Panik Atak Nedir?

Nimet Nacakcı 17 Görüntüleme Yorum ekle
4 Dak. Okuma

Panik atak; gerçek bir risk ya da aslında herhangi bir sebebi olmamasına rağmen, şiddetli fiziksel belirtilerle aniden başlayan, hızla şiddetlenen, bir başlangıcı ve sonu olan yoğun korku ve sıkıntı nöbetidir.

Panik atak belirtileri genellikle 10 dakika gibi bir süre içinde yoğunlaşarak doruk noktasına ulaşır, ardından genellikle yavaş yavaş azalır.

Panik Atak Esnasında Kişide Neler Olur?

  • Çarpıntı, kalp atımlarını hissetme ya da kalp atım hızında artış olması,
  • Terleme, titreme ya da sarsılma,
  • Nefes darlığı ya da boğuluyor gibi olma gibi hissi, soluğun kesilmesi,
  • Göğüs ağrısı ya da göğüste sıkıntı hissi,
  • Bulantı ya da karın ağrısı,
  • Baş dönmesi, sersemlik hissi, düşecek, bayılacakmış gibi olma,
  • Gerçek dışılık, sanki ortam gerçek değilmiş gibi bir hissin gelmesi veya kişinin kendisini sanki yabancı biriymiş gibi hissetmesi, benliğinden ayrılmış gibi hissetme,
  • Kontrolünü kaybetme ya da çıldırma korkusu, ölüm korkusu,
  • Vücutta uyuşma ya da karıncalanma hissi,
  • Üşüme, ürperme ya da ateş basması ve ağız kuruması gibi belirtiler olur.

Eğer bu saydığımız belirtilerden en az 4 tanesi, yaklaşık 10 dakikalık zaman diliminde bir nöbet halinde birlikte ortaya çıkarsa işte biz buna panik atak diyoruz. O sırada kişi genellikle büyük bir korkuya, dehşete kapılır ve sonunun geldiğini hisseder. O sırada zihninden ‘’Aklımı kaybedeceğim’’, ’’Kalp krizi geçiriyorum’’, ‘’Kontrolümü yitireceğim’’ gibi birtakım felaketleştirici düşünceler geçer. Bu ağır dehşet hissi ve felaketleştirme nedeniyle de her panik atak kişi açısından bir tür travmatik bir durumu doğurur. Panik Atak eğer araya herhangi bir aracı sokulmaksızın kendi haline bırakılırsa genelde en fazla 20-30 dakika sürer. Kişiler bunu öznel olarak sanki daha uzunmuş gibi algılarlar. Bazen de atak yatışırken ardından olumsuz birtakım düşünce veya duyumlarla tekrar başlayabilir.

Kendinizi Akışına Bırakın

Panik atak geçiren kişi ya da çevresindekiler bu tür bir durumla karşılaştıklarında, özellikle de ilk kez oluyorsa atağa müdahale etme, atağı sonlandırmaya yönelik bir şeyler yapmak isterler. Örneğin ortamı terk etme, acile gitme, ilaç içme gibi müdahalelerde bulunurlar. Fakat tüm bunlar panik atağın geçmesinden ziyade uzun dönemde yeni ataklara ve rahatsızlığın sürmesine yol açar. Gerçek şu ki hiçbir şey yapmasanız da doğası gereği panik atak kendi kendine yatışır. Bundan dolayı atağın
yatışmasına yönelik herhangi bir müdahalede bulunmayın. O esnada ne yapıyorsanız o işe devam edin, bir şey yapmıyorsanız da kendinize uygun etkinliklerle uğraşın. Yine aynı şekilde bir yakınınız panik atak geçirirken sakin olun. Çok fazla soru sormak atak geçiren kişiyi rahatsız edebilir. Güven veren bir tonda ‘’Ben buradayım, birazdan geçecek’’ diyebilir; ihtiyaç duyduğu desteği verebilirsiniz.

Panik Atak Sırasında Yapılabilecekler:

İmgeleme Tekniği: Kendinizi güvende ve sakin hissettiğiniz bir yerde hayal edin.

Buz Tekniği: Bileğinize veya ensenize buz koyun. Buzun soğukluğuna ve hissettirdiklerine odaklanın.

5 Parmak Nefes Tekniği: Yavaş ve derin bir şekilde nefes alırken sağ elinizin tüm parmaklarını yavaşça sayın. Nefesini tıpkı bir balon üfler gibi yavaşça verirken bu sefer sol elinizin parmaklarını sayın.

Kaygınızın yükseldiğini ve bedensel olarak uyarıldığınızı fark ettiyseniz:

  • Burnunuzdan derin nefes alın ve çok yavaş bir şekilde nefesinizi verin.
  • Yavaşça etrafınıza bakın ve:
  • Görebileceğiniz 5 şey söyleyin.
  • Duyabildiğiniz 4 şey fark edin.
  • Dokunabileceğiniz 3 şey bulun.
  • Kokusunu fark ettiğiniz 2 şeye odaklanın.
  • Hissettiğiniz 1 duyguyu fark edin.

Hissettirdiklerinizi geçiştirmek yerine onları kabul edin. Duygusal ve bedensel hissin tıpkı bir dalga gibi yükselip; geçmesine izin verirseniz panik atağınızın daha da yoğunlaşmasının önüne geçmiş olursunuz. Panik Atak esnasında kontrolünüzü yitirdiğinizi hissediyorsanız bunlar işe yarayacaktır. Ve unutmayın, herhangi bir panik atağın geçmemesi, sürekli devam etmesi diye bir şey söz konusu değildir. Duygular doğası gereği başlar, artar ve azalır, sürekli devam etmez.

Bu İçeriği Paylaş
Bağlantılar:
Psikolog / Aile Danışmanı
Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version