Müzik Hayatımızda Ne Kadar Yer Kaplıyor

Konuk Yazar 27 Görüntüleme Yorum ekle
6 Dak. Okuma

Müzik, insanın ruhunu dinlendiren insanın tekrar kendisini tanımasına fırsat veren bir medikaldir. İlk çağlardan beri İnsanlar duygularını, yaşayışlarını sözlü ya da çalgılı olarak dile getirdiler. Günümüze kadar birçok süreçten geçen müzik, farklı dönemlerde gelişip, yeni türler ortaya çıkardı. Ve o dönemi yansıtan özgün besteler yapılırdı. Bu besteleri dile getiren insanlar yaşadıkları olaylar daha rahat bir dile sundular. Bu da müziğe yeni bir bakış yeni sözler getirdi.

Müzik kendi içeresinde oldukça geniş. Tek bir ülkeye ya da bir türe bağlamak doğru olmaz. 300’den fazla türü olduğu biliniyor.

Klasik Müzik

Batı Avrupa’da ortaya çıktığı için batı müziği olarak bilinir. Diğer müzik türlerine kıyasla çok sesli bir müzik türüdür. Beethoven, Bach, Vivaldi, Mozart gibi sanatçılar klasik müziğin önemli bestecilerindendir.

Pop Müzik

En popüler müzik türüdür. Ve en fazla dinlenen, sevilen Pop müzik sonradan ortaya çıkmasına rağmen zirvede kalmayı başarmıştır.

Jazz (Cazz) Müzik

Saksafon çalgısıyla çalınan Afrika kökenli müzik türüdür.

Rock Müzik

Elektro gitar, bas gitar, bateri ve klavye ağırlıklı melodileriyle pop müzikten ayrılır. Amerikada rock’n roll olarak ortaya çıkan akım sonucu hard rock ve heavy metal gibi yüksek tempo ve sesli alt türlere de ayrılmıştır.

Halk Müzik

Nesiller boyunca ağızdan ağıza aktarılan müzik türüdür. Bulunduğu yöreye göre değişiklik gösterir. Bu yüzden kendine özgü besteler oluşur.

Tasavvuf Müzik

Eğlenmek için değil de Allah’ı ve peygamberleri övmek için ortaya çıkmıştır.

Enstrümantal Müzik

15. Yüzyılda ortaya çıkıldığını düşünülüyor. Fon müzik olarak bilinir. Genellikle bir şiir, hikâye, vs. okunurken arka plan olarak çalınır. Günümüzde sadece bu tarz müzikleri dinleyenler de mevcuttur. Çünkü klasik müzik gibi ruhu dinlendiren türden.

Blues Müzik

17. Yüzyılda ortaya çıkmıştır. Köle olarak çalışan Afrikalılar kendi hikayelerini hüzünlü bir şekilde ifade etme biçimidir.

Ve tabi ki…

Arabesk Müzik

(Aslında Türkiye dışında bilinmediği için bize özgü bir tür olarak ele almasam olmazdı.)

Fransızca’dan Türkçe’ye geçmiştir. 1930 ile 1950 arasında ortaya çıkmıştır. Geç tanışılmasına rağmen çok sevilip değer görüldü. İçeriği günlük dertleri, aşk ve ayrılığı kapsıyor. En önemli sanatçıları; Orhan Gencebay, İbrahim Tatlıses, Müslüm Gürses, Ferdi Tayfur gibi değerli isimler öncülük eder.

6. yüzyıldan 16. yüzyıla kadar olan Orta Çağ dönemi, Orta Çağ müziğiyle karakterize edildi. Bu dönemde tek sesli ve çok sesli müzik türleri vardı. Örneğin Orta doğulu insanlar daha hüzünlü melodiler çalar çünkü onlar duygularını en güzel böyle ifade edebilirler. Dahada doğuya gittiğimizde Kürtlerin yaşadığı bölgede ‘Dengbej ‘ dedikleri parçalar dile gelir. Bunlar da aşk, kahramanlık ve efsanevi hikayeler barındırıyor. Bir ülkeyi anlamak, tanımak istiyorsanız. O ülkenin dinlediği müzik ve okuduğu kitaplardan anlayabilirsiniz. Müzik yalnızca bizi rahatlatan ya da alıp götüren bir şey değil, bundan öte bir şey, bir ideoloji. Birçok gelişmemiş ülke ya da gelişmekte olan ülkelerin kendine ait müziği yok. Başka ülkelerin etkisi altında kalıp ruhlarını sömürleştirmiştir. Gelişmiş ülkelerde ise müzik kültürü eş değer olarak artıyor. İleri görüşlü insanların müzikle ilgili birçok sözleri var bunlardan biri ; Sevgili Atatürk, ‘Müzik hayatın neşesi, ruhu, sevinci ve her şeyidir.’ bu söz de bile müziğin insanlar için bir vazgeçilmez olduğu anlaşılıyor.

Müzik dinlemek hele şarkı söylemek hata sadece mırıldanmak bile ruha iyi gelir. Bulunduğumuz durum üzgün ya da mutlu olsun fark etmeksizin, insanı alıp başka diyarlara götürür. Her bir duyguyu yaşarken müziğin içindeki her bir kelime bizim birer arkadaşımız, dostumuz oluyor. Bazen acımız büyük olduğu zaman bu ölüm, aşk acısı ya da ayrılık olabilir. Bununla ilgili sözlü müzik dinlediğimizde acımız müzikle birlikte daha da derinleşir. Ve yalnız olmadığımızı hissedip egomuzu tatmin ederiz. Mutlu olduğumuz zamanlarda biz söyleriz kuşlar ise dinler. Kısacası sözlerin en basit ve en anlamlı halidir.

Rönesans döneminde besteciler müziği yaratma ve algılama biçimlerinde birçok değişiklik yapabildiler. “Barok” kelimesi, tuhaf anlamına gelen İtalyanca “barokok” kelimesinden gelmektedir. Barok dönemi, bestecilerin formlar, müzikal kontrastlar, tarzlar ve enstrümanlar ile deney yaptığı bir dönemdir. Bu dönem opera, enstrümantal müzik ve diğer barok müzik formları ve tarzlarının gelişimini gördü. 1750’den 1820’ye kadar klasik dönemin müzik formları ve tarzları basit melodi ve sonata ve diğer formlara sahipti. 20.yüzyılda müzik, performans ve beğenilme yolunda birçok yeniliği beraberinde getirdi.

Günümüzde teknolojinin gelişmesiyle müzik yapanlar, ses ve ton üstünde oynamalar yapıp daha estetik bir ses ortaya çıkmasını sağlamıştır. Bu da eski müzik anlayışı ya da akılda kalıcı melodileri azaltmıştır.

Evrensel olan müzik, birçok sanatçı ve şarkıyı ölümsüz kılmıştır. Bunlardan Mozart. Beethoven, Elvis Presley, Michael Jackson… Gibi isimler yaptığ müzikler sayesinde hafızalara kazındılar.

Müziğin İnsanlar İçin Faydaları

Müzik mutluluğun temelidir. Ruhun gıdasıdır. Bu nedenle tüm vücut bundan etkilenir. Stersi azaltır. Mutluluk hormonu olan serotonin salgılar. Eski çağlarda insanlar müziği tedavi niyetine kullanırlardı. Tansiyon ve kalbe iyi geldiğini gözlemlemişlerdir. Ki günümüzde bile işe yaradığı aşikar.

  • Öfkeli ve sinirli olduğumuz zamanlarda günde 10 şarkı dinlemek iyi gelecektir.
  • Müziğin bir diğer faydası bilinçaltında yatan olumsuzlukları temizlemesidir.
  • Klâsik müzik anne karnından itibaren bebeklere zihinsel olarak iyi hissettirir.
  • Ders çalışarak müzik dinlemek ya da kitap okuyarak dinlemek konsantrasyon ve odaklanmayı artırır.
  • Müzik eşliğinde, günlük hayata çalışırken, spor ya da yürüyüş yapmak kişi üzerinde olumlu enerjiler artırır.

Müzikle kalın…


Konuk Yazar: Zehra YAĞAN

Bu İçeriği Paylaş
Yazan Konuk Yazar
Bağlantılar:
Misafir Yazar
Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version