İletişim Kuruyor muyuz

Betül Tuncer 35 Görüntüleme Yorum ekle
3 Dak. Okuma

Gündelik hayatta her an iletişim halindeyiz. Evet bu doğru! Peki bizi diğer bütün canlılardan ayıran ve bahsederken şöyle göğsümüzü kabarta kabarta övündüğümüz aklımızı mı kullanıyoruz yoksa işlevlerinden biri de konuşmak olan dilimizin esiri miyiz?

Bu günlerde akıldan bahseden çok. Hem nasıl olmasın çağın gereği olarak kullandığımız telefonlar bile akıllı biz neden aklımızı kullanmayalım? diyenler olacaktır. Fakat ne yalan söyleyeyim bunu hakkıyla yapan çok az insana rastlıyoruz maalesef ki… Aslında iletişim kurmaktan kastımın literatürdeki tanımıyla bir gönderenin bir alıcının, kanalın, kaynağın vs. vs. diye devam eden o basit yapı olmadığını fark ettiğinizi umuyorum. Sorum şu: Karşımızdakilerle ilişkilerimizde en insani halde ne kadar iletişim kurabiliyoruz? Mesela bizim gibi düşünmeyene karşı ne kadar zorluyoruz tahammül sınırlarımızı? Bizim baktığımız açıdan bakmayana karşı ne kadar nezaketli olabiliyoruz? Kimliğinden, kişiliğinden, yaşantısından, mücadelesinden bir haber olduğumuz insanlara karşı ne kadar empati geliştiriyoruz? Hikayesini zaten bildiğimiz tanıdıklarımız aynı acıyla sarsıldığında sırtını sıvazlarken bir başkası için umarsızca hiç acımadan atıp tutuyor muyuz? İşte bütün bu soruların cevabını istiyor benim, “İletişim kuruyor muyuz?” sorum.

Günümüz dünyası hepimizi bazen hiç içinde bulunmak istemeyeceğimiz durumlara maruz bırakabiliyor. Ben inanıyorum ki (inanmak istiyorum) kötü olmak kimsenin asıl niyeti olamaz. Bazen yaşadığımız sıkıntılar gergin ruh hallerine bürünmemize sebep olduğundan anlamakta, anlatmakta ve/veya anlaşmakta zorluklar çekmemiz çok normaldir. Bunun tolere edilebilir olduğunu düşünüyorum. Ben asıl sorunun davranışın devamlılığı olması halinde ortaya çıktığı kanaatindeyim. İletişim kurmak aslında hiç hata yapmamak, hiç kırıcı olmamak demek değil de bütün bunlara rağmen davranışımızdaki yanlışlığın farkına vararak düzeltmek için çaba sarf etmektir. Yani aslında “kurmaktan” kastım tam anlamıyla inşaa etmek. Bir yapıyı düşünecek olursak nasıl ki oluşum sürecinde bir çok faktörün etkisiyle hiç planda olmayan sorunlar yaşanıyor olmasına rağmen o yapı en güzel haliyle meydana getirilmeye çalışılıyor ise, iletişim kurmakta tüm zorluklara, ayrışmalara rağmen o an içinde bulunulan ilişkinin en iyi haline evrilmesi için emek vermektir. Evet hakiki bir iletişim emek ister çünkü benzer olmayanların çatıştığı noktalarda kırılıp dökülmeden ayakta kalabilmek bunu gerektirir. İnsan binbir renkle donatılmış bir kumaş gibidir. Hangi renk için diğerinden daha güzel denilebilir ki? Hepsi kendi içinde bambaşka güzellikler barındıran bir büyüdür. Burada farkı yaratacak olan kumaşın kendisi değil kumaşı işleyecek olandır. İletişim kurmaktaki incelikte ilişkilerimizdeki renkleri olduğu gibi kabullenip hayatınıza karıştırmanın yollarını aramaktır.

O halde kendimize şu soruyu sormalıyız: Ben benim gibi olmayanla karışıp bir olmaya gönüllü müyüm? Cevabınız evet ise başarabilirsiniz demektir. 😉

Bu İçeriği Paylaş
Bağlantılar:
Psikolojik Danışman
Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version