Aktif Karbon’un Kamuflaj Sıkıntısı

40 Görüntüleme
7 Dak. Okuma

İçinden son bir dilek tutan
Yıldız olsam, derine dalsam…
Anla artık arayan içim
Evin yol, evin yok, evin yalan…
(Neyse)

Aktif Karbon isimli küçük siyah kedi aslında dünyaya da bu fabrikanın içinde gelmişti. Daha o zaman, adı bile konulmamışken küçüklüğünü hep kardeşleriyle oynayarak fabrikada insanların özellikle gündüzleri en kalabalık olan yerlerinde geçirmişti. Ama aynı yerler hava kararmaya yakınlaşınca oldukça ıssızlaşıyordu. Hatta bazen o karanlık içinde uzaktan kocaman köpeklerin sesleri de geliyordu. Hatta ve hatta birkaç kez o kocaman köpekler yaşadıkları yerin çok yakınından da geçmişti. İşte o günden sonra artık ergenliğinin de verdiği heyecanla ailesinin yanından ayrılmaya karar vermişti. En azından bir keşif için ayrılıp geri dönecekti.

Ertesi gün önce başladığı noktaya döndüğü küçük çemberler çizerek etraftan gezinmeye başladıktan sonra hava kararmaya başlayınca durmadan yürümeye başladı. Sonunda yaşadıkları yerin aksine kocaman açık kapıları bulunan bir binayı görünce önce içeri girdi, sonra etrafta biraz dolandı. Sonunda kaldıkları yerde olduğu gibi bir tahta bank bulup üstünde dinlemeye başlayınca yanına birisi geldi. Yorgunluktan zaten kaçacak hali yoktu ama yanına oturan adamın da ona zarar verecek bir hali yok gibiydi. Hatta bir süre onu sevdikten sonra ona yiyecek ve su ikram etti. Hava kararmış olmasına rağmen bir süre daha oralarda kalmış, sonra diğerleri gibi araçlara binip o da gitmişti ama başka bir araçtan inen birileri orayı boş bırakmamıştı.

Böylece burasının daha güvenli olduğuna kanaat getirip burada yaşamaya karar verdi. Evet, bir süre sonra burada da başka bir alacalı kedi ile küçük hakimiyet çatışmaları yaşamıştı ama en azından oraya gelenlerin yanına sığındığında rahatlıkla yemek, su ve hatta huzur bulabiliyordu. Adını da buraya yine genelde gündüzleri gelip giden bir adam koymuştu. Aynı zamanda bu adam bazen yanında getirdiği yabancılara buraları gezdirirken özellikle de iki büyük tankın önünde sıkça adını anıyordu. Hatta genel olarak şu cümleleri kuruyordu:

“İşte burada da Aktif Karbon tanklarımız var. Aktif Karbon su arıtmada en çok kullanılan maddelerden biridir. Suyun kokusunu, tadını ve içinde kalan kloru tutmak için kullanılır. Aşağı yukarı en basit su arıtmanın olduğu her yerde aktif karbon bulunur. Örneğin akvaryumlarda bile. Su arıtmak için kullanılan meşhur sürahinin filtresinde de aktif karbon vardır, su arıtıcıların da neredeyse hepsinde bulunur. Hatta 5, 6, 7, 8 aşamalı su arıtıcıların içinde en az iki üç aşamada bulunur.”

Burada genelde günler sakin geçiyordu ama bazen insanların çok koşuşturdukları günler de oluyordu. Yine ilk tanıştığı adamla bankta otururlarken “Biliyor musun, yarın senin ismini aldığın aktif karbonları çıkaracaklar” dedi. Buradan yarının da koşuşturmacalı bir gün olacağını anladı.

Ertesi gün gerçekten kalabalık bir ekip gelip bir süre gürültülü şekilde çalıştıktan sonra gittiler. Bundan sonra da tanklardan birinin arkasında bir kapak açıldığını gördü. Tankın içinden kapkara kum gibi bir şeyler çıkmaya başladı. Bunları daha önce görmediği kocaman çuvallara koymaya başladılar. Birkaç gün sonra binanın içinde bir sürü bu kocaman ve içinde siyah kumlarla dolu çuvallardan oldu. İlk birkaç gün ıslak olsalar da en azında üst kısmı kuruduktan sonra üzerinde yatmak için çok uygun olduğuna karar verdi ve günün büyük bir bölümünü bu çuvalların üzerinde ve kumların içinde geçirmeye başladı.

Bir süre sonra yine ona adını veren kişi ve yabancılar binayı gezmeye geldiklerinde de bu kumların içinde dinleniyordu. Sonra birdenbire adamın elinde havaya yükseldiğini fark etti. “İşte bahsettiğim aktif karbon da bu” dedikten sonra önce adamla sonra da karşısında başka bir kadınla göz göze geldiler ve kadın çığlığı basınca hem Aktif Karbon korkuyla adamın elinden kurtuldu, hem de adam bir anda elinden bıraktı. Sonrasında hem ikisi hem yanlarında gelen diğerleri uzun uzun güldüler.

Bu olay Aktif Karbon’un da hoşuna gidince daha çok bu çuvallarda vakit geçirmeye ama yanından geçen birilerini hissedince de avcı içgüdülerini de kullanarak onları korkutmaya başladı. Özellikle bir kısmı ilk anda oldukça korksa da eninde sonunda yüzlerinde kocaman bir gülümsemeyle uzaklaşıyorlardı.

Ama işte o gün en büyük korkuyu kendisi yaşamıştı. Yine bir çuvalın içinde siyah kumların üstünde uyuklarken bir anda çuvalın ağzı hızlıca kapatılıp bağlandı. Daha ne olduğunu anlamadan çuval bir süre hareket edip sonra başka bir yere kondu ama ağzı tekrar açılmadı. Önce bu durumu umursamasa da pençeleri ile yaptığı birkaç denemede çuvala zarar veremediğini hatta çabalarken siyah kumların ağzına kaçtığını ve hatta kumların içine gömüldüğünü görünce gözlerini kocaman açtı. Biraz dinlenip birkaç kere daha aynı şeyleri denedikten sonra iyice yorulmaya ve gözleri kapanmaya başladı. İşte tam bu sırada dışarıdan konuşmalar duymaya başladı. Seslerden biri adını koyan adamınkine benziyordu:

“Toplam kaç çuval oldu şimdi?”

“10 çuval oldu şefim, hepsini yükledik!”

“Tamamdır, ben ofise geçip belgeleri halledeyim o zaman!”

Kısa bir sessizlikten sonra Aktif Karbon tekrar denemeye başlayacaktı ki şef tekrar konuşmaya başladı:

“Bak, aklıma ne geldi? Bizim kedi bu çuvallarda yatmayı çok seviyordu, içlerinde kalmamıştır, değil mi?”

“Yok, şefim ya, fırlayıp gitmiştir o. Ama yine de ben bir bakıp geleyim!”

Biraz daha uzun süren bir sessizlikten sonra dönen ses:

“Bulamadım şefim!” dedi.

Bunun üzerine önce çalışan aracın sesi kapattırıldı. Etrafta farklı kişiler tarafından adının çağrıldığını duyunca Aktif Karbon da miyavlayarak cevap vermeye çalıştı ama sesini duyuramayınca susup bir süre daha beklemeye karar verdi. En sonunda bulunduğu yerde bir sarsıntı hissetti ve adı daha yakından çağrılamaya başladı. Bu sefer o da daha yüksek sesle miyavlamaya başladı. En sonunda içinde kaldığı çuvalın ağzı açıldı. İlk anda can havli ile hızlıca önce çuvaldan sonra da araçtan kaçan kedi, bir süre sonra nefes nefese geri döndü ve kendini bulanların kucağına atladı. Kendine gelinceye kadar hızlıca nefes alıp verdikten sonra mırıldayarak uykuya dalmadan önce son birkaç cümle duydu:

“Ah Aktif Karbon, ödümüzü koparttın. Keşke bu kadar kamufle olmasaydın! Hem sen nereye gidiyorsun? Artık senin evin burası, burası senin evin, burada güvendesin!”

Bu İçeriği Paylaş
Bağlantılar:
Yazar
Yorum yapılmamış

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version