Her ebeveyn çocuğunun derslerine ilgili, sorumluluk sahibi ve başarılı olmasını ister. Ancak her zaman işler bu kadar kolay ilerlemeyebilir. Bazı çocuklar ders çalışmak istemez, bazen söyleneni yapmaz, bazen de defter-kitap yüzü bile görmek istemez. Bu noktada çoğu zaman ilk tepki şu olur: “Neden böyle yapıyor? Tembellik mi bu?” Oysa bu durumun altında çok daha farklı nedenler yatıyor olabilir.
Ben de bu konuyu gözlemledikçe fark ettim ki, çocukların ders çalışmak istememesini sadece “istemiyor” diyerek geçmek, aslında bizi çözümden uzaklaştırıyor. Çocuklar doğası gereği meraklıdır ve öğrenmeye eğilimlidir. Demek ki bu doğal isteği kıran bir şeyler var. Bu da bize düşen kısmı gösteriyor: Neyi eksik yapıyoruz? Nerede farklı davranabiliriz?
Araştırmalar, çocukların ders çalışmaktan kaçınmasının birçok nedeni olabileceğini gösteriyor. En sık görülen nedenlerden biri, içsel motivasyon eksikliği. Yani çocuk, neden çalışması gerektiğini, bu emeğin ne işe yarayacağını tam olarak kavrayamıyor. Bunun dışında özgüven eksikliği, dikkat dağınıklığı, kaygı, başarısızlık korkusu ve bazen de aile içi ilişkilerdeki olumsuzluklar da bu isteksizliğe neden olabiliyor.
Bu durumda ne yapmalıyız?
Öncelikle yargılamadan, sabırla çocuğun duygularını anlamaya çalışmalıyız. Sürekli eleştirilmek, başkalarıyla kıyaslanmak ya da tehdit edilmek, çocukların iç motivasyonunu tamamen bitiriyor. Halbuki onların en çok ihtiyaç duyduğu şey, anlaşılmak ve desteklenmek. “Neden çalışmıyorsun?” demek yerine, “Bu ara seni yoran bir şey mi var?” demek, çoğu zaman daha kapı açıcı bir yaklaşım oluyor.
Birlikte küçük hedefler koymak, bu hedeflere ulaştığında onu takdir etmek çok kıymetli. Başarıyı sadece notla değil, çabayla da ilişkilendirmek gerekiyor. “Aferin, bu hafta daha düzenliydin” demek bile çocuğun içinde “değer veriliyorum” hissini uyandırıyor. Çünkü her çocuk takdir edilmek ister, fark edilmek ister.
Ayrıca, ders çalışmak çocuk için sıkıcı, anlamsız ya da zorlayıcı bir iş gibi göründüğünde, ondan uzaklaşması da kaçınılmaz olur. Bu nedenle aile olarak ders sonrasında yapılacak konuya uygun küçük etkinliklerle dersin yaşama bağlanması sağlanabilir. Örneğin tarih dersinden sonra birlikte bir belgesel izlemek, fen bilgisinden sonra evde basit bir deney yapmak ya da matematik çalıştıysa birlikte bir alışveriş listesi hazırlamak bile çocuğun öğrendiğini hayata taşımasına katkı sağlar. Bu tür etkinliklerle çocuk, ders çalışmanın sadece masa başında geçirilen sıkıcı dakikalardan ibaret olmadığını, öğrendiklerinin işe yaradığını fark eder. Bu farkındalık zamanla ders çalışmayı bir işkence değil, keşfe dönüşen bir süreç haline getirir.
Bunun yanında düzenli bir rutin oluşturmak da büyük önem taşıyor. Özellikle dikkat sorunu yaşayan çocuklar için belirli saatlerde, belirli bir ortamda çalışmak çok işe yarıyor. Masasında sadece gerekli materyallerin olması, teknolojiden uzak kalması ve bu sürecin çok uzun tutulmaması (örneğin 25 dakika ders – 5 dakika ara gibi) odaklanmayı kolaylaştırıyor.
Ve en önemlisi: bağ kurmak. Ne kadar çok konuşsak da, ne kadar çok yönlendirsek de eğer çocuk kendini değerli ve güvende hissetmiyorsa, hiçbir şey işe yaramıyor. Bu yüzden önce onun yanında olduğumuzu hissettirmek, onu yalnız bırakmamak gerek. Çünkü ders çalışmak yalnızca bir akademik faaliyet değil, aynı zamanda duygusal bir süreçtir.
Ben bu süreçte şunu öğrendim: çocuklar dinlenmek, anlaşılmak ve desteklenmek istiyor. Disiplin elbette gerekli ama sevgiyle, anlayışla harmanlanmış bir disiplin. Yani hem sınırlar net olacak hem de o sınırların içinde çocuk kendini rahat hissedecek. Zorla değil, isteyerek ders çalışan çocuklar, gerçek başarıyı yakalayabiliyor.
Yararlanılan Kaynaklar:
- Akbaba, S. & Aktaş, A. (2005). İçsel motivasyonun bazı değişkenler açısından incelenmesi. M.Ü. Atatürk Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Dergisi. DergiPark
- Erdoğan, F. (2008). Eğitimde motivasyon. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 24, 145–160. DergiPark
- ABA Psikoloji: “Çocuğunuz Ders Çalışmak İstemiyor mu? Altında Yatan Psikolojik Nedenler Olabilir”
- NovaKid Blog: “Ders Çalışmak İstemeyen Çocuğa Nasıl Yaklaşmalıyız?”
- Çadem Psikoloji: “Çocuklarda Akademik Başarısızlık ve Yaklaşımlar”
Çok güzel bir yazı emeğinize sağlık detayları ile birlikte konuya tekrar hakim olduk Teşekkürler