Kış İçin El Ele

Şale Köse 49 Görüntüleme Yorum ekle
3 Dak. Okuma

Kış mevsimi kapımızı ha çaldı, ha çalacak. Sıcak evlerimizde karşılayacağız çoğumuz soğuğu. Üzerimize giydiğimiz kalın kıyafetlerimize, elimize aldığımız bir bardak sıcak çay eşlik edecek belki de. Pencerenin önüne oturup heyecanla karın yağışını izleyeceğiz. Camın buharına kelebek bile çizeriz belki, kim bilir!

Sonra dilimize yapıştırırız birkaç dua, “Allah yardım etsin bu soğukta dışarıda olana!” diye. Ama biz yardım etmeyiz. Dışarısı soğuk çünkü, kim bu soğukta çıkıp da dışarıya bakacak “ihtiyacı olan var mı?” diye. Görev devletin görevi, yardım Allah’ın takdiri… Biz sadece kendimizden ve çevremizden mükellef olacağız değil mi? Hayır, değil efendim! Bizler çevremizde yaşayan tüm canlardan, tüm insanlardan da sorumluyuz. Diğerine bıraktığımız her görev, gün gelir kendi ihtiyacımız olduğunda; başkasının görevi olmaktan çıkar. İnsan olabilmenin ilk şartı, başkasının acısını hissedebilmek değil midir? Savaşların içinde masum insanlar, çocuklar, yaşlılar ölüyor. Kış onlara daha çok geldi. Memleketimizin doğusunda çocuklarımız terliklerle karşılıyor ayazı, bizler sıcak evlerimizde otururken. Yarın onların yerinde bizim olmayacağımızın garantisini kim verebilir. Maddi gücü olmayan, yardım edemeyecek durumda olanlarımız olabilir. Ama bazılarımız yardım edebileceklere ulaşabiliriz, bazılarımız yazarak hatırlatmalarda bulunabiliriz. Bazılarımızın eli uzanamıyorsa bile ileriye, en yakınındakine uzanabilir. Açım diyemeyen, yiyecek bulamayan, ayağında botu olmadığı için okuluna yırtık bir bez ayakkabıyla gitmek zorunda kalan çocuklar, bizim çocuklarımızdır. Öyle bir çağa denk geldik ki; herkes birbirinin yardımına muhtaç. Muhtaç olmak kötü bir şey değildir. İnsan insana muhtaçtır. Gözlerimizi kör etmenin, kulaklarımızı sağır etmenin hiç zamanı değil dostlar. Haberleri izlerken dayanamadığımız için kapattığımız, görmek istemediğimiz hayatlar yaşanıyor. Film değil bunlar, gerçek! Bizler, hayal dünyasına hapsedilmiş kişiler olduk. Kendi derdimize o kadar düştük ki, başkasının derdini görmek istemez olduk. Kim bilebilir, gün gelip o haberin ana konusu olmayacağını. Bir başka kişinin sizin dünyanızı görmek istemeyeceği için televizyonu kapatmayacağını? Öyle bir vakte denk gelirsek eğer, kimi suçlayabiliriz ki “kapattınız gözünüzü bize” diye. Hayat insanı dener dostlar. Hayatın bir dengesi vardır ve o dengeyi bozduğumuz anda, sınavımız oradan başlar. Hepimizin elinden gelen bir şey olmalı bu soğuk günlerde. Hayatlar soğuk, hava soğuk, bedenimiz soğuk… Isınmak istiyorsak eğer, ısınması gereken insanlara yardım edelim lütfen. Hiç kimse bize yük olmak istemiyor, hiç kimse bizim kamburumuz değil. Onlar bizlerin kardeşi, onlar bizlerin çocuğu, büyükleri anamız, babamız! Bize ailelerimiz ilk olarak yardımlaşmayı ve paylaşmayı öğretmedi mi? Ailede bunlar görülmemiş olsa bile, okullar bunun için değil miydi? Unuttuysak hatırlayalım lütfen.

Bizler insanız ve diğer tüm canlarla neyimiz varsa paylaşmak zorundayız. Bu bir lütuf değil, insanlığın gereğidir. Sizin kanınız asil bir kandır. Asaleti, herkese kucak açmasından gelir. Göğüslerimiz herkesi sığdırabileceğimiz kadar geniş, yeter ki onlara yer açalım. Bu kışı el ele, sıcacık atlatalım.

Bu İçeriği Paylaş
Yazan Şale Köse
Bağlantılar:
Yazar
Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version