Türkiye’de Mevsimlik İşçilik

Ayşe Ulaş 47 Görüntüleme Yorum ekle
11 Dak. Okuma

Merhaba, bu ayki yazımızda sizler ile mevsimlik işçi sorununa değinmek istiyorum. Mevsimlik işçiler yöre içi mevsimlik işçiler ve yöre dışı mevsimlik işçiler olmak üzere ikiye ayrılarak incelenebilir. Yöre içi mevsimlik işçiler çalıştıkları bölgede yaşarlar. İşleri bittiğinde evlerine giderler. Bu işçi grubu için geçici ikamet diye bir durum söz konusu değildir. Ancak yaşam standartları gibi açılardan bakacak olursak yöre dışı işçiler ile aralarında önemli bir fark olmadığı görülür. Çünkü bu işçiler ağırlıklı olarak bölgede yıllarca yöre dışı olarak çalışmış sonrasında ise yöreye yerleşmiş olan işçilerdir. Genellikle doğu kökenli olan bu aileler maddi gelir ve eğitim durumuna göre yaşam koşulları açısından bir miktar farklılık gösterseler de temelde benzer yaşam standardına sahiptirler.

Mevsimlik İşçilerin Temel Sorunları

  1. Ulaşım Sorunu
  2. Barınma Sorunu
  3. İş Bulma Sorunu
  4. Çalışma Koşullarına Yönelik Sorunlar
  5. İş Güvenliğine Yönelik Sorunlar Sorunlar
  6. Sosyal Güvenlik Sorunu
  7. Ücret Sorunu
  8. Ücret Sorunu
  9. Örgütlenme Sorunu
  10. Kamu Kurumları ve Yöre Halkı ile İlgili Sorunlar
  11. Çocuk İşçi Sorunu
  1. Ulaşım Sorunu: Ulaşım sorunu günümüzde dahi sağlıklı bir şekilde çözülememiştir. Kamyon kasalarında, traktörlerde, minibüslerde insanlar sıkışık ve uygun olmayan koşullarda seyahat ederler. Bu seyahatler hem sağlıksız koşullarda hem can güvenliğinden yoksun şekilde yapılır. Barındıkları yerlerden çalıştıkları yerlere günübirlik gidip gelmelerinde de benzer sorunlar yaşarlar.
  2. Barınma Sorunu: Yaşadıkları yörede geçimlerini temin edemeyen işçiler mevsimsel olarak iş bulabilecekleri yörelere göç ederler. Barınma sorununu aileler genellikle kendileri çözmektedirler. Bunun için genellikle plastik örtü veya bezden yapılmış çadırlar kullanırlar. Nadir şekilde bazen işvereninde bu işçilere barınak temin ettiği olur. Ancak bu barınaklar da genellikle barınma için hiçbir koşulun düşünülmediği, ihtiyaçları karşılamaktan çok uzak olan yapılar şeklindedir. Üstelik kapasitelerinin çok üstünde kullanılmaktadırlar. Bu işçiler barınma sorunlarını hangi yöntem ile çözerler ise çözsünler sağlıklı olmayan koşullarda barınmak durumunda kalırlar

Bazen de bu işçiler birkaç aile birleşerek bir dükkan kiralayıp burada bir arada yaşarlar. Bu dükkanlarda genellikle doğu kökenli insanlara aittir. Çünkü yerliler bu insanlardan rahatsız olurlar ve ev ya da dükkanlarını bu kişilere vermezler. Bazen de bu işçiler gece kondu tarzında evler kiralayarak buralarda konaklamaktadırlar. Ancak bunların da bir çoğu elektrik, su, kanalizasyon gibi imkanlardan yoksundur.

1970’ler de İş ve İşçi Bulma Kurumu (Türkiye İş Kurumu) tarafından Manisa, Denizli ve Söke’de barınma yurtları yapılmıştır. Ancak bunların günümüze kadar ulaşamadığı ve amaçları dışında kullanılmaya başlandığı, yapılan incelemeler sonucunda ortaya çıkmıştır. Barınma sorunu içerisinde farklı bir takım sorunları da içermektedir. Bunlar; mutfak sorunu, banyo sorunu, tuvalet sorunu, temiz su sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır.

Mutfak sorunu; mevsimlik işçilerin barındığı birçok mekanda ayrı bir mutfak bulunmamaktadır. Çadırlarının bir kenarını mutfak olarak şekillendirip kullanırlar. Mutfak ile ilgili malzemeleri buralarda bulundururlar. Havanın uygun olduğu günlerde açık alanda bulaşık yıkamakta ve yemek yapmaktadırlar. Yaşanılan ortam hijyenik olmayınca doğal olarak mutfak olarak kullanılan kısımlar da hijyenik olamamaktadır.

Banyo sorunu; barınılan mekanların genelinde özel bir banyo alanı yoktur. Banyo için bazen asıl çadırın yakınında bir başka küçük çadır yapılır ve o çadır kullanılır. Bazen de asıl çadırın içerisinden büyük bir leğen içerisinde yıkanılır.

Tuvalet sorunu; mevsimlik işçilerin en büyük sorunlarından biri olmaktadır. Çadırın yakınında bir çukur kazılır ve çevresi çadır malzemesi ile sarılır. Su sorunu nedeni ile de temizlik konusu büyük sorun olmaktadır. Tuvalette su kaynağının olmaması her çeşit hastalığa kaynaklık etmektedir.

Temiz su sorunu; mevsimlik işçilerin sağlıklı ve güvenilir su kaynaklarına ulaşımı nerede ise imkansız gibidir. Susuzluk çok önemli bir sıkıntıdır ve günlük hayatın devamlılığı, yani yemek pişirme, bulaşık, temizlik, banyo, tuvalet vb. için zorunlu bir kaynaktır. Dere, kanal, kuyu, tanker hanelerin temel su kaynakları arasındadır. Temiz suya erişim sağlayamadıkları için hem yeme içme hem de temizlik konusu büyük sorun oluşturmaktadır. Bu nedenle bir çok hastalığa maruz kalmaktadırlar. Su yokluğundan en fazla kadınlar ve çocuklar etkilenmektedir. Kadınlar gündüz tarlada işçi olarak çalışsalar bile cinsiyetçi iş bölümünün sonucu olarak yemek pişirme, bulaşıkları yıkama, çocukların banyosu, temizlik gibi işleri de yerine getirirler. Bazen taşıma su ile de ihtiyaçlarını görmek durumunda kalabilmektedirler.

  1. İş Bulma Sorunu: İş bulma kuşkusuz toplumların yaşadığı en önemli sorun alanlarındandır. Mevsimlik işçiler için de durum çok farklı değildir. Ancak çalışılacak sürenin geçici olması nedeni ile onların işlerini sezon öncesinde ayarlamış olmaları gerekir. Bunun için de genellikle bir aracı ile çalışırlar. Nadiren de olsa kendi işini kendi bulan işçiler vardır.
  2. Çalışma Koşullarına İlişkin Sorunlar: Mevsimlik işçilerin de kanunen iş sözleşmesi yapıyor olması gerekmekle birlikte bu duruma uygulamada pek rastlanılmaz. Genellikle yöresel ve yapılan işin niteliğine uygun bir çalışma şekli hakimdir. Uzun mesai saatleri olup dinlenme zamanları son derece kısıtlıdır. Hafta tatili hakkı da yoktur. Bunların ötesinde insani ihtiyaçların karşılanması konusunda da sıkıntılar vardır. Temiz suya erişim de bir sorun alanıdır. Hijyen koşullarının bulunmaması ve sağlık hizmetlerine erişim de sorunlar arasındadır.
  3. İş Güvenliği Sorunları: Yapılan işin niteliği gereği mevsimlik olması nedeni ile iş geçici sürelidir. Ekonomik nedenler kaynaklı olarak iş güvenliği tedbirleri alınmaz. Bu işçiler kayıt dışı olduklarından iş kazaları ve meslek hastalıkları yönünden de korunmazlar.
  4. Sosyal Güvenlik Sorunu: Tüm çalışanların en temel hakkı sosyal güvenlik hakkıdır. Ancak mevsimlik işçiler kayıt dışı olduklarından bu haktan genel olarak yararlanamazlar. Yaşam ve çalışma koşulları nedeni ile en çok ihtiyacı olan kesimlerden olmalarına rağmen bu haktan olarak mahrumdurlar. Yaşadıkları hastalık ve iş kazaları neticesinde geçici ya da kalıcı olarak çalışamaz duruma gelerek tüm yıl ya da ömür boyu çalışamaz durumda kalırlar.
  5. Ücret Sorunu: Bu işçiler kayıt dışı çalıştıklarından herhangi bir güvenceleri yoktur. Yaptıkları işin niteliği gereği olarak ücretleri belirlenir. Ayrıca çalışma saatleri son derece uzundur. Hafta tatilleri de yoktur. Ancak fazla mesai ücreti almaları da yapılan bir uygulama değildir. Aile boyu çalışırlar ancak aile bireylerinin belirgin bir ücreti bulunmaz. Ücretlendirmeler genellikle minimum düzeyde tutulur. Bireysel ücret belirlendiğinde ise burada bir eşitlik söz konusu olmaz. Ücretler ile ilgili bir diğer sorun ise ücretlerin eksiksiz olarak alınması konusudur. Bu işçiler çalışırlar, işlerini yaparlar ancak iş bitiminde ücretleri kısmen ödenebildiği gibi hiç ücret almadan da gönderildikleri olabilmektedir.

Not: 2007 yılından itibaren TÜİK Kamu işletmelerine ilişkin mevsimlik tarım işçisi ücretlerinin yayınını durdurmuştur. TÜİK tarafından yapılan “Çocuk İş gücü Araştırması, 2006 verilerine göre Türkiye’de 6-17 yaş grubunda çalışan çocuk sayısı 632 bin erkek çocuğu ve 362 bin kız çocuğu olmak üzere 958 bindir. Çalışan çocukların, bu yaş grubuna giren çocuklara oranı %5.9’dur. Bu çocukların 392 bini (%40,9’u) tarım sektöründe istihdam edilmektedir. Çalışan çocuklar içerisinde eğitime devam edenlerin oranı %31.5, eğitime devam etmeyenlerin oranı %68.5’dir. Çalışan çocukların %52.4’ü kırsal kesimde istihdam edilmektedir (TÜİK,2007)

Ücretler ile ilgili başlıca sorunlar; ücretler yetersizdir, erkek-kadın-çocuk işçilerin ücret farklılığı vardır, yasal olmamasına rağmen, aracılara ücret kesilir, ücretler zamanında ödenmemektedir, bazen hiç ödenmemektedir. Ücretler konusunda yasalar uygulanmamakta, aracı ile işveren arasında yapılan anlaşma ya da bölgede söz sahibi işverenlerin belirlediği ücretler geçerli olmaktadır.

  1. Eğitim Sorunu: Anayasamızın 42. maddesi “Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz. Öğrenim hakkının kapsamı kanunla tespit edilir ve düzenlenir.” demek suretiyle her Türk vatandaşının eğitim görme hakkının bulunduğunu ifade etmiştir. Ülkemizde özellikle kırsal kesimde herhangi bir eğitimi olmayan herkes kendisini mevsimlik işçi olarak tanımlar. İnsanların eğitimsiz olmaları bu sorunun birinci ayağını oluştururken mevsimsel çalışma süreleri bu işçilerin çocuklarının da eğitim hakkından ve olanaklarından yeterince ya da hiç yararlanamamaları sorununu doğurur.
  2. Örgütlenme Sorunu: Yapılan işlerin niteliği ve ücretlerin düşük olması en temel örgütlenme sorunlarındandır. Mevsimlik işler ile ilgili kanunlar da az ve yeterli düzeyde değildir. Sendikalaşma noktasında da sendikaların geliri üye aidatları olduğundan bu uygulanabilir bir seçenek olmaz. Aynı zamanda iş yerleri dağınık yerleştiği, küçük ve mevsimlik olduğundan belirli bir düzenleme yapılması da oldukça zordur.
  3. Kamu Kurumları ve Yöre Halkı İle İlgili Sorunlar: İşçiler iş için gittikleri yerlerde özellikle iskan oluştururken hem kamu kurumları ile hem de yöre halkı ile sorunlar yaşarlar. Yöre halkının güvenlik, iletişim kurmada sorun yaşama (dil bilmeme nedeniyle), çevre kirliliği ve suç olaylarıyla özdeş tutulmaları gibi nedenlerle bu insanların kendi yerleşim yerlerine ya da yakınlarına yerleşmelerine olumlu bakmamaları her zaman olmasa da zaman zaman gerilimlere yol açmaktadır.
  4. Çocuk İşçi Sorunu: Mevsimlik işlerde hem işin belirli bir sürede yapılması gerekliliği nedeni ile hem de daha fazla kazanmak amacı ile tüm aile bireyleri çalışmak durumunda kalmaktadır. 4857 sayılı İş Kanunu 71. maddesinin a fıkrası, “On beş yaşını doldurmamış çocukların çalıştırılması yasaktır. Ancak, on dört yaşını doldurmuş ve ilköğretimi tamamlamış olan çocuklar, bedensel, zihinsel ve ahlaki gelişmelerine ve eğitime devam edenlerin okullarına devamına engel olmayacak hafif işlerde çalıştırılabilirler” hükmünü getirmektedir. Ancak uygulamada kanun hükümlerine uygunluk yeterli düzeyde değildir.

Not: TÜİK’in Aralık 2016’da yayımladığı iş gücü istatistiklerine göre, ülke genelinde istihdamın yüzde 20,5’i tarımsal işlerle uğraşmaktadır. Yani yaklaşık 5 milyon 400 kişi tarımda istihdam edilmektedir. Tarımda istihdam edilen toplam iş gücünün ne kadarının mevsimlik tarım işçisi olduğu kesin olarak belli değildir. Ancak tarımda istihdam edilenlerin yarısının mevsimlik işçilik yaptığına dair öngörüden yola çıkarak, 2016 yılında yaklaşık iki buçuk milyon kişinin gezici veya geçici mevsimlik tarım işçisi olarak çalıştığını söylemek mümkündür.

Çocuklar mevsimsel olarak aileleri ile sürekli farklı yerlere gitmek zorunda kaldıklarından tam bir eğitim alamamaktadırlar. Okul devamları da gerektiği şekilde olamamaktadır. Bazı bölgelerde yakın bir yerde okul var ise geçici olarak da olsa okula gidebilmekle birlikte bu durumlarda da yerleştirildikleri sınıfta arkadaşları tarafından kabul görmemektedirler. Aileler çocuklarının sınıfında bu şekilde çocuk bulunmasına da karşı çıkmaktadır. Zaten pek çok yerde okul ulaşabilecekleri mesafelerde de olmamaktadır.

Bir sonraki yazımızda görüşmek dileğiyle. Sağlıcakla kalın.

Bu İçeriği Paylaş
Yazan Ayşe Ulaş
Bağlantılar:
Yazar
Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version