Özgürlük Üzerine

Esra Algan 35 Görüntüleme Yorum ekle
5 Dak. Okuma

“Özgürlük sonsuzluğa uçabilmek değil, sonsuz uçabilmektir.”

Sonsuzluğa sonsuz uçabilme iradesi en büyük özgürlüktür. Özgürlük, yapılan eylemlerde değil, o eylemi yapabilme iradesinde aranmalıdır. Her ne yaparsak yapalım eğer istemsizce yapmak zorundaysak orada özgürlükten bahsedilemez. Özgürlüğün birincil şartı istemli iradedir.

“Bir gönül bağı bizi sonsuzluğa tutsak edebilir, onlarca zincir ruhumuzu azat edebilir…”

Ne kanattadır uçmanın kerameti ne kuştadır. Yerin dibinde de insan uçabilir, kolları kelepçeliyken de kanatlanabilir. İnsan zihni bize en büyük yanılsamaları yaşatabilir. Onu nasıl ve ne kadar kullandığımız önemlidir. Sonsuz özgürlüğe kendini esir eden bir zihin sonsuz esarette özgürlüğü yaşatabilir. Kendimize koyduğumuz sınırlar özgürlüğümüzü ele geçiriyorsa sınırları koyan zihin bizi esir ediyor demektir. Özgürlük, koyduğumuz sınırlar içinde de varlığını sürdürebilmekte iken sınırsız bir hayata adanmış en büyük özgürlük zihnimizin duvarlarını yıkmaktır.

“Herkes özgürlüğün hayalini kurar, yalnızca bedel ödeyenler özgür olur.”

Onu ne kadar istediğimiz, uğruna harcadığımız çaba kadardır. Kimi sadece ister ve bunu arzular kimi hayatının odak noktası haline getirir ve bunun için mücadele eder. İstemekle çaba sarf etmek arasında çok fark vardır. İstediğimiz şey uğruna mücadele etmiyorsak onu yeterince istemiyoruz demektir. Özgür olmak adına sahip olduklarımız özgürlüğümüzü ele geçiriyorsa biz özgür değil sahip olmuşuzdur.

Herkes özgürlüğü farklı tanımlar, herkesin algılayış biçimi farklıdır. Kimi her istediğini yapmak zannederek başkalarının kısıtladığı özgürlüğün farkına varmazken kimi kendi sınırları içinde özgürce yaşar. Sahip olduğumuz imkanlar içinde istediğimizi yapabilmek, değiştiremediğimiz olguları kabullenmek, bize sunulan sonsuz mutluluk ve mutsuzluk arasında tercih yapabilmektir özgürlük.

Neredeyse tüm yazar ve şairlerin yazılarına ilham olmuştur kuşlar ve hep özgürlükten yola çıkıp kuşların kanatlarında gezinmişlerdir. Uçabilmek özgürlükse uçmayı istememek de bir özgürlüktür. Buradaki asıl ima edilen unsur, memnun olunmayan hayattan uzaklaşma ve kendine yeni hayatlar kurabilme, var olan dünyana yeni pencereler açabilme isteğidir.

Önemli olan neyi ne kadar istediğimizdir ya da gerçekten isteyip istemediğimizdir. Cazip olduğu kadar sorumluluk ister ve tehlikeli de olabilir özgürlük. Kullanmasını bilmediğimiz bir silaha benzer. O silah ki her şeyi yıkıp dökebilir de sınırlarını korumak için yardımcı da olabilir. Önemli olan o silahı nasıl kullanacağımızı bilmektir ve işte özgürlük tam da burada başlar. Başkalarının düşüncelerinden ördüğümüz demir parmaklıkları kesen paslı bir kerpetendir özgürlük. Demirler kesildikçe ışıldar.

Sığınaktır bazen, bazen bir kaçıştır, yükü ağırdır. Basar bağrına sizi ıssız bir gece karanlığında. Herkese dünyanızı kilitler, tüm sokaklara açarsınız perdelerinizi. Bazen bir köşe başında denk gelirsiniz. Bir adım öncesi zindan, bir adım sonrası cennettir. Herkese, her şeye, tüm sahip olduklarınıza rest çektiğinizde girer koynunuza. Ya anlaşıp dost olursunuz ya da kavga edip terk edersiniz birbirinizi. Sadık dosttur, sever, özler sizi ve kafanızı çelmeye çalışır. Günün yorgun saatleri terk ettiğinde, tüm sesler sustuğunda fısıldar kulağınıza. Bir gün kavuşacağınızı ya da onsuz yaşayamayacağınızı bildiğiniz bir sevgili olur kimi zaman. Hep aklınıza düşer, ta ki aklınızın ve yüreğinizin kesiştiği o düzlemi bertaraf edene kadar ve teslim olana kadar sonsuz esarete. Küsüp gitti mi bir daha geri dönmez ve size ömür boyu göstermez yüzünü. Bazen bir kaçamak olur, takar sizi koluna. Karış karış gezdirir sokaklarında. Tadına baktırır, şarabıyla sarhoş eder. Aklınızdan çıkaramazsınız.

Değerli bir maden gibidir; herkes sahip olamaz, herkes taşıyamaz. Taşıyan kıymet bilmez, sahip olmayan erişmek ister… Değerini bildikçe kıymetlenir, önemsendikçe paha biçilemez olur. Saklanır, gizlenir, bastırılır, susturulursa bir değeri kalmaz. Uçar, ölür, susar, gider…

Özgürlük bakış açımızdır. Ona nasıl yaklaştığımızdır önemli olan, isteyip istemediğimiz, taşıyıp taşıyamadığımız, kıymet bilip bilemediğimiz. İstediğimiz kadar vardır, yaklaştıkça adım atar, emek verdikçe büyür. Sahipliğin bilincinde, kullanmayı bildikçe, önemsedikçe, sevdikçe vardır ve bizimledir. Özgürlük bizim peşimizden gelmez, göz kırpar, bizi yanına çağırır. Bir kere tadını aldık mı, unutmak imkânsızdır. Sahipsek değerini bilmeli, değilsek sahip olmak için çaba sarf etmeli, tadını almadıysak tadına bakmalı, taşıyabileceksek kaldırmalı, üstesinden gelemeyeceksek yanaşmamalı, kıymetini bilemeyeceksek elimize almamalı, kontrol edemeyeceksek kullanmamalı ve en önemlisi ne kadar özgür olduğumuzu düşünmeli ve farkına varmalıyız.

Bu İçeriği Paylaş
Yazan Esra Algan
Bağlantılar:
Yazar
Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version