Sözcüklerin gücüne inanan biriyim. Anlatmak istenileni rahat bir şekilde anlatmamı sağlar. Öyle ki sözcük deyince aklıma hep betimleme gelir. Çünkü betimlemenin kaynağı sözcüklerdir. Her yazı yazan insanın betimleyiş tarzı farklıdır. Yani asıl olan, sözcüğü kavrayış ve kullanış tarzının farklılığıdır. Örneğin; birisi çıkar ve şöyle bir cümle kurar: “Bahar ayında açan papatyaların beyazlığı beni çok etkiler.” Birisi de çıkar ve der ki: “Bahar ayında açan papatyaların iç açıcı ve tarafsız rengi beni çok etkiler.”
Şimdi bakıldığı zaman bu iki cümle de aslında aynı şeyi söylemektedir. Fakat birinde betimleme daha sade, birinde ise daha yoğun haldedir. Burada en önemli farklardan biri sözcüktür. Tabii ki de sadece sözcük demek yetersiz kalacaktır. Söyleyiş biçimi, yani üslup da çok önemlidir.
Betimleme özü itibarıyla sanatsal söyleyişten etkilenmektedir. Fakat sanatsal söyleyişi tek başına betimleme adıyla tanımlamak da yanlıştır. Sanatsal söyleyiş bir akış meydana getirmektedir. Betimleme ise bu akış itibarıyla somutluk kazanmaktadır. Örneğin; “Mavi renkli kalemimi kaybettim.” cümlesi ile “Gökyüzünü andıran mavi renkli kalemimi kaybettim.” cümlesine bir bakalım. Her iki cümle de yapısı itibarıyla betimlenmiştir. Betimlenen öğenin kalem olduğu da net bir şekilde ortadadır. Ama ilk cümledeki sanatsal söyleyiş ile ikinci cümledeki sanatsal söyleyiş çok farklıdır. İlki çok sade ve olması gerektiği gibidir. İkinci cümle ise daha yoğun yapıdadır. Şimdi birisi kalkıp bu iki cümlede de betimleme yok diyebilir mi? Tabii ki de hayır, diyemez. Ama ikinci cümlenin daha yoğun sanatsal söyleyişe sahip olduğu için betimlemeye bir akış kattığını söyleyebilir.
Genel olarak şunu söyleyebilirim: Betimleme kavramında sözcük çok önemlidir. Sözcüğün yanında da üslup da önemlidir. Bu bahsettiğim kavramların birleşiminden de çok farklı çalışmalar ortaya çıkabilmektedir. Betimlemenin insandan insana farklılık oluşturduğu gerçeği de ortadadır. Kimisi sadeleştirerek, kimisi ise yoğunlaştırarak betimleme yapabilir. Bu, yazın dilinde ve konuşma kisvesinde de önemli bir zenginlik aracıdır. Herkes kendisini iyi hissettiği biçimde betimleme inşa edebilmelidir. Ve bu da betimlemenin özgürlükle ilişkili olduğunu ortaya koymaktadır.

