Geçmiş Zamanda

22 Görüntüleme
1 Dak. Okuma

Yalın ayak geziyorum sokakları.
İçime batan sevda değilse, dikenleri yok hükmündedir tüm yolların.
Canımı yakar mı kaygısı taşımıyor korkularım.
Çiçek ektiğim yerlerden elbet diken çıkacaktı.
Ben eldivenlerini giymeyi unutmuş bir bahçıvan;
Gözlerim seni gördü, ellerimin acısını hiçe saydım.
Kanayan yerlerimi, güzelliğinle sardım.
“Aldanmamak lazım güneşin kızgın sıcaklığına,
Ardı yağmurdur.” derdi annem.
Tüm sularımı ışıl ışıl parlattın, saçlarıma dokundun.
Yağmur yağsa, etmem şikayet;
Bahçemde baharları büyüttün.
Kaç gece bir uçurumda buldum kendimi.
Ardı arkası kesilmedi; sen varken yüreğimde umudum.
Ölümün ucunda, göğüme astığın yıldızları saymaya kalkıştım.
O gün bugündür, çok günler yaşadım.
Sonra bir gece uyandım uykumdan.
Bir yudum suyla sana kandım.
Kalp kırıklarımı topladım,
Biraz kendimle konuştum, biraz kedilerle.
Aynaya bakacak yüzüm yok.
O çok sevdiğin gözlerime acı düştü.
Işığı söndü; ela gözlerim karartıdan ibaret artık.
Seni görmeyeli çok zaman olmuştu.
Üstelik,
Sesinden şarkılar dinleyemeyeceğim artık.
Bir yüzde bir dünya gezdim.
Şimdilerde unutmak zorunda olduğum ülkeleri
Zamanında tek tek keşfettim.
Unutmak zor, seninle tekrar olmak kadar.
Yüzümde kirden desenler,
Pencere pervazına takılan gözüm de tertemiz yaşlar.

Bu İçeriği Paylaş
Bağlantılar:
Yazar / Şair
Yorum yapılmamış

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version