Çocuk Tacizi ve İstismarı

Ayşe Ulaş 69 Görüntüleme Yorum ekle
3 Dak. Okuma

Merhaba, bugün sizlerle toplumların bence en büyük yarası olan bir konuda konuşalım istiyorum. Çocuklar, çocuk tacizi ve çocuk istismarı.

Genellikle bu kişiler yakınlarımızdır.  Çok değer verdiğimiz bir akrabamız, bazen bir komşumuz bazen de bir arkadaşımız. Ama çoğunlukla çocuklarımıza tanıdığımız ve güvendiğimiz insanlar zarar verir. Oysa ki bizler kötülüğü hep uzaklarda ararız.

Çocuk tacizi ve istismarı insanlık onuruna ve toplumsal değerlere bakıldığında anlaşılır ki olabilecek en korkunç saldırı türlerinden biridir. Bu karanlık gerçek toplumların yüzleşmesi ve acilen bir çözüm bulması gereken en önemli sorunlardan biridir. Fiziksel şiddetin hatta psikolojik şiddetin dahi etkileri zamanla ve tedavi ile silinebilirken, cinsel şiddetin etkileri çocuğun tüm hayatı boyunca devam eder. İyi olduğunu düşündüğü zamanlarda dahi bu etkiler her zaman orda durmaktadır. Mağdur hayatının hiçbir anında sağlıklı bir birey olarak hayatını devam ettirememektedir. Her zaman çevresine karşı güven sorunu yaşar. Sağlıklı bir aile hayatı da kuramaz. Hatta çocukların bu tip durumlarda sıklıkla kendilerini suçladıkları da görülmektedir.

Her gün birçok çocuk fiziksel duygusal ve cinsel tacize veya istismara maalesef maruz kalmaktadır. Çocuk istismarı, çocukların büyüme ve gelişmeleri sırasında, duygusal, fiziksel veya cinsel olarak zarar görmesi, ihmale uğraması veya istismara uğraması durumlarını kapsar. Bu istismar genellikle aile içinde, eğitim kurumunda, dini kuruluşlarda veya toplumsal diğer alanlarda gerçekleşebilir. Bu acı gerçekle yüzleşmek ve çözüm bulmak, toplumlar olarak en önemli sorumluluklarımızdan biridir. Ancak genellikle bu tür suçluların bilinen ve güvendiğimiz kişiler olduğu gerçeğini göz ardı ederiz. Çocuklarımız en değerli varlıklarımız diyorsak bu noktada hiç kimseye körü körüne inanmamak, güvenmemek zorundayız. Sağlıklı toplum inşa edebilmenin de en temel kuralı sağlıklı çocuklar yetiştirmekten geçmektedir. Bu noktada bu durumdan bir şekilde haberdar olan ya da duruma bir şekilde şahit olan kişi ya da kişilerin kayıtsız kalmaları da suça ortak olmaları anlamına gelir. Hem bilinmeli hem de kabul edilmelidir ki; bu tür kötü muamele genellikle güvenilir dediğimiz insanlarda ya da otorite figürlerinde vücut bulur. Kendi ellerimizle çocuklarımızı emanet ettiğimiz kimseler onlara en büyük zararı verir.

Unutmayın ki; bir çocuk taciz ya da istismar konusunda yalan söylemez. Lafa geldiğinde çocuklar bir ailenin en değerli varlıklarıdır. Ancak çocuk bu tip bir şey ile geldiğinde aile yakınındaki bir kişiye bunu yakıştıramayarak çocuğu yalancılıkla suçlayabilir. Bilinmelidir ki; çocuğunuzu dinlemiyor ona inanmıyorsanız sizlerde en az o mahluklar kadar suçlu sayılırsınız. Belki daha bile fazla…

Bir sonraki yazımızda görüşmek dileğiyle, sağlıcakla ve güvenle kalın. Hoşça kalın…

Bu İçeriği Paylaş
Yazan Ayşe Ulaş
Bağlantılar:
Yazar
Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version