eksikliği yaşayan çocukların tamamı bu derece hareketli olmayabilir. Çok hareketli olmayan çocuklarda da dikkat eksikliği yoğun olarak görülebilir.

3. Dürtüsellik: DEHB tanısı almış çocuklar çoğu zaman sabırsız ve aceleci davranışlar sergilerler. Örneğin; iki kişi konuşurken onların sözünü keserek araya girebilir, herhangi bir şey için sıraya girmek istemeden ona ulaşmaya çalışabilirler. Çok fazla düşünmeden ani tepkiler verirler. Bu durum da onları ileride pişman edebilir.

DEHB, doğuştan gelen genetik bir durumdur. Çocuk büyüyerek okul çağına geldiğinde bu duruma yönelik belirtiler daha net bir şekilde ortaya çıkmaya başlar. Çocuğun dikkatinin sık sık dağılması, dersini dinlemeyerek arkadaşlarıyla konuşmaya çalışması,sınıfın içinde gereksiz yere dolaşması, eşyalarını okulda kaybetmesi, ödevlerini yapmaması gibi davranış biçimleri, onun öğretmeni ve arkadaşları ile olan iletişimini de olumsuz yönde etkiler. Bu nedenle öğretmenin de DEHB hakkında gerekli bilgiye sahip olması ve sınıf içindeki yönetimi de buna bağlı olarak şekillendirmesi, DEHB sonucu ortaya çıkan olumsuz etkileri azaltacaktır.

Çocuğun yaşça büyümesi ile birlikte DEHB belirtileri yavaş yavaş azalmaya başlar. Ancak şiddetli belirtilerin görüldüğü durumlarda DEHB, yetişkinlikte de devam edebilir. Bu nedenle dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun erken dönemde tedavi edilmesinin önemi büyüktür.

DEHB, aslında bir performans sorunudur. Çocuk var olan zihinsel potansiyelini dikkat dağınıklığı yaşadığı için performansa dökemez. Ve buna bağlı olarak okul çağında da akademik başarısı düşük olur. Çocuğun okul içindeki aşırı hareketliliği, sabırsız ve dikkatsiz davranışları onun arkadaş çevresi ve öğretmenleri tarafından olumsuz geri bildirim almasına yol açabilir. Bu durum da çocuğun kendisine olan güveninin azalmasına ve ileride depresyon, kaygı bozukluğu, madde ve alkol bağımlılığı gibi farklı psikolojik sorunlarla mücadele etmesine sebep olabilir.

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğunun Etkilerinden Korunma Yolları

Peki, Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğunun Olumsuz Etkilerinden Korunmak İçin Ebeveynler ve Öğretmenler Nasıl Bir Yol İzlemelidir?

  • Öncelikle çocuk, aile ve öğretmenler DEHB konusunda uzmanlar tarafından bilgilendirilmelidir. Konu hakkında yeterli bilgiye sahip olan ebeveynler, bu sayede çocuklarını daha iyi tanıyabilir ve çocuklarıyla daha sağlıklı iletişim kurarak onlarla ilişkilerini güçlendirebilirler.
  • Ebeveynler, çocuklarının ödevleri olduğunda mutlaka onlara yardımcı olmalıdır. Özellikle yapacakları işleri küçük parçalara ayırarak onları yönlendirirlerse çocuğun ödevini tamamlaması kolaylaşır. Ayrıca çocuk eve geldiğinde ödevlerini yapması için standart bir saat belirlenmeli ve o saatte mutlaka ödev yapmaya başlamış olmalıdır. Ve ödev yapıldığı sırada belirli aralıklarla mola verilmelidir.(20 dk’da bir mola verilebilir.) Mola verildiğinde de cep telefonu, televizyon, tablet gibi dikkat dağıtıcı teknolojik cihazlarla ilgilenilmemelidir. (Bunun yerine sohbet edilebilir, sağlıklı bir şeyler içilebilir vb.) Mola süresi kısa tutulmalı ve süre bittikten sonra çalışmaya devam edilmelidir.
  • Dikkati çabuk dağılan çocuk,sınıf içerisinde arka sıralara değil ön sıralara oturtulmalıdır. Böylece öğretmenin çocuğu gözlemleme şansı artar ve yönergeler daha hızı bir şeklide çocuğa ulaşabilir.
  • Dikkat eksikliği yaşayan çocuklar, çevrelerinden bu özelliklerine yönelik olumsuz geri bildirim alabilir ve bu durum da öz güvenlerinin düşmesine sebep olabilir. Bu nedenle dikkat eksikliği yaşayan çocukların olumlu yöndeki davranışları iyi gözlemlenmeli ve bu pozitif davranışlar için ödüllendirme yapılmalıdır. Okul çağındaki çocuklar somut düşündüklerinden bu çocukların olumlu davranışları da somutlaştırılmış yöntemlerle ödüllendirilebilir. Örneğin; çocuğun odasını toplaması olumlu bir davranıştır. Bunun gibi olumlu davranışlar için puan verilebilir ve çocuk belirli bir puan karşılığında istediği bir aktivite ile ödüllendirilebilir. Sevilen aktiviteler için önceden bir çizelge oluşturulur ve çocuk kaç puan karşılığında hangi aktivite ile ödüllendirileceğini bilir. Mesela odayı toplamak 10 puan olsun. Sinemaya gitmek için ise çizelgede 80 puanın gerekli olduğu belirtilsin. Dolayısıyla çocuk sinemaya gitmek için toplamda 8 tane olumlu davranışı olması gerektiğini bilir ve davranışlarını düzenleme konusunda motivasyonunu yüksek tutar. Çocuğun olumlu davranışları ödüllendirildiğinde de öz güveni dengede kalır.
  • Ebeveynler çocuklarına destek olmalı; ancak aşırı koruyucu ve korumacı bir ebeveyn tutumu geliştirmemelidir. Aşırı koruyucu tutum, çocuğun sorumluluklarının yeterince farkında olmamasına ve öz güveninin düşmesine sebep olabilir.
  • Dikkat eksikliği yaşayan çocuklara görev verilecekse bu görevler küçük adımlar halinde verilmelidir. Ve görev tamamlandığında mutlaka pekiştirilmelidir.
  • Dikkat dağınıklığı yaşayan çocuk, olumsuz bir davranışta bulunduysa bu davranışı nedeniyle kendisine sürekli olumsuz eleştirilerde bulunulmamalıdır. Bunun yerine çocuğun gerçekleştirdiği davranışın neden yanlış olduğu belirtilerek doğru olan davranış biçiminin nasıl olacağı hakkında bilgilendirme yapılmalıdır.
  • Ebeveyn ve öğretmen olarak çocuğa net ve kısa yönergeler verilmelidir. Gerekirse bu yönergeler bölünerek anlatılmalıdır. Örneğin; “Perdeyi çekip ışıkları açar mısın?” demek yerine “Perdeyi çeker misin?” denir ve çocuk perdeyi çektikten sonra ondan ışıkları kapatması istenir.
  • Çocuğa gerektiğinde övgüde bulunulmalıdır; ancak bu övgüler hayali değil, gerçekçi övgüler olmalıdır. Aksi halde çocuk, gerçekçi olmayan övgülerle hayal kırıklığına uğrayarak kendisini kötü hissedebilir.
  • Çocuğa onun hiperaktivitesini atabileceği serbest alanlar oluşturulmalıdır. Örneğin evinizin bir köşesini çocuğunuz aşırı hareketlilik gösterse de ona ayırmalısınız. Ya da dışarıda ona bir oyun alanı belirleyerek hareketliliğini atmasını sağlayabilirsiniz. Böylece çocuğunuz sizin yönergelerinizi de daha dikkatli dinlemeye başlar.
  • DEHB, ergenlikte de okuldan kaçma, alkol ve madde bağımlılığı gibi sorunlara yol açabilir. Bu nedenle erken dönemde dikkat dağınıklığı yaşandığı fark edilerek tedavi sürecine başlanılmalıdır. Tedavide ilaç desteği sağlanır. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun beraberinde çocuklukta yaşanan olumsuz deneyimler ve öz güven eksikliği mevcutsa bilişsel davranışçı terapilerle olumsuz düşünce kalıpları üzerinde çalışılır ve gereken psikolojik destek sağlanır.
  • Zihinsel egzersizler yapmak, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunda oldukça yararlıdır. Çeşitli fiziksel egzersizler yapmak, sportif aktivitelerde bulunmak, kitap okuma alışkanlığı kazanmak, sağlıklı beslenmek ve kaliteli bir uyku düzeni oluşturmak da dikkati toplamada oldukça olumlu sonuçlar verecektir.

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, günümüzde en çok rastlanan psikolojik durumlardan biridir. Temeli genetik faktörlere dayanır. Önemsenmeyip görmezden gelindiği zaman, çocuğun ergenlik ve yetişkinlik dönemlerinde daha farklı psikolojik sorunlarla baş başa kalmasına sebep olabilir. Bu noktada ebeveynlerin dikkat eksikliği ve hiperaktivite konusunda bilinçli bireyler olmaları ve tedavi sürecini önemseyerek bu süreçte çocuklarına gereken desteği tanımaları ile birlikte, ileride oluşabilecek olumsuz durumların önüne geçilebilir ve çocuğun hem kendisiyle hem de çevresiyle barışık kalarak sağlıklı ilişkiler kurması desteklenebilecektir. Böylece çocuğun hem sosyal hem de akademik anlamda mutlu ve başarılı bir birey olma şansı artacaktır.

Bu İçeriği Paylaş
Yazan Begüm Vural
Bağlantılar:
Psikolojik Danışman
Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version