Ömür Gemisinde Uğradığımız Limanlar

Gülay Eker 72 Görüntüleme 12 Yorum
4 Dak. Okuma

Her insan, hatta her canlı için, ömür denen gemi hiç durmaksızın yol alıyor. Bazen, dalgalı ve fırtınalı sularda, bazen de ipek gibi dümdüz okyanuslarda yolunu almaya devam ediyor.

Ömür gemisi yolunu almaya devam ederken de elbette uğradığı limanlar oluyor. Farklı zaman dilimlerinde, farklı farklı limanlar… Bazen insan istemeden de uğradığı oluyor bu limanlara. İnsanın; yaşına, mesleğine, ailesine, hatta cinsiyetine göre farklılık gösteriyor bu limanlar.

Çocukken, pek uğranılmıyor bu limanlara. Pek ihtiyaç duymuyor ya da ihtiyacını hissetmiyor belki de.

“Hani oyun oynardık, oynardık da eve girince anlardık ya kurt gibi acıktığımızı” onun gibi bir şey. Yemeği görünce hissederdik acıktığımızı. 🙂

Limanların da kendine göre isimleri vardır ya da bizler koymuşuzdur isimlerini.

Eğlence limanı, acı limanı, başarı limanı, öğrenme limanı ve deneyim limanı gibi gibi…

Bu limanlara demir atma sayısı ve süresi her birimiz için farklılık gösterir. Bazımız eğlence limanına çok uğrar, bazımız da acı limanına, uzun veya kısa sürelerde. Bu limanlara gelmeyi insan kendisi mi ister, yoksa sular mı onu götürür, bilinmez.

Belki düşünceleri okyanusun dalgalarına istemsizce emir vermiş olabilir. Bir bakmış o limana gelivermiş kendisi, şaşırıp kalmış… Hayat zaten sırlarla ve sürprizlerle dolu değil mi?

Kendi dünyamızda keşfedeceğimiz o kadar çok şeyler var ki… Daha yeni yeni “ne düşünürsen onu çekersin” sırrına eriyoruz. Çekim yasası denilen alanı yeni deneyimliyoruz. Belki de hala bilmiyoruz.

Dünyamız, teknoloji limanına daha ne kadar oldu ki demir atmaya başlayalı?

Cep telefonlarımız 30 yıl öncesinde ceplerimizde var mıydı? Akıllı telefonlarımız elimizden düşmeyeli, daha kaç yıl oldu?

Dünyamız, teknoloji limanına büyük bir demir atmış durumda. Demek ki daha çok oralarda duracak gibi.

Dünya, acı limanını da çok sevdi sanırım. Tam terk ettik derken, farklı bir yerde yine acı limanına uğruyoruz işte. Belki bizzat kendimiz ya da diğer insan kardeşlerimiz…

Biz, dünya limanlarına uğruyoruz. Dünya da sonsuz boşluktaki kendi limanlarına uğramaya devam ediyor. Ömür gemisinde yol alıyoruz bu şekilde.

Dünya ve bizler farklı farklı limanlara uğrarken birden karşımıza muhteşem bir liman çıkıyor. Bu liman, ışıklarla süslenmiş, rengarenk çiçeklerin mis kokularını etrafa buram buram sardığı bir liman. Neredeyse tüm güzellikler bu liman içerisinde toplanmış. Gözün ve gönlün mest olduğu bir yer.

Etrafta bir ahenk, bir düzen. ruhumuza iyi gelen bir huzur. Neşeli çocukların etraftaki şen cıvıltıları. Sükutun içinde bir koşturmaca da büyüklerde. Gençlerde de bir dinginlik.

Bu limana inmek, aslında çok kolaydır ama insan inmeye bir türlü cesaret edemez işte… Çünkü insanın düşmanı çoktur; nefis, şeytan ve heves, daha bir çok düşman oraya inmesini istemez. Bahane bulurlar; yorgunluk, hastalık, utanma, çekinme, şimdi ne derler, yapamam ve farklı farklı bahaneler. Oysa bir adım atsalar o limana, her şey sihirli bir değnek gibi şekil değiştirecektir. Zorluklar kolaylaşacak, zaman bereketlenecektir.

Evet bu limanın adı, Ramazan limanıdır. Ramazan limanı, 11 ayın sultanıdır. Bereketiyle gelir. Ramazan limanı deyince aklımıza hemen oruç tutmak gelir, gelmelidir de.

Oruç tutmak, hem vücudumuza hem de ruhumuza büyük şifalar verir. Bunun yanında, Ramazan sadece oruç tutmak da değildir. Kur’an okunabilir veya dinlenebilir. Türkçe mealler, (her gün bir cüz) yolda işimize gidip gelirken dinlenebilir. Teravih namazları kılınabilir, kuşluk namazı, Evvabin namazı elbette vakit namazları eda edilebilir. Marketten alınan küçük bir yardım paketi bir garibin kapısına bırakılabilir. Günlük, esma hüsna çekilebilinir. Peygamber hayatları, sahabe hayatları, okunup dinlenebilir. Yeter ki bu kapıdan girmeye niyet edelim. Limana inmek için adım atalım. Her şey kolaylaşır, kolaylaştırılır.

Ramazan limanına daha yeni giriş yaptık. Bazılarımız limanda çoktan karlı alışverişe başladılar bile. Bunun yanında daha bu limana adım atmamışlar da aramızda. Bu yazımın, onların küçük de olsa adım atmalarına, adım atanların da daha güzelliklere yaklaşmalarına bir vesile olması duasıyla.

Dualarınızla…

Hayırlı Ramazanlar.

Bu İçeriği Paylaş
Yazan Gülay Eker
Bağlantılar:
Öğretmen / Yazar
12 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version