Sosyal Medyanın Toplum Üzerindeki Gücü

Murat Er 60 Görüntüleme Yorum ekle
2 Dak. Okuma

21. yüzyıl da gelişen teknolojiyle birlikte iletişim ve haberleşmede büyük bir atılım gerçekleşti. Bu atılım beraberinde sanal alem dediğimiz dijital bir dünya kurmuş oldu. Dijital teknolojinin gelişmesi ve internet ağlarının en ücralara, taşralara kadar ulaşması, akıllı telefonların yaygınlaşması ve tüm bireylere rahatça ulaşması, bireylerin tüm bilgilere ulaşabilmesi yanında, yanlış kullanmalarından doğan sorunlar ile beraber suçların da ortaya çıkmasına sebep oldu.

Dijital dünyanın hızlı gücü ve bireylere rahat ulaşması kitlelerin oluşmasına ve o kitleleri istediği yönde yönlendirmesine sebep oldu. Serbest ve sınırsız, hiç bir hukuksal zemini bulunmayan bu alan, tüm güçlerin orada yuvalanmasına ve kitleleri istedikleri gibi kullanmasına neden oldu.

Sosyal medyanın kitleler üzerinde negatif ve pozitif etkisini görmüş olduk. Özellikle 15 Temmuz hain darbe girişiminde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın telefon ile bağlanıp milleti hain darbeye karşı sokaklara, meydanlara, havaalanlarına toplanmalarını söylemesi ve bu ifade sosyal medya Twitter, Instagram, Facebook hesaplarında paylaşılması ve kitleleri kısa süre içinde sokağa çıkmasındaki gücü darbeyi önlemiş oldu.

Marshall McLuhan’ın da ifade ettiği gibi Dijital (sanal) Dünyayı bir köye dönüştürdü ve bu köyde, bireyler özgürce hareket serbestliğine kavuşup tüm sınırları ortadan kaldırdılar. Bunu Arap Baharında; Tunus, Mısır, Bahreyn, Cezayir, Suriye, Ürdün, Yemen, Libya gibi ülkelerde halkın sosyal ağları Twitter, Instagram, Facebook kullanarak protesto etmek için aynı anda hareket etmek için toplanmalarında görmüş olduk.

Hukuksal normların geçerli olmadığı bu alanda herkes istediği gibi hareket edince gerçek hayatta bunun yansımaları gözle görülür hale geldi. Kitlesel hareketler, anarşi eylemleri, meşru hükumetleri yıkacak kadar büyüyen bu alanlara, devletler ve hükumetler el atmaya başladılar. Kendi meclislerinde kanunlar çıkararak bu alanı kontrol altına almaya çalışmışlardır. Bazende hükumetler kendi yetkilerini kullanarak sosyal medya olarak bilinen YouTube, Twitter, Instagram, Facebook gibi hesapları kısıtlamaya kadar gidilmiştir. Devletler kendi meclislerinde kanun çıkardıktan sonra bu alanda görev yapacak siber güvenlik ve takip birimleri kurarak suç teşkil edecek paylaşımları, dijital alanları inceleyip hukukun önünde hesap vermeye kadar gelmektedir.

Bu İçeriği Paylaş
Yazan Murat Er
Bağlantılar:
Sosyolog / Yazar
Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version