Can Sıkıntısından Yemek

Hilal Demir 17 Görüntüleme Yorum ekle
9 Dak. Okuma

Can sıkıntısı adeta çağımızın hastalığı haline geldi. En küçüğümüzden en büyüğümüze kadar herkes bu problemi yaşıyor. Canımız sıkıldığında kendimizi dışarı atıyoruz bazen bir kafeye bazen de bir piknik alanı veya sinema salonlarına gidiyoruz. Dört duvar arasında kalmak hepimizi korkutuyor adeta. Modern şehir hayatında akraba dost ziyaretleri veya ailelerle birlikte kurulan yemekler sık sık yapılmıyor. Yerine daha çok dışarıda yapılan etkinlikler koyulur oldu. Çoğumuzun memur olduğu bu ülkede memurların hayatını ele alalım. Memurlar hafta içi vakitlerinin çoğunu iş yerinde harcarlar ve eve gittiklerinde çok yorgun oldukları için gün bitmiştir hafta sonu ise dinlenmek için ayırdıkları zamanlarını genelde dışarıda aileleriyle birlikte geçirirler. Bu durum haftanın yorgunluğunu atmaları için gereklidir. Can sıkıntısı işte tam burada devreye girer. Hafta içi yorulan memur hafta sonu da tüm yorgunluğun atarken yanında can sıkıntısından bazı yiyecekler de ekler. Belki bu bir mangal partisidir veya bir restoranda bol hamur işlerinin olduğu bir yemektir. Bu durum hafta içinde ki tüm yorgunluğun atmaya yardımcı olduğu düşünülür. Bence tam tersidir, yediğiniz ağır yiyeceklerin toksinleri sizi daha çok yorabilir. Hatta sedanter yani hareketsiz bir yaşamınız varsa aldığınız fazladan enerjiyi de depolayarak sizi daha çok ağırlaştıracak ve sağlığınızı bozacaktır.

Başka bir örnek vermek gerekirse eminim aranızda bunu yaşayanlar vardır. Okuldan çıktınız ve eve geldiniz ödevleriniz yok ya da o gün canınızı sıkan bir durum oluştu keyfiniz yok işte tam burada hayatımıza giren atıştırmalıkları unutmayın, bazen deriz ya hani ben yemek yemiyorum nasıl kilo alıyorum işte sana kanıtı can sıkıntısından yediğin atıştırmalıklar yediğimiz birçok yemekten belki 3-4 kat daha yüksek kaloriye sahip olabilir. Son bir örnek daha verelim ay sonu geliyor genelde bunu ben de yaşıyorum kendi işine sahip kişiler daha çok stresli olduğunu duymuştum fakat bu kadar fazla olacağını bilmiyordum. Tam o devrede can sıkıntısı muhakkak ki hayatımızda oluyor. Belki stres belki de kaygı hangi sistem daha tam çözemedim. O anda sizin de eliniz benim gibi atıştırmalıkları gidiyor olabilir. Çevremde zararlı atıştırma bırakmadığım için çok şanslıyım. Diyetisyende olsam, çok bilinçli de olsam, çevrem de olsa eminim ben de tüketirdim. İşte önlem strese karşı her zaman kontrollü olmanız gerekiyor. Tabi yararlı atıştırmalıkların da fazlası zararlı bunu da biliyoruz. İşte burada size minik önerilerim var. Mesela canım tatlı çektiğinde ilk büyük bir bardak su içerim sonrasında devam ederse bu istek, küçük bir bitter çikolata veya bir hurma ile geçiştiririm. Genelde ben de bu istek çabuk geçer fakat bu isteğiniz geçmiyor ve bastıramıyorsanız üzerine gitmeniz gerekir. Vücudunuza çok fazla şeker yüklerseniz o fazla şekeri almadığı sürece tatmin olmayacaktır. Bir süre bu tatminliye aç bırakırsanız bir süre sonra sizden bunu istemeyecektir. 46 gün kuralı vardır, bunu belki duymuşsunuzdur. 46 gün boyunca şeker tüketmezseniz 47. gün vücudumuz şeker istemeyecektir. Gelelim karbonhidratlara biliyorum onlar içinde aranızda aşerenler çok fazla var. Aslında bu durum insülin dengesizliğinden kaynaklanıyor olabilir. Fazla karbonhidrat tüketme de bunu neden olabilir. Buradaki çözüm de aynı şekerdeki gibi fazla tüketmeyip direnirseniz bir süre sonra istememeye başlayacaktır. Vücudunuza hiç karbonhidrat vermeyin demiyorum. Hatta beslenmenizin %50’lik kısmını karbonhidratlardan karşılamamız gerektiğini de söyleyebilirim. Fakat unuttuğumuz minik bir detay var basit karbonhidratlar. Basit karbonhidratların çoğu niyet süreci boyunca kullanılmaz nedeni insülin dengesizleştirmesidir. Çünkü günlük olarak dengeli bir insüline sahip olmalıyız ki acıkmalar ya da açlık krizler oluşmasın. Niyetlerin çoğu dengesizliğin sonucunda bozulur. Kişi kendini çok fazla aç hisseder ve diyetini bozar. Maalesef bu durum genelde listeleri dışına çıkıldığında görülür. Diyet listenizde ara öğünler, porsiyonlar veya kahvaltı öğünlerine özellikle uyum sağlamalısınız. Sabah dokuzda bağırsaklarınız hareketini başlatır. Metabolizma uyanır ve vücut hızı artarak sistem çalışmaya başlar. O saatlerde vücudunuza bir şey vermezseniz sistem gece acıkabilir. Bu durum her birey için geçerli değildir ama sabah erkenden işe giden birçok bireyde biz bu problemi görürüz. Can sıkıntısı saatleri ise gece daha sık olduğu için o saatlerde vücudumuzun istememesi gerekir. Psikolojik olarak bunu yaşıyor olabilirsiniz, günün yorgunluğunu belki bu şekilde atıyor da olabilirsiniz ya da bunu hak ettim psikolojisi yaşıyor olabilirsiniz, aslında bunun birçok kaynağı ve birçok nedeni olabilir. Stres, çağımızın en önemli problemlerinin başında gelir. Bedenimizin, çevreden ve dünyadan gelen uyaranlara verdiği, refleks gibi kendiliğinden gelişen bir reaksiyondur. Böyle anlarda vücut strese karşı kortizon hormonu salgılar. Fazla kortizon tartıda artıya ve vücutta şişkinliğe sebep olur. Bu bir kısır döngüdür çünkü şişkinlik kişi de strese streste şişkinliğe sebep verir. Stres fizyolojik ve psikolojik olarak değişiklik gösterebilir. Strese çok sık yaşayan kişilerde can sıkıntısı durumu çok fazla görülebilir. Veya yaşadığınız yerde çevrenizdeki insanlar da bu durum olduğu için siz de bundan etkileniyor olabilirsiniz. İşte can sıkıntısını önleyecek bir öneri; stresiniz azaltmak için yürüyüşe çıkabilirsiniz veya evde bir spor yapabilirsiniz, bu stres atmak amaçlıdır düşüncelerinizi özgür bırakın, kendinizi rahatlatın ve spor sırasında bütün kaslarımızda o acıyı hafif bir şekilde hissedin bunu bir spor antrenöründen duymuştum, gerçekten de çok etkili bir yöntem, genelde stres olduğumda dışarı çıkar yürür ve topuklarım ağrıdığında bütün vücudundaki stresin oraya geçtiniz hisseder ve rahatlardım. Bu konuyu araştırırken küçük bir detay gözüme takıldı bir psikoloğun yazısı şu şekilde anlatmıştı can sıkıntısını kişi günlük hayatında yapmak istedikleri yapamadıkları, söylemek istedikleri söyleyemedikleri, utandığı sıkıldığı ve belki de hedeflediği noktaya ulaşamadığı durumlar sonrası geride kalan boş vaktidir, diyerek not düşmüştü.

Evet, tüm danışanlarıma söylediğim gibi boş vakitlerinizi hayatınıza katabileceğiniz birçok aktivite ile birlikte değerlendirebilirsiniz. Genelde yaptığımız işi mesleği okulu hep bir zorunluluk gibi algılıyoruz. Eğer bir işi yapmayı zorunlu hissedersek, o işten zevk almayız ve yapmak istemeyiz. Bu da bizi strese sokar. Hayatımızın katlanılmaz bir hal almasına neden olur. Stres anında birçoğumuz atıştırmalıklara saldırırız. Bu durumda aslında yemek en son ki ihtiyacınız olmalı çünkü fazla yemek bir süre sonra stresi daha da çok arttırabilir. Bu durumlarda kendinize küçük hedefler koyarak o boş vakitlerinizi, etkinlikler ile doldurabilirsiniz. Şimdi kendinize bir söz verin. Bu bir hedef olsun, ay sonuna kadar bir aktivite edinin. Bu aktivitenizi çok fazla uzatmayın, kendinize belli bir süre tanıyın ve mutlaka bu süre içerisinde bitirmeyi hedefleyin. Sonunda kendinize minik bir ödül verin. Unutmayın bu ödül yemek olmamalı. Belki uzun zamandır istediğiniz bir etek veya hoşunuza giden bir kalem genelde benim hedeflediklerim kitaplar oluyor ve yeni hedefler kazanmamı sağlıyor. Size de öneririm kesinlikle mükemmel hediyeler. Kitap can sıkıntısını gidermek için iyi bir yöntemdir. Aynı zamanda hayal gücünüzü arttırır ve daha detaylı düşünmenize yardımcı olur. Sadece bilim alanında da değil günlük hayatınızda insanlarla olan ilişkinizi bile etkiler. Hayal kurmak ise kişinin gelecekteki gerçekleştirmek istediği düşünceleridir. Hayali bir şekille benzetirsek, nasıl bir çekirdek ağacın özelliklerini belirliyorsa, hayallerde gelecekte yapacaklarımızı belirler. Hayaller bize kişinin aklen ve kalben gücünü gösterir. Bir nevi kişiye tutulan ayna gibidir. Kişinin yaşamı gücünü yani yaşam enerjisini bize gösterir. Hayalleri geniş olan insanlar can sıkıntısını dâhil olmayanlardır. Çünkü onlar kapsamlı olarak düşünebilir ve boş vakitleri çok fazla olmaz. Sen de hayatında bir dönüm noktasına geçebilirsin. Daha fazla düşün demiyorum sadece daha kapsamlı ve geniş düşün diyorum. Bu senin hayatında ulaşabileceğin her alanı değiştireceği için can sıkıntısı yaşamayacak ve her anını değerlendirebileceksin. Eminim bu yazıdan sonra birçoğumuz elimize bir kitap alıp yeni bir hayalin penceresi aralayacak. Şimdiden iyi okumalar dilerim. Unutmayın bu benim yöntemim sizde kendinize yeni bir yöntem geliştirebilir veya kitap okuma yöntemimi örnek alabilirsiniz.

Sağlıklı günler dilerim.

Bu İçeriği Paylaş
Yazan Hilal Demir
Bağlantılar:
Diyetisyen
Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version