Eş Seçimi

Ayşe Ulaş 34 Görüntüleme Yorum ekle
6 Dak. Okuma

Merhabalar,

Bu ay sizlerle eş seçimi üzerine konuşacağız. Eş seçimi ve yapılan hatalardan bahsedeceğiz. Hem gençlerin yaptıkları hatalar hem de ailelerin yaptıkları hatalar…

Aileler genellikle çocukları mutlu olsun isterler. Aile çocuk dünyaya geldikten sonra çocuk adına kararlar almaya başlar. Bu durum çocuk küçük olduğu için uzun yıllar bu şekilde devam eder. Çocuk adına karar alma bir süre sonra alışkanlık haline dönüşür. Ancak bazı aileler çocuklarının büyüdüğünü kabullenmezler. Ve çocukları gözlerinde hiç büyümediği için onların yerine evlenme çağına geldiklerinde dahi kararlar almaya devam ederler. Eş seçimi de bu kararlardan biridir. Çocuğu için uygun olduğunu düşündükleri birini eş olarak seçerler ve çocuklarının onunla evlenmesini isterler. Bu konuda ciddi tartışmalar yaşanır. Hatta bu durum bazen ailenin çocuğu kaybetmesi ile bile sonuçlanabilir. Bazen de çocuk ailenin istediğini yapar ve hayatını istemediği biri ile geçirerek mutsuz olur. Elbette ki kendi istediğiniz kişi ile evlenseniz bile mutsuz olabilirsiniz. Ancak eşinizi kendiniz seçmediyseniz sürekli suçlayacak birilerini bulursunuz. Bu kişi anneniz, babanız, bir akraba ya da bir arkadaşınız olabilir. Kendi seçiminiz sonucunda evlendiyseniz eğer, kimseyi suçlamaz ve anlaşamadık, olmadı dersiniz. Evliliği devam ettirmek ve ettirmemek bir diğer seçimdir. Evliliklerin devamlılığı konusu bu yazımızın konusu olmadığından onu bir başka yazımızda ele alacağız.

Ailelerin yaptıkları bir diğer eş seçimi ise mallar ile ilgilidir. Aile aman mallar bölünmesin, mallar aile dışına çıkmasın diyerek çocuklarını aile içinde evlendirmek isterler. Bu durumda gençler genellikle tüm çocuklukları birlikte geçmiş olan ve kendilerini kardeş gibi gördükleri kişiler ile evlenmek durumunda kalırlar.

Aileler bazen de inançları doğrultusunda çocuklarına eş seçerler. Belirli bir inanca mensupturlar. Bunun doğruluğunu sorgulamadan kabul ederler ve çocuklarının da bu doğrular içerisinde kalmasını isterler. Durum böyle olunca çocuklar ailelerinin seçimlerine ya uyarlar ya da yine aileden dışlanırlar.

Bazı toplumlarda kız çocukları önemsenmez ve başlık parası karşılığında evlendirileceği kişiye satılır. Başlık parası farklı toplumlarda farklı isimler ile geçer. Bu eş seçiminde kızın fikri alınmaz. En çok parayı veren ile ya da nüfuzu en güçlü olan aday ile evlendirilir. Bu evlilik şeklinde nadiren de olsa kişiler istedikleri kişi ile evlenebilir.

Bir de eşi ailenin ve gençlerin zaruri olarak seçmek durumunda kalmaları söz konusudur. İnsanlar kendileri ya da çocukları için bu evliliği mecburi görürler. Bu bekaretin çok önemsendiği toplumlarda daha fazla yaşanmaktadır. Kızın evlilik dışı bir ilişki yaşaması daha da kötüsü tecavüze uğraması neticesinde gerçekleşen bir evlilik. İnsanın kendi tecavüzcüsü ile aynı evde yaşaması, onunla evlenmek zorunda bırakılması gerçekten korkunç bir durum. Aileler aman kızımın adı çıkar, kızım ile kimse evlenmek istemez gibi gerekçeler ile kızlarını tecavüzcüsü ile evlendirirler. Ya da kızın yaşının küçük olması durumunda karşı taraf ceza almamak adına kız ile evlenmeye talip olur ve kızın ailesinin de rızası ile kız ile evlenir. Aslında bu durum devletin bir ayıbıdır. Tecavüzü meşrulaştıran bir ayıp. Kızın ailesi kızını ayıplı görüp evlendirmeyi kabul edebilir. Bazen de karşı taraf maddi olarak güçlü olduğundan aile belirli bir bedel karşılığında kızını bu kişi ile evlendirir. Ancak bu koşullarda açılmış bir davada devletin hukuk sisteminin hiçbir koşulda tecavüzcünün kız ile evlenmesi karşılığında cezayı silmemesi gerekir. Bu devletin de kadının hakkına girmesidir.

Ailenin borcu vardır bazen. Alacaklı taraf borcu silmek karşılığında ailenin kızına talip olur. Borcunu ödemekte zorlanan aile kızını borç karşılığında alacaklı tarafa verir.

Gördüğünüz gibi evliliklerde eş seçimi ile ilgili pek çok seçenek yaşanmakta. Sizlere en yaygın olanlarından birkaç örnek verdim. Elbette ki eş nasıl seçilmiş olur ise olsun bu evliliğin iyi ya da kötü geçeceğini tam olarak belirlemez. Ancak bazı durumlar çiftlerin birbirlerine karşı ön yargı ile yaklaşmasını sağlayabilir. Tüm seçenekler göz önüne alındığında kendi seçtikleri kişiler ile evlilik yapan insanların da mutsuz olma ihtimalleri vardır. Diğer taraftan en uç örneği vermek gerekir ise kendi tecavüzcüsü ile evlenmek zorunda bırakılmış kadınların da evliliklerinin sorunsuz yürümesi söz konusu olabilir. Hiçbir seçeneğin garantisi elbette yok. Ancak insanların evlendirilmeler söz konusu olduğunda daha ilk günden aralarında ciddi bir mesafe bulunan insanlar ile evlendirilmeleri öncelikle insan haklarına aykırıdır. İnsanların istemedikleri evlilikleri yapmak zorunda bırakıldıklarında intihara olan meyilleri kendi istedikleri kişi ile evlenenlerden çok daha yüksektir.

Yazımın bu bölümünde geçmişte şahit olduğum bir evlilik olayını anlatarak yazımı noktalamak istiyorum.

Bir arkadaşımız küçük yaşta iken babası ölmüş. Annesi yeniden evlenmiş. Üvey baba mafyatik bir tip. Kız büyüyüp evlenecek yaşa gelince üvey amcası ile evlendirmek isteniliyor. Aşırı baskıdan bunalan kız internette tanıştığı ve aslında hiç tanımadığı bir adama kaçıyor. Adam işsiz güçsüz serserinin biri. Annesi kızı ile görüşmeye devam ediyor. Kız sonunda annesine durumu anlatıyor. Annesi geri gelmesini söylüyor. Kız annesinin evine geri dönüyor. Üvey baba bir süre sonra yine eşinden boşanıp üvey amcası ile evlenmesini istiyor. Aynı durumda kalan kız ben kocamı çok seviyorum diyerek yeniden evden ayrılıyor. Kocası ile tekrar deniyor. Ancak adam aynı tembel adam. Kız bakıyor ki adamdan hayır yok, yeniden terk ediyor. Ancak annesinin yanına da dönmek istemiyor. İş bulup tek başına hayata atılmak durumunda kalıyor.

Evet gördüğümüz üzere aile baskıları çocukların hayatını mahvedebiliyor. Aslında çok iyi niyetli olan yaklaşımlar dahi felaketler ile sonuçlanabiliyor. Çocuğun yaşadığı her nevi olumsuz durum en çok aileyi üzer. Bu nedenle aileler çocuklarını dinlemeli, ne istiyor anlamalı. Çocuklarının yanlışa sürüklenmemesi adına yanlarında olmalı. Dünyada en değerli varlıklarımız olan çocuklarımızı kaybetmemek adına bütün ebeveynler kendilerini gözden geçirmeli diye düşünüyorum. Tüm çocuklarımıza mutluluklar dilerim. Bir sonraki yazımızda görüşmek üzere, sağlıcakla kalın…

Bu İçeriği Paylaş
Yazan Ayşe Ulaş
Bağlantılar:
Yazar
Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version