Kaygı (Anksiyete) Bozukluğu

Vejdin Çelik 44 Görüntüleme 1 Yorum
5 Dak. Okuma

Kaygı, günlük yaşamımızda sıklıkla kullandığımız ve çoğumuzun başına gelen kötü bir şey olacakmış hissine kapılma durumudur. Hayatımızın hemen hemen her döneminde görülebilen bu durum bazen can sıkıcı olabilmekte bazen hayatı çekilmez hale getirebilmektedir.

Bazı durumlarla baş etmemizde ise kaygı son derece önemlidir. Burada vurgulanması gereken var olan kaygı durumunun dozu, şiddeti, hayatımızı ne derecede etkilediğidir. Hiç kaygının olmaması problemlerle mükemmel bir biçimde baş edebileceğimiz anlamına gelmediği gibi kaygı düzeyinin yüksek olması da bireyin ruh sağlığı açısından çok sağlıklı bir durum değildir. Orta düzeyde kaygı karşılaştığımız problemleri çözme açısından idealdir. Bu durum hem bizi zorlar hem de tehlikelere karşı hazırlıklı olmamızı sağlar. Bazen bir sınav olabilir, bazen iş olabilir, bazen duygusal ilişkiler olabilir hayatın hemen hemen her alanında sıklıkla karşılaşırız kaygıyla. Orta düzeyde olduğu zaman kaygı problemlerle daha sağlıklı baş etme becerisi geliştiririz.

Kaygı bozukluğu toplumun yaklaşık olarak %18’inde görülebilmektedir. Kaygı bozukluğu yaşayan bireyin sosyal yaşamı, iş yaşamı, duygusal yaşamı sekteye uğrar ve sağlıklı bir seyir izlemez.

KAYGILANMAK MI HİÇ KAYGILANMAMAK MI ?

Kaygı, bazı durumlarda baş edilebilir bir durum iken bazı durumlarda ise hayatı çekilmez hale getiren bir durumdur. Burada söz konusu olan kaygının düzeyi ve şiddetidir. Hepimiz günlük yaşamımızda kaygılanırız. Kötü bir haber aldığımızda, yapmamız gereken işleri son güne bıraktığımızda, ekonomik sorunlar yaşadığımızda veya sağlık sorunları yaşadığımızda bunun gibi birçok alandan farklı örnek verilebilir. Bunlar hayatın olağan akışı içerisinde olması gereken ve sıklıkla karşılaştığımız durumlardır. Düzeyi ideal olduktan sonra psikolojik açıdan bir problem oluşturamayacağı gibi baş etme becerisi geliştirir daha sağlıklı kararlar almamızı sağlar.

KAYGININ EN YAYGIN BELİRTİLERİ NELERDİR?

Kaygının duygusal fizyolojik ve birçok alanda belirtilerinden söz etmek mümkündür. Birey o an için kendini kötü hissedebilir, gerginliği artar, huzursuz olabilir, çok sinirli ve endişeli olabilir bunları duygusal belirtiler olarak nitelemek mümkündür. Bir de fizyolojik belirtileri vardır ki bunlar insan vücudunda kendini değişik biçimlerde gösterebilmektedir. Örnek verilecek olunursa; baş ağrısı, kaslarda gerginlik, aşırı terleme, kalpte hızlı çarpıntı, tuvalete gitme gereksinimi gibi etkileri vardır.

Bunların dışında farklı belirtileri mevcut olsa da genel olarak bu tarz belirtilerden söz etmek mümkündür.

KAYGI (ANKSİYETE) BOZUKLUKLARI NELERDİR?

Kaygı, sadece belirli bir duruma ortama ya da kişiye bağlı olarak gelişmez. Birden fazla alanda da oluşabilir. Bundan dolayı birden fazla çeşidinden söz etmek mümkündür.

Ayrılık Kaygısı: Sevdiğiniz bağlandığınız kişiden ortamdan vs. ayrılabilirsiniz, bu doğal bir durum. Fakat özellikle çocuklarda anne babadan ayrılınca okula başlayınca vs. bu tarz durumlarda ayrılık kaygısı yaşanabilir. Bu durumda ayrılmak istemeyip psikolojik açıdan ya da fiziksel olarak tepkiler gösterebilir. Bu durum sıklıkla tekrar ederse bir psikolojik danışmandan, psikologdan ya da ruh sağlığı alanında çalışan farklı kişilerden yardım alınabilir.

Fobiler: Kaygı bozukluklarının bir çeşidi olan fobiler normalde diğer bireylerde kaygı ya da korku uyandırmayacak bir nesneye ya da duruma karşı duyulan aşırı derecede korku ya da kaygı durumudur. İnsanlarda sıklıkla görülen kaygı bozukluklarındandır. Bu kaygı ya da korku durumu çoğu zaman bireyin yaşamını içinden çıkılmaz bir hale sokabilmektedir. Örneğin limon fobisi, dışarı çıkma fobisi, sosyal fobi, kapalı alan fobisi gibi birçok fobi karşısında birey hayatını sürdürmekte ciddi anlamda zorluklar yaşayabilmektedir.

Yaygın Kaygı Bozukluğu: Bu kaygı bozukluğuna sahip kişiler “evhamlı” olarak da adlandırılır. Gerçek bir neden yokken ya da nedeni olsa dahi gerçekle uyumsuz bir biçimde birey aşırı derecede ve sıklıkla korkar endişe duyar ve bu durum süreklidir. Yaşamı çekilmez hale getirebilir uyku bozuklukları dahi fizyolojik ve psikolojik olmak üzere ciddi anlamda rahatsızlıklara sebep olabilir.

Obsesif Kompulsif Bozukluklar: Obsesif kısaca takıntılı ve tekrarlayan düşünce yapıları demektir. Kompülsif ise bu düşünce yapısının davranışa dönüşmüş şeklidir. Obsesif birey sürekli tekrarlayan rahatsız edici davranışlara ve düşüncelere sahiptir. Bu bir duruma ya da nesneye yönelik de olabilir. Örneğin bireyin yangın riski olmamasına rağmen sürekli ve defalarca elektrikli prizleri kontrol etmesi. Evden çıkarken sürekli bir biçimde defalarca fırını buzdolabını kontrol etmesi gibi. Defalarca elleri temiz olmasına rağmen yıkaması ve bunun sonucunda ellerinin tahriş olması zarar görmesi. (Ör: Masumlar Apartmanı Safiye Karakteri)

Bu İçeriği Paylaş
Bağlantılar:
Psikolog
1 Yorum
  • Hocam ilminize sağlık çok doyurucu bir yazı olmuş. Sorup öğrenmek istediklerime bir bir cevap buldum…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version