Neler Oluyor Hayatta?

Nilüfer Şen 156 Görüntüleme Yorum ekle
4 Dak. Okuma

Sıdkı sıyrılmak:

  1. birine karşı duyulan güven ve inancı yitirmek
  2. birinden veya bir şeyden soğumak.
  3. birinden veya bir şeyden bıkmak.

Sıdkım sıyrıldı. Evet tam olarak bu. Birinden değil ama bir şeyden feci şekilde bıktım, soğudum. Sosyal medyadan. Dolayısıyla 10 yıl önce facebook’u, 1 yıl önce tweeter’ı ve yaklaşık 10 gün önce de instagramı geri dönüşümsüz olarak kapattım. Analog nesilden gelen biri olarak sanırım bu kadarını yapmaya hakkım var. Akıllı telefonumu fırlatıp atarak tuşlu takoz cep telefonuma dönüş yapmak istediğim zamanlar da olmadı değil. Bunun akıntıya kürek çekmek olduğunun farkındayım. Sanırım bu hayalimi Silikon Vadisi start-up’larından zengin olan teknoloji gurularına bırakmalıyım. 🙂 Ne diyordum?

Dün girişimciliğin piri olarak lanse edilen, gençlere örnek gösterilen ve adeta ilahlaştırılan Mark Zuckerberg, geçtiğimiz günlerde aleyhine açılan dava duruşmasında çocuklarının sosyal medyadan zarar gördüğünü söyleyen ailelerden özür dilemek zorunda kaldı…

“Üniversiteyi yarıda bıraktı, zengin oldu” haberlerini ağzı açık ayran budalası gibi dinleyen, her kod yazan çocuğun Steve Jobs olacağını zanneden ailelere ve bu masallara inananlara bir ders niteliğinde bu haber.

Bilgisayar mühendisi Cal Newport ise Zuckerberg’le aynı dönemde üniversitede okudu, sosyal medyayı şiddetle reddetti, profesör oldu, daha az popüler ama yazdığı kitaplara paha biçilemez… Profesyonel bir kıskançlıkla başından beri sosyal medyada oturum açmadığını itiraf eden Cal Newport günün sonunda haklı çıktı galiba. Ne dersiniz?

Çok popüler, müthiş revaçta, çekici yeniliklere ve teknolojilere açık olalım ve dahi onları üretelim tabi ki ama bu teknolojilere balıklama dalıp çekincesi olanları hiç dinlemeden, eleştirilere ve olası tehlikelere kulak asmadan gözü kapalı benimsemeyelim.

Instagram eğitimi olmayan, ne idiği belirsiz, kıymeti kendinden menkul sahte uzman ve bilirkişi kaynıyor. Köklü bir üniversiteden mezuniyeti veya saygın ve kendini kanıtlamış bir kurumdan / programdan sertifikası ve deneyimi olmayan hiçbir “yaşam koçu” , “mentor” veya “ilişki uzmanı”na itibar etmeyiniz. İnsan hayatı bu kadar ucuz değil. Eşelediği topraktaki her solucanı iştahla yutmaya hazır tavuklar gibi, kendine bir çıkış yolu, derdine derman arayan insanların savunmasızlıklarından faydalanan, ağzı iyi laf yapan ama özünde balondan farksız sahte gurular toplumun karşı kaşıya olduğu sosyal bir felaket bence. Kaynak olarak yurtdışı kişisel gelişim ve new age yayınlardan aldıkları yalan yanlış bilgileri oradan buradan topladıkları aforizmalarla ve motivasyon sloganlarıyla soslayan bu gurular maalesef saf insanları yanlış yollara sevk ediyor.

Ayrıca yazar, oyuncu, müzisyen, ressam, komedyen kim olursa olsun sanatçıların sanatlarını icra etmek yerine ün ve etki alanlarını kullanarak; sosyal medyadan ürün satarak para kazanma kolaycılığına kaçmalarını da ayıplıyorum. Takipçilerine sözüm yok. Hayranlık müessesesi ve şakşakçılık ürün yerleştirmeleri her şekilde mazur görüyor nasılsa. Her neyse…

Eko-aktivistlerin(!) sanat eserlerine çorba fırlatarak protesto etmeleri de en hafif tabirle ahmakça. Bunlar ya antropojenik iklim değişikliği inkârcıları tarafından parayla tutuluyor ya da vandal. Müzelerin artık çay çorbayla müzeye girişi yasaklaması lazım. Gerçek bir doğasever bir sanat eserine zarar vermeyi aklından geçirmez. “Eserler korumalı, zarar görmüyorlar” diyebilirsiniz. Bu sanat eserlerinin manevi olarak çirkin bir saldırının nesnesi olmaları, kara propagandaya alet edilmeleri yeterince zarar verici zaten. Amaç aracı meşru kılmaz. Bu protestolar düpedüz çılgınlık. Ekosistemi korumanın bin bir türlü yolu var. Tablolara çorba sıçratmak bunlardan biri değil. Muhtemelen sosyal medyada viral olmak, görünür olmak için düzenlenen ve “soup attack” olarak lanse edilen bu gösteriler de artık kabak tadı verdi.

Yazıma son verirken daha önce kapattığım bloğumda sık sık yer verdiğim ve kitaplarını okuduğum Cal Newport’u araştırmanızı ve eserlerini okumanızı şiddetle tavsiye ediyorum. Burada uzun uzadıya liste vermeyeceğim. Siz araştırıp bulursunuz değil mi? Google’layın lütfen. Pişman olmayacaksınız.

Bu İçeriği Paylaş
Bağlantılar:
Yazar
Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version