Kış Yazgısı – 2

Hüseyin Can Konar 59 Görüntüleme Yorum ekle
4 Dak. Okuma

Anlamını yitirmiş bütün anıları onunla birlikte değerli anılarla bir köşeye bıraktı. Saklanmak istedi ama öyle basit bir şekilde değil. Bedeni, ruhu, her şeyiyle birlikte bir süre kayıplara karışıp kaybolmalıyım diyordu. Yürüdüğü tüm yolların yabancılaştığını anlamıştı, tekrar adım atacak olsa tanıyacaklardı elbet fakat o adımı atmasına tahammülleri yok gibiydi. Ne etrafında gördüğü nesneler ne de herhangi bir siluet eşlik ediyordu artık kendisine. Bu yalnızlık onu mutlu etmeliydi belki de ama iyi görünmüyordu. Acı çekememiş ve tam anlamıyla mutlu da olamamıştı. Özgür değildi, ne zaman bir hissiyatın yoğunluğunu yaşasa o duygu zıddıyla baskılanıyordu. Bu bir savaş değildi. Ancak yine de öyle olsaydı kaybeden tarafta olmayı tercih edecek gibiydi. Fakat bu bir savaş değildi ve taraflar hiçbir zaman galip gelemeyecekti. Bütün olumsuzluklara rağmen sonucu ne olursa olsun yapması gerektiğine inandığı düşüncesinden hiç vazgeçmezdi. Karmaşık düşüncelerle bir sağa, bir sola doğru giderken perdeleri aralayıp sokağa göz atmaya karar verdi. Onun için her zaman beyazla kaplanmış şehri görmek farklı duyguları uyandırıyordu kendisinde. İçini kaplayan kasvet perdeyi araladıktan sonra yerini beyazlığa bırakmıştı ve artık o beyazlığa karışmak için bir girişimde bulunması gerektiğini düşündü… Nihayet artık gökyüzüne bir kez daha uzunca bakıp suratına çarpan kar tanelerinin ona nefes verişini hissettikten sonra adımlarını uzun bir sessizliğe bırakabilmişti.

”Her defasında ilk zamanki bakışları değişiyordu adapte oluncaya dek. Ancak ilk filizlenen düşüncesi yanıltmıyordu hiçbir zaman.” Bu düşüncesiyle birlikte hızlı, yavaş adımlarla yürüyüşünü sürdürdü bir süre. Etrafında gördüğü her bir şey bir sonraki gördüğünden sonra sanki onunla birlikte kayboluyor gibiydi. Bunun neden olduğunu biliyordu. Ne zaman birden fazla düşünceyi kafasında aynı anda dolandırsa o vakit bir karmaşa yaşıyor ve onları kaybediyordu. Biraz sakinleşip yavaş adımlarla yürümeye karar verdi. Bir süre sonra senkronize şekilde atan adımları adeta düşünceleriyle birlikte bütünleşmiş ve artık kendisi ona uyar bir şekilde ilerliyordu. Bunu fark ettikten sonra bedenini temiz havayla doldurdu ve kendisini düşüncelere bıraktı. Gördüklerim bir gerçek mi yoksa sanrı mıydı diye düşünüp duruyordu. Küçücük bir ihtimal, bir umut insanları sürüklemişti dört bir tarafa bu nedenle onun için en küçük işaret dahi anlamlı gelmişti her zaman. Tahmin edilebilirdi tüm gördükleri ve anımsadığı onca şey. Kendisi de tahmin edebiliyordu bazı şeylerin hiçbir zaman kopup gitmeyeceğini ve bazı zamanlar ona tekrardan uğrayacağını. ”Belki de sadece o günlerden bir tanesidir” dedi ve yürümeye devam etti. Ağaçtan düşen karların sesi ve adımları takip etti kendisini. Bir süre hiçbir şey düşünmeden sadece etrafa göz attı. Gördüğü mutlu ve üzgün yüzleri umursamaksızın devam ederken beyazların ardına saklanmaya çalışan solmuş bir çiçeğin varlığını fark etti, yanına yaklaştı ve üzerini beyazla kaplayan kar tanelerini iyice üzerinden attıktan sonra ona dokunup kokladı. Ne bir koku alabiliyordu ne de çiçeğin kendisine o kokuyu verebilecek hali kalmıştı. ”Zavallı şey ne yazık, başkalarını yaşatmak isterken farkında olmayıp kendisinin sonunu getirmiş” diye içinden geçirdi. Çiçeği defalarca kez sanki hiç solmamışçasına kokladıktan sonra tekrardan yürümeye devam etti. Kendisine etrafında sıralanmış; yanıp sönen, ışık saçamayan sokak lambaları eşlik ediyordu düşünceleriyle birlikte. Sanki bütün her şeyin düzeni bozulmuş gibi hissediyordu. Yoksa düzen zaten bunca karmaşanın içerisinde hiçbir zaman var olmamış mıydı? Yolculuğuna eşlik eden düşünceleriyle birlikte uzunca bir yolu yarıladıktan sonra boğulup taştığı bu denizde sadece yürümeye devam etti ayakları.

Her kış onu farklı düşünceler fakat aynı hissiyat karşılıyordu. Dört bir yanı telaşa kapılmış çaresiz ruhların haykırışları da aynı duygularla, farklı kişilerce betimlenecekti her çağda. ”Bu bir kış yazgısı bir dahaki kışa hazırlık için en azından. Bekleyen ve beklenen diğer şeyler gibi.”

Bu İçeriği Paylaş
Bağlantılar:
Yazar
Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version