Öze Bakış

Feyza Şeyma Akyol 16 Görüntüleme 1 Yorum
3 Dak. Okuma

Yeni yeni fark etmeye başladığım, farklı bir güzellik varmış içimde bir yerlerde. Fakat bu güzellik fiziksel bir güzellikten öte sanki çok daha farklı anlamları barındıran bir güzelliğe şahitlik ediyor. Ve buna ben bile bakmaya kıyamıyor gibiyim. İçimdeki tüm sancılara rağmen meğer köşede bir yerlerde çiçek bahçesi barındırıyormuşum.

Nasıl mı fark ettim tüm bunları? Etraftakileri düşünmeyi bırakıp kendime odaklanmaya başladığımda, kulak vermem gerekenin kim olması gerektiğine karar verdiğimde ve belki de en önemlisi potansiyelimin doğuracağı sonuçları gördükçe. Bu tarafını görmem de kendimi dinlememin ufak bir sürprizi gibi kapı araladı… Huzurlu bir yan.

Acıların, sancılı gecelerin, akan göz yaşlarının hediyesi gibi birikmişler habersiz. Çok temkinli de bir yan tabi, kapı araladı tamam ama içeri de paldır küldür almıyor. Biliyor olmalı yeri geldiğinde kendime nasıl da hoyratça davrandığımı. Önce iyice hak etmem lazımmış, sahip çıkıp sevmeyi öğrenmeliymişim.

Yüreğimin mutluluktan hızlı hızlı çarptığını unutalı çok oluyor. Özüme uzak kalmış olmanın hüznü çörekleniyor her bir zerreme. Sahip olduğum şeylerin büyüklüğü… Her neyse…

Bana o yanım diyor ki, aslında bu hayatta tek başıma da olurmuşum. Birine ihtiyacım ne kadar olursa sorumluluklarım da o ölçüde artarmış. Yalnızlık sultanlık olmayabilir ama seni sana gösterebilirmiş, ayna olurmuş.

Kendime güvenmem ve kendimin arkasında durmalıymışım. Rabbim nasibime koyduysa olacak olanlar ben beklemeden de olurmuş.

Kendime odaklanıp her şeyden önce yolculuğum özüme olmalıymış. Dile kolay geliyor ama aslında tüm bunların yapılacak olması ne zor. Zamanın çok akması lazım öyle değil mi?

Kim bekleyecek diye düşünmeden de edemiyor insan ama o düşüncemin arasından da diyor ki bir ses, sen başla zamanı bana bırak, farkında bile olmayacaksın ilerleyişten. Sen niyetinin arkasında dur gerisini bana bırak diyor.

Güvenmeli miyim sence, yıllardır hep güvendik ya birilerine hep de güvendiğimiz yerden koparıldık, yerle bir ettiler ya güvenmek de korkutur oldu. Fakat hak tanıdığım güven hep dışarıya karşıydı şimdi sıra içime mi vermeliyim o şansı. Yabancısı olduğum duygulara kapı aralamak tedirgin olmamı sağlıyor, normal mi bu?

Bakış acıma yorum ekledikçe diyorum ki, bunları hayata geçirdiğimde ve diyelim yanılırsam en azından avantajım şu olur, benden giden yok her şey içimde öyle değil mi?

Olmazsa bir daha bakmayı öğrenir eskileri de heybeme katar iyice demlenirim. Yeter ki o bahçeyi fark etmekte ve yetiştirmekte geç kalmayayım.

Selametle.

Bu İçeriği Paylaş
Bağlantılar:
Yazar
1 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version