Panik Atak Nedir?

Şimal Çavdar 31 Görüntüleme Yorum ekle
3 Dak. Okuma

Panik atak gerçek bir tehlike veya görünürde belirgin bir sebep olmamasına rağmen şiddetli fiziksel belirtilerle ortaya çıkan yoğun ve hayat kalitesini bozucu etkiye sahip korku atağıdır.

Panik atak yaşayan kişilerde nefes darlığı, ateş basması, boğulma hissi, boğulma hissi, baş dönmesi, ölüm korkusu gibi çeşitli belirtiler gözlemlenir. Kalp krizi geçirdiğini yada öleceğini düşünen kişiler, hastanelerin acil servislerine sıklıkla başvururlar. Tüm tetkik ve kontroller sonrasında, bu durum fizyolojik kaynaklı olmadığı, psikolojik kökenli olduğu tespit edilir. Atakların nedenleri karmaşık ve çeşitli olmakla birlikte, çevresel, psikolojik, genetik aktarım sonucu oluşabilmektedir. Travmatik yaşantı, strese fazla maruz kalma, kontrolsüz alkol- madde kullanımı gibi etkenler, tetikleyici etkiye sahiptir.

Panik bozukluk, yinelenen panik ataklarla birlikte fiziksel ve psikolojik stresin baskın şekilde ortaya çıkması durumudur. Panik atak, yaygın bilinenin aksine bir hastalık değil, genellikle panik bozukluğu bulunan kişilerin zaman zaman yaşadığı, bedensel belirtilerle ortaya çıkan bir durumdur.

Üç tür panik ataktan söz edebiliriz.

  1. Belli bir ortam veya durumda ortaya çıkan ataklar, bunlar pek çok ruhsal rahatsızlıkta görebileceğimiz ataklardır.
  2. Panik bozukluğa özgü olan kendiliğinden ortaya çıkan panik ataklar, atağı tetikleyebilecek, gözle görülür, fark edilir herhangi bir durum olmaksızın, durduk yere çıkan ataklardır.
  3. Durumsal olma eğilimli panik ataklar, kişinin her zaman olmamakla beraber belli durumlarda geçirilen ataklardır.

Panik atak yaşayan bireyler, olası atak durumunda yapabilecekleri hakkında önlemler alır, bunlara güvenlik sağlayıcı davranış denir. Örneklendirmek gerekirse, kişi yanında sürekli kaygı giderici ilaçlar taşıyabilir yada atak geldiğinde hangi hastaneye gidebileceği hakkında bilgi edinir ve ona göre planlama yapmaktadır.

Toplumun %2 sinde görülen bu belirtiler, ortalama 20-30 dakika etkisini sürer ve genel olarak genç yetişkinlik döneminde kendisini göstermektedir. DSM, kriterleri çerçevesinde tanısı konulan danışanlara, uygun tedavi protokolleri dahilinde, psikoeğitim verildikten sonra terapi süreci başlatılır. Unutmamak gerekir ki, panik atak tedavi edilebilir ve tam iyileşme sağlanabilir bir durumdur. Erken müdahale, atakların kendisini zamanla panik bozukluğa çevirmesini engeller niteliktedir. Terapi sürecinde kişilere, uygulanan terapi ekolünün gereklilikleri dikkate alınarak, atak geldiğinde yapılabilecekler hakkında bilgi verilir. Bunların yanı sıra, yardımcı kitaplar, nefes egzersizleri, sakinleştirici masajlar gibi bir çok alanda fayda sağlanması adına destekleyici tedavi yöntemleri hakkında çalışmalar yapılır. Bu süreç sonunda, panik atak yasayan kişi, atakla karşı karşıya geldiğinde, nasıl davranması gerektiği konusunda bilgilenmiş olmaktadır.

Psikoterapi desteği, atakların geldiği anki bedensel belirtileri tanıma, tetikleyen düşünceyi fark etme, duygu ve davranış arasında bağ kurarak, olası kaçınma tepkilerini azaltmada etkisini göstermektedir.

Atak sırasında sakın kalabilmek, derin ve yavaş nefes almak, nefes alışverişini kontrol edebilmek için ‘4-7-8’ nefes egzersizi tekniği kullanmak oldukça önemlidir. Bu teknikte, atak yasayan kişi, dört saniye boyunca nefes almalı, yedi saniye boyunca nefesini tutmalı, sekiz saniye de nefesini verecek şekilde bu çalışmayı yapmalıdır.

Panik atak tedavisinde hedefler, panik atakları sonlandırmak, kaçınma davranışını önlemek, tekrar atak geleceği ile ilgili beklenti kaygısını sona erdirmek, panik bozukluğa dönüşmesi durumunda, bu durum ile birlikte görülebilen diğer psikiyatrik ve bedensel bozuklukları tedavi etmektir.

Bu İçeriği Paylaş
Bağlantılar:
Psikolog
Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version