Bir Ağustos Akşamı

Ceylin Karakaya 40 Görüntüleme 1 Yorum
1 Dak. Okuma

Kulakları tırmalayan tiz bir çığlık koptu
Anladım, cinayet ânıydı bu
Akla gelmedi tabii, herkes için, ecel çıkmazı
Eller kanlı, göğüs kanlı, mısra kanlı
Bir ağustos akşamı

Kumrulara öykünür tahammül
Ve şiire sığınan kalbi taşlar şair
Tâcidarın eteğinden yakutlar dökülürken
İkbâli sorgular bîkes kaldırımlarda, bir yaratılmış
Can bedene hasım iken
Bir ağustos akşamı

Gölgeler beni ürkütürdü
Şimdi açık seçik gözlerden, leblerden tiksiniyorum
Karanlıklar bir bıçak olur keserdi ya derimi
Kinim bütün renkler içindir şimdi
Ve renkleri sevenler, şairin ölümünü bilmezler

Bir ağustos akşamı
Kollar ile dizler sarılı, baş envai hülyalarda
Bilinç yorgun, düş yorgun, var oluş yorgun
“Allah’ım, yoksa deliriyor muyum?” sualinde şair

Kimsecikler yok, yapayalnız yaşıyor dünyasında
Hilâlden yansıyan ışık gözlerine çarpıyor,
Tuğlalar başına çalınıyor amansızca
Ağaçlar yakın semaya uzanıyor
Şairin renklere kinlendiği akşam
Bir ağustos akşamı

(Söğüt, Bilecik)

Bu İçeriği Paylaş
Bağlantılar:
Yazar
1 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version