Sizce Neden Hata Yapmalıyız?

Fatma Rabia Muslu 65 Görüntüleme Yorum ekle
5 Dak. Okuma

Hata yapmanın çok kötü olduğunu savunurlar fakat bu çok yanlış bir görüştür. İnsan hata yaparak öğrenir her şeyi, hatalarından ders çıkarır, deneyim ve tecrübeler kazanır. Hata yapmayan insan hâlâ bu görüşü savunuyorsa, büyük bir cehalete düşer. Kurtulmak istiyorsa, hata yapması gerekir.

Peki hata nedir; hata bir eksiklik, bir noksanlık, bir kusurdur.

Bu hayatta hiç kimse mükemmel değildir. Hiçbir zaman hatalarınızla yüzleşmekten korkmayın. Hatalar insanı güçlü yapar, asla mükemmeliyetçi bir özelliğe sahip olmayın, zira bu özelliğe sahip olanlar bir işin en iyi şekilde olmasını isteyen kişidir. Hata yapmaktan korkar, hatasını görmez ve kabul etmez.

“Hata yapmayan insan bir ölü gibidir.”

Hiç hata yapmayan insanların bulunduğu bir evren düşünün. Her şey ters gider, hayat kaosa dönüşür.

Bir misal vereyim; Mükemmel bir insanın önüne iki renk koy. Bu renk beyazdır desen o siyah der ve inkar eder, kırmızı ve mavi der. Hatalar ders çıkarmak için vardır, hata yapmaktan korkan insan kendini geliştirmede geride kalır. Hiç kimse hata yapmadan başarıya ulaşmamıştır. Seyrettiğim videoda etkilendiğim söz şuydu; hata sizi başarıya götüren bir sıçrama tahtasıdır.

Hatalar deneyim kazanmamızı ve özgüven sahibi olmamızı sağlar. Hatalar insanın dostudur, düşmanı değil, bunu unutmayın.

“Hayatta hiç hata yapmayan insan derin bir bataklığa düşer ve o bataklıktan ancak hata yaparak çıkar.”

Bazı hataları erken yapmanın hayatınıza çok büyük bir yararı olacaktır. Erken yaptığım bir çok hatalarımdan dolayı kendime başarı kuleleri kurdum hatalar benim ders çıkarma kalem oldu. Bu cümleye bağlı kalarak araştırdığım bir kaç sözü dile getirmek istiyorum.

Ne demiş Keth Meorhead: “Hiç kimse başarı merdivenlerine elleri cebinde tırmanamaz.”

Yapılan en büyük hata geçmişe takılıp bir adım bile olsa ilerleyememektir. Ne demiş Paul Sautre: “Hayatta yapılacak o kadar çok hata vardır ki, aynı hataları tekrar etmenin anlamı yoktur.”

Asla geçmişte yaşama ama geçmişten ders al. Ne kadar darbe alırsan al ilerlersin. Hatalar insanı olgunlaştırır. Birde en önemlisi hata yaparken kendimizi sorgulamalıyız ben bu hatayı yaptım fakat ne gibi bir ders çıkarabilirim demeliyiz.

Her çeşit aşırılık zararlıdır. Hata yaparken de aşırıya gitmemek gerekir. İfrat ve tecrit mefhumları ile izah edebiliriz.

İfrat; bir konuda normal ölçülerin ilerisinde gitmek tefrit; ise gerisinde kalmaktır. Bu bakımda ifrat aşırılığa, tefrit ise tembelliğe gevşeklik ile gerekeni ihmal etmeyi ifade eder. Allah dinde bu ikisini uygulamayı yasaklar. İfrat ve tefrit ilacı itidal yani dengeli davranmaktır.

Peygamber Efendimiz de (s.a.v.) bizim gibi yer, içer, uyur, gezer ve hata yapardı.

Fussilet Suresi’nin 6. ayetinde şöyle ifade ediliyor; “De ki: ‘Ben de ancak sizin gibi bir insanım. Fakat bana ilâhınızın yalnızca bir tek ilâh olduğu vahyediliyor. Artık O’na yönelin ve O’ndan bağışlanma dileyin. Allah’a ortak koşanların vay hâline!’”

“Ey Âdem! Sen ve eşin cennette kalın. Dilediğiniz yerden yiyin. Fakat şu ağaca yaklaşmayın. Yoksa zalimlerden olursunuz.”

Derken şeytan, kendilerinden gizlenmiş olan avret yerlerini onlara açmak için kendilerine vesvese verdi ve dedi ki: “Rabbiniz size bu ağacı ancak, melek olmayasınız, ya da (cennette) ebedî kalacaklardan olmayasınız diye yasakladı.”

“Şüphesiz ben size öğüt verenlerdenim” diye de onlara yemin etti.

Bu sûretle onları kandırarak yasağa sürükledi. Ağaçtan tattıklarında kendilerine avret yerleri göründü. Derhal üzerlerini cennet yapraklarıyla örtmeye başladılar. Rab’leri onlara, “Ben size bu ağacı yasaklamadım mı? Şeytan size apaçık bir düşmandır, demedim mi?” diye seslendi. (Araf Suresi, 19-22. Ayetler)

Allah, Hz. Adem’i (a.s.) yarattı, üstlendiği her şeyi serbest kıldı. Bir ağaçtaki meyveyi yemesini yasakladı, gidip o ağaçtaki yasaklı meyveyi yedi. Hayatta çok büyük hata yapmamız, babamızın çamurunda var. Yeryüzüne inince öyle bir tövbe etti ki Allah-u Teala onu bağışladı, cennetten çıkmasını garanti etti. Hz. Adem ile Hz. Havva, İblis’in oyununa gelmeseydi, pişman olup hatasını anlamasaydı Allah onu cennete koyabilir miydi?

Tövbe edin fakat tövbe edin. Allah tövbeleri şüphesiz kabul edendir.

Bir Yunus Emre sözü ile bitirelim.

“Hiç hata yapmayan insan hiçbir şey yapmayan insandır ve hayatta en büyük hata kendini hatasız sanmaktır.”

Vesselam…

Bu İçeriği Paylaş
Bağlantılar:
Yazar
Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version