Duygu Düzenleme

Furkan Öztekin 45 Görüntüleme Yorum ekle
5 Dak. Okuma

İnsanlar günlük yaşamlarında çeşitli duygular yaşarlar. Yaşadıkları duyguları nasıl algıladıkları, adlandırdıkları çok önemlidir. Yaşadıkları duyguları algılama biçimleri onlarla mücadele yöntemini belirleme noktasında belirleyici olacaktır. Ruhsal bozukların birçoğu duyguları düzenleyememeden kaynaklanabilmektedir. Bireyler öncelikli olarak duygu kavramın ne olduğunu ve duyguları nasıl düzenleyeceklerini bilememekte.

Duygu; günlük yaşamamızda sıkça kullanılmasına rağmen kolayca tanımlanamamaktadır. Bilimsel alanyazında duygular organizma için belirli bir öneme sahip içsel ya da dışsal olaylara verilen tepkilerin eş güdümlü setleri olarak tanımlanmaktadır.

Duygu düzenleme; kişinin hedeflerine ulaşması için duygusal tepkilerini; özellikle onların yoğun ve geçici özelliklerini izlemeden, değerlendirmeden ve değişimlemeden sorumlu dışsal ve içsel süreçler olarak tanımlanmaktadır.

Neden duygularımızı düzenleme gereksinimine ihtiyaç duyarız? Duyguları düzenleyemediğimiz zaman kişinin ruhsal sağlığının bozulmasında oldukça etkili riskler doğuracaktır. Duyguları düzenlemede becerimiz gelişmesi psikolojik sağlamlık arttırıcı faktörlerden birisi olacaktır. Psikolojik sağlamlık becerimiz arttığında günlük veya periyodlar halinde değişen duygu dalgalanmalar karşısında daha dayanıklı olmamızda bizlere yardımcı olacaktır. Duyguları düzenleme becerilerimiz arttığında depresyon, kaygı, stres gibi duygu durum bozukluklarına karşın daha etkili başa çıkma gücümüz olacaktır. Son bir hatırlatma eğer duygularımızı yeterince tanıyabilirsek onunla mücadele edebilir. Yaşadığımız duyguyu tanımlayamazsak neyle nasıl mücadele edeceğimizi bilemeyiz ve bu mücadelen üstün taraf olamayız.

Duygularla işlevsel baş etme modeli;

  1. Duyguların bilinçli bir şekilde farkında olma becerisi: Gün içinde yaşamımızda birçok sorunla karşılaşırız. Yaşadığımız sorunlar bizlerde bir veya birden fazla duygu izi bırakır. Bu duygu izleri görmezden gelindiğinde bilinç bir süre sonra onu bilinçaltına alacaktır. Sorunlar periyod halinde nüksetmeye başladığında duygu izleri kendini göstermeye başlayacaktır. Zamanla yaşadığımız içsel bunalım duyguları bilinçaltına attığımızda birçok duygunun karmaşası halinde kendini gösterecektir. Atacağımız ilk adım duygularımızın izini sürmek ve onun varlığını kabul etmekle başlayacaktır.
  2. Duyguları adlandırma ve doğru bir şekilde tanımlama becerisi: Kendimizi kötü hissettirecek olumsuz duyguları yaşamak istemeyiz. Onlar yokmuş gibi davranmak isteriz ve bizi etkilemesinden korkarız. Tüm bu kabullenmeme çabamız duyguların birbirine girmesine neden olacaktır. Özellikle duyguları yeterince tanımayan kişiler için nereden başlanacağı konusunda kafa karışıklığına neden olacaktır. Duyguları adlandırmak ve onları doğru şekilde tanımlamak onlarla mücadelemizde hedefimizi doğru seçmemizde ve üzerine gitmemizde bizlere yardımcı olacaktır.
  3. Bir duyguya neyin neden olduğunu ve duyguyu neyin sürdüğünü belirleme becerisi: her duygunun bir uyarıcısı vardır. Bu uyarıcı çevremizde bizim hayatımıza etki eden insanlar veya bir nesne veya bir koku bu uyarıcı çeşitlendirebilir. Çeşitli uyarıcılardan bazıları olumsuz duygulara neden olabilmektedir. Bazı uyarıcılar küçük bir çocukken yaşamımıza girmiş ve yıllarca bizi etkilemediğini düşünüp görmezden gelmiş olabilir. Bazı uyarıcıların varlığı reddederiz ama bize yaşattığı duyguyu reddedemeyiz maalesef. Uyarıcısı belli olmayan bir duyguyu keşfetmek ve o duyguya neden olan problemi çözmek çok zor olacaktır. Olumsuz duygularımızla mücadele etmek istiyorsak ona neden olan kaynağı tespit etmemiz gerekir.
  4. İşlevsel bir şekilde duyguları aktif olarak değişimleme becerisi: Bir duygunun niteliğini, yoğunluğunu ve/veya süresini arzu edilen bir biçimde istenmeyen sonuçları olmayan stratejilerin kullanılması yoluyla değiştirilmesini içermektedir. Hissettiğimiz duyguları doğru stratejiler kullanarak pozitif yönlü değişim sağlanmaya çalışılması. Zaman zaman çeşitli olumsuz duygular karşısında onlarla başa çıkabilmek adına yöntem ve teknikler kullanırız. Bu yöntem ve teknikler işe yaramadığın fark ederek ona göre yeni bir yöntem denenmesi gerekmektedir.
  5. Gerekli olduğunda olumsuz duyguları kabul ve tolere etme becerisi: Yaşadığımız büyük olaylar karşısında ona eşlik eden bir duygu yaşarız. Örneğin çok yakınımızdaki birinin vefatı. Büyük bir üzüntüye kapılabilir. Burada ölümü kabullenmemiz gerekir ve bunun sonucunda doğan duyguyu kabullenmemiz gerekir. Ölümü geri saramayız bu durumun bizde yaşattığı duygu yokmuş gibi davranamayız. Bu duyguyu kabul edip onu tolere etmeye çalışmak mücadelemiz basamaklarında birini oluşturur.
  6. Olumsuz duyguları tetiklemesi olası durumlara yaklaşma ve yüzleşme becerisi: Her zaman olumlu duygular yaşamak isteriz. Olumsuz duygular yaşamaktan kaçınırız. Bu şekilde sorunlardan kaçabilirsek mutlu olabilir, mutsuzluğun önüne geçebiliriz sanıyoruz. Aslında yaptığımız tek şey yüzleşmekten kaçmalarımız olur. Kırılganlıklarımız artıyor ve olumsuz durumlar karşısında hissettiğimiz duygularımız daha yoğun ve yıkıcı etki etmekte. Olumsuz duygularla yüzleşmek ve bu tetikleyicilerle karşı karşıya gelmek duygu düzenleme becerilerimiz arttırmakta. Ve stratejilerimiz geliştirmemiz bizlere yardımcı olmaktadır.
  7. Stres verici durumlarda etkili öz destek sağlama becerisi: Adımları tek tek uygulamaya çalıştığımızda bazı adımlar tekrar eski yöntemlerimize dönebiliriz. Bazı adımlarımızda duygularımızı daha yoğun yaşamamıza neden olabilir. Yöntemler uzun ve yorucu gelebilir. Bazı basamaklarda daha fazla takılı kalabiliriz. Son basamağımızda vurgulandığı gibi öz destek sağlamak sonuca varmamızda destekleyici bir güç olacaktır. Kendimize yönelik öz-şefkat, öz yatıştırma ve öz cesaretlendirme gibi öze yapılan desteğe ihtiyaç duyarız. Olumsuz duygularımızla mücadele için özden gelecek motivasyon mücadelemizi sonlandırmamızda en etkili basamaktır.
Bu İçeriği Paylaş
Bağlantılar:
Psikolojik Danışman
Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version