Çağımızın Hastalığı Tükenmişlik Sendromu

Ayşenur Dürlü 123 Görüntüleme Yorum ekle
3 Dak. Okuma

Tükenmişlik sendromu maalesef günümüzde hızlı bir şekilde kendini göstermektedir. Özellikle  genç nesillerde çok fazla rastlanmaktadır. Hiçbir iş yapmamak, saatlerce yataktan kalkmamak, geç saatlere kadar uyuyamamak, en küçük olaylarda dahi sert tepkiler, öfke nöbetleri, dengesiz beslenme, değersizlik, içine kapanma gibi duygusal ve fiziksel olarak çok fazla belirtileri ortaya çıkmaktadır.

Okul saatlerinin çok fazla uzun olması, verilen ödevlerin sınırsız oluşu eve gelince bitkin yorgun, hayat gayesi olmayan bir hal alıyorlar. Ders çalışmak dışında hiçbir şey yapamıyor olmaları, zamanın hızlı ilerlemesi ve netice itibariyle kendilerine zaman ayıramıyor oluşları bu sendromda yerini alıyor.

Yetişkinler içinde durum daha vahim derecede  kendini gösteriyor. İş yoğunluğu, kariyer hedefi olan kişinin daha çok çalışmasına ve daha fazla yıpranarak stresli olmasına neden oluyor. Çoğu zaman kimseye “Hayır” diyemeyerek altından kalkabileceğinden çok daha fazla sorumluluk alabilen kişi sonuç olarak daha fazla tükendiğini hissediyor. Özellikle sorumluluk sahibi ebeveynlerin hem çalışıp daha sonra eve geçince tek kalıyorsa yapılması gereken işlerden dolayı ruhsal bir çöküntü yaşamasına neden oluyor. Ev hanımlarında ise durum aynı! Çocuklar, ev işleri,  eve yorgun gelip eşinin sanki sabahtan akşama kadar evde oturup kahvesini yudumlayarak keyif attığı izlenimiyle hizmet bekleyen tripleri “Tükenmişlik Sendromunun” en çok yer aldığı durumlardır. Sorumluluk almayı seven, yorulmak bilmeyen, mükemmeliyetçi,  idealist , fedakar İnsanların bu sendromda görülme riski daha fazladır. İş stresinden dolayı erkeklerin daha fazla agresif oluşu, bencil ve egoistliği bir kenara bırakarak, özellikle çalışan bir eşe sahipse, iş paylaşımı yaparak birbirlerinin yükünü hafifletmek sevgi ve saygıyı, hoşgörülü olmanın hayatımızda ki bütün olumsuzlukları izale etmesine sebep oluyor.

Kişinim üretken oluşu, araştırmacı ve öğrenmeye açık olması,  sevdiklerimizle geçireceğimiz kaliteli vakitler, düzenli egzersiz , hobilerimiz yani kendimize iyi gelen neden mutlu olmak istiyorsak onlara yoğunlaşmak, iş paylaşımları gibi stresten uzak durarak bu tarz durumlardan kolayca kurtularak kendimizi tedavi edebiliriz. İnsan önce kendine değer vermeli, sınırları çizmeli nerede evet nerede hayır kelimelerini doğru yerde kullanırsa yıpranmasına neden olabilecek hiçbir şey yaşamaz. Kendi öz benliğini korumak için tükendiğini hissettiği anda, enerjisi yükseltecek bir şeyler yapmalı kafasından olumsuz düşünceleri atıp güzel düşünüp güzel görmeli! Enerjin ne yönde ise karşına çıkacak şey düşüncendir ve hayata bakış açındır!

Bu İçeriği Paylaş
Bağlantılar:
Yazar
Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version