Kendini Sevmek

Mürvet Esgar Öztürk 40 Görüntüleme 2 Yorum
3 Dak. Okuma

Kendini sevmek nedir? Etrafınızın ne kadar kalabalık olduğu ile ilgili kendinize biçtiğiniz bir değer mi ? Yoksa kalabalıklar içinde kaybolup kendi iç sesinizi bile duyamaz hale gelecek kadar yalnız kalmaktan korkmak mı? Aslında hiçbiri değil. Kendini sevmek, diğer insanların kafasında sizinle ilgili oluşabilecek tüm yargılardan bağımsız olarak kendinden hoşnut olmaktır. Yalnız kalmaktan korkmamak ve kendini olduğun gibi sevebilmektir. Günün sonunda seni tüm kusurlarınla birlikte seviyorum diyerek kendine sarılabilmektir.

Herkesi memnun etmenin mümkün olmadığını ve herkesi memnun ediyorsan orada kendin ile ilgili başka bir problem olduğunu kabul etmektir. Vazgeçmektir artık, insanların övgüsünü kazanmaktan. Yada eleştirilmekten korkmamaktır. İnsanlardan onay arayışına girmemek ve bunu zaten önemsememektir.  Övgüye ihtiyaç duyan biri eleştiri ile de yerle bir olabilir. Önemli olan ise bunlardan etkilenmeyecek kadar kendi değerinin farkında olmaktır. Çünkü insanlar işlerine gelmeyeni eleştirirler. Bu çok önemli bir durum değildir. Genellikle özsaygısı düşük olan bireyler etrafındaki insanları da eksik hissettirmek için  eleştirirler.  Bu sayede kendi eksiklerini gizlemeye çalışırlar. Özsaygısı yüksek olan bireyler ise başkalarını takdir etmekten çekinmez ve çevrelerine iltifat ederler. Hayata olumlu bir pencereden bakarlar. Kendilerine ve çevrelerine son derece naziklerdir. Özgüvenleri yüksek olduğu için dış etkenlerden kolayca etkilenmezler.

Hayatımız boyunca insanlar tarafından sevilmek isteriz. Fakat bu istek bizi başkalarına karşı çok taviz veren birine dönüştürüyorsa orada durup bir düşünmeliyiz. Çünkü sağlıklı sınırlar demek, sağlıklı ilişkiler demektir. Aksi halde kurduğumuz bütün ilişkilerin zemini sağlıksızdır ve bir gün kopabilir. Genelde kendi sınırları olmayan insanlar, sizin sınırlarınıza da pek saygı duymazlar. Burada sorun sizde değildir. İnsanları asla değiştiremeyiz ama onlarla olan yakınlığımızı biz belirleriz. Bize iyi gelen, her zaman destekleyen ve koşulsuz seven insanlarla etrafımızı çevrelemeliyiz. Unutmayın ki mum yanmadan etrafını aydınlatamaz. Bu yüzden önce kendimizi mutlu etmeliyiz. Bizi gerçekten seven zaten mutluluğumuz ile mutlu olacaktır.

İnsanların birbirlerinden mükemmel olmalarını beklemeleri aslında kendilerinin bile başaramadığı bir ütopyadır. Çünkü kimse mükemmel değildir. Kusursuz olmak sadece Allah’a mahsustur. Onun dışında yer yüzünde ki her şey kusurlarıyla vardır. Önemli olan herkesin kendi kusuruna bakması ve kendini sürekli en iyi versiyonuna taşımak için geliştirmesidir. Başkalarının hayatlarıyla ilgilenmemek kendinize yapacağınız en iyi yatırımdır.

İletişimde anlattığınız kadar karşınızdaki kişinin ne anladığı da çok önemlidir. Çünkü insanlar sizi ancak yetişirken bilinçaltına kodladığı duygular ve hayata olan bakış açısı kadar algılayabilir. Hayata baktıkları o dar pencerede ki gördükleri manzara kadar anlayabilirler. Birilerine kendinizi anlatamadığınızı düşündüğünüz zamanlarda bunu hatırlayın. Bu yüzden her insan da size dair farklı bir siz olduğunu idrak edebilmek, kimseye kendini kanıtlama çabasına girmemek için yeterli bir sebeptir. Günün sonunda herkes sizi görmek istediği gibi görecektir. Önemli olan sizin kendinizi nasıl gördüğünüz ve tanımladığınızdır. Bu yüzden kendinize yatırım yapmak size ve sizden sonraki nesillere bırakabileceğiniz en önemli mirastır. Bu konu ile alakalı çok sevdiğim bir sözü  paylaşarak yazımı noktalıyorum.

“İnsanlar seni yanlış anladığında dert etme! Duydukları senin sesin fakat aklından geçirdikleri kendi düşünceleridir.” (Mevlana Celaleddin Rumi)

Bu İçeriği Paylaş
Bağlantılar:
Yazar
2 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version