Özel Olan Sensin Yapay Zeka Değil

Banu Yurtsever 49 Görüntüleme Yorum ekle
3 Dak. Okuma

Siz benzersizsiniz. Düşünceleriniz, algılarınız, hisleriniz ve kendi dünyanız ile sizden başka bir tane daha yok. Bizler düşüncemiz ve eylemlerimizle bir sanat inşa ederken bir taklidin yansımalarıyla karşılaşırız. Çünkü sanat, yaratma biçiminin taklidi olarak ortaya çıkmıştır. Ya peki zekânız? Sizce zekânız taklit edilebilir mi?

Teknoloji zihninizi ne kadar yönetebilir? Birinin zeki olduğunu nerden anlayabiliriz? Araştırmalara göre insan beyninin yüksek algı yeteneğine sahip olduğu sonucu çıkmıştır.

Çoklu zeka türleri ile sözel (dilsel zekâ), mantıksal (matematiksel), görsel (uzamsal zekâ), bedensel (kinestetik), müziksel (ritmik zekâ), kişiler arası (sosyal zekâ), kişisel (içsel zekâ) ve doğa zekâsı olmak üzere sekiz farklı zeka tespit edilmiştir.

Yani zekâlarımız dahi kategorize edilirken çeşitlilik arz eder ve derin incelikler taşır. Beynimiz bir iş yapmaya başladığında veya hatıraları belleğinde tutarken nöronlar arasında yeni bağlantılar oluşturur. Bu da her an yeni yaratımlar içinde olduğumuzun bir örneğidir.

Hiç birimiz fabrikasyon bir üretim ve gelişme içinde değiliz. Sanatkârımız muazzam eseri olan bizlere her an imzasını atmaktadır. Bu algılama kabiliyeti kurgulanan bir zincir şeklinde hayatımızın çerçevesini çizmeye yarar. Örüntülerimiz sayesinde yaşarken hayat hikayemizi de yazmış oluruz.

60 dakikalık bir prodüksiyon olan, “Yapay Zeka: Bir Robot Oyun Yazdığında” çalışmasında sadece birbiriyle uyumlu kelimelerin art arda sıralandığı tespit edilmiştir. Bu durum mantıksal bir akışın önüne geçerek birbiriyle çelişen şeyler yazılmasına neden olmuştur. Mimesis, Doğa ve insan davranışının sanatta ve edebiyatta taklide dayanan temsilidir. Aristoteles’in “Sanat taklittir” tespiti, bizim yaratma biçimini taklit ederek vücuda getirdiğimiz yaratıcılığımızı yansıtan birer yansımasıdır. “Kâinatta ne varsa hepsi vehim ve hayal, yani aynalara vuran akisler ve gölgelerdir.” Yaratılanı taklit ve yaratma biçimini taklit bağlamında sanatsal her türlü düşünce ve her türlü zekâ insandaki ulvi genişliklere işaret etmektedir. Kendimizi yakından tanımalıyız. Yapay zeka dünyasında ise karşımıza iki ihtimal çıkıyor; ütopik ve distopik bir gelecek. Yansımanın gerçeği öldürdüğü en uç noktada kontrol edilemez karmaşıklık yapay zeka robotlarının insanlığa bir tehdit haline gelmesini sağlayabilir. Kontrollü bir yapay zeka ile insanı değerleri benimseyerek hayatımızı kolaylaştırabiliriz Bilinç ve irade kazanamayan bir robotik kodlama in komutları yanlış algılaması dünyanın sonunu getirebilecek senaryolara zemin hazırlayabilir. Taklitler aslını yaşatabilirken yapayın gerçek olanı ele geçirmesiyle tüm doğruların yanlış yanlışların doğru kabul edildiği bir süreç yaşanabilir Kendimizi, zekâmızı ve hayatımızı iradesiz bir güce teslim etmek kendi yararımıza olan tüm doğruların yıkılıp hayatımıza bir son biçmeyi tercih ettiğimiz bir tutum olmaz mı?

Teknoloji alanında başarılı ve tehlikeyi aza indirecek bir şekilde ilerlemek, teknik faktörlerin yanı sıra insanlığın geleceğine de dikkat etmek anlamına gelmekte.

Bu konuda her birimiz üzerimize düşen farkındalık sorumluluğunu yerine getirmeliyiz. Güzel bir gelecek hayaliyle kalmak dileğiyle.

Bu İçeriği Paylaş
Bağlantılar:
Yazar
Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version