Hasret Rüzgarları

Firdevs Daş 37 Görüntüleme Yorum ekle
3 Dak. Okuma

Hasret kalemi ne diyor bugün bize? Hasret insanı ne hale getirir? Yakar, yok eder, rüzgar gibi savurur bir tarafa. Gurbet kuşları vardır, her akşam üstü göç ederler, yeni bir yolculuğa çıkarlar. Bazen bir sevdaya hasret, bazen bir anneye, bazen bir sevgiliye, bazen bir dosta, bazen aileye, bazen ise henüz doğmamış bir evlada. Vatan hasreti, evden yeni çıkan bir çocuğun hasreti, anne-baba hasreti…

Hasretin de bağları vardır. Hasta için sağlık hasreti, anne için çocuk hasreti, engelli bir birey için beden hasreti, zorda kalan bir insan için rahatlık hasreti, aç kalan insana yemek hasreti, okuyamayana kalem hasreti, yalnız kalan adama aile hasreti, öğrenciye iş hasreti ve elinde olanlar için de şükür hasreti… Aslında bütün bunlar zordur insan için, hem de çok zor, ama daha da zoru hasret kalmak ve kavuşmayı beklemektir.

Hasret insanı öyle bir hale getirir ki, insan kendini başka şeylerle avutur aradığını bulana kadar. Hasret kaleminden bu defa acı gerçekler dökülüyor ve bu da insanı ağlatan bir tablo oluşturuyor. Hasretimsin, hasretimdin ve hasretim olacaksın. Kavuşmak duygusunu bulana kadar, hem de tek başına savaşarak. Savaş, bitmek bilmeyen savaşlar insanın doğumunda başlayan ve sonu gelmeyen savaşlar… Bitap düşen insan ve savaşmak zorunda kaldıkça yorulan insan bu savaş dünyasına mola verdiğinde bile savaştığını fark eder ve yorulur. Her savaşın da bir izi vardır, fakat hasretine kavuşmak istiyorsan da daha çok savaşmak zorunda kalırsın. Ne kadar çok savaşırsan o kadar çok da kavuşursun hasretine. Aslında kural basit, savaşıyorsun ve kazanıp hasretini eline alıp kavuşuyorsun.

Yağmur ol bul beni, liman ol sor beni, havada kuş ol gör beni, sensizliğin acısına sar beni. Bir gece ol ört beni, sonra ışık ol yak beni, sonra da bir sabah vakti ona sor beni, sana olan özlemimi ve o geceden kalma gözyaşlarımın yalnızlığına göm beni. Sensiz ne haldeyim anlamaya çalışma sakın beni, sadece sar beni, sadece dinle beni, sadece bir damla gözyaşına sor beni. Hasretine düşen bir canlı gibi bak ve anlamaya çalışma beni. Bir kedinin yuva hasreti, bir köpeğin içindeki dost hasreti, yaşlı bir insanın evindeki tabloda bulunan hasreti ve bir kalbin sevda hasreti…

Hasret üstüne yazılan şarkılar çoktur, bir şarkı da siz yazıp söyleyin hasretinize, bu da içinizde bir rahatlama duygusu olsun biraz da olsa. Hasretimsin dediğiniz kişiye sorun; o da size hasret mi? Ne kadar hasret? Bu da çok yardımcı olacaktır aslında size. Sonsuz hasretine, sevip de kavuşamayanlara ne söylemek istersiniz? İsyan ama ne kadar isyan, nereye kadar isyan?

Kavuşmak nasip olsun isyankarlara ve hepimize kara sevdamıza ve beklediğimize. Selam olsun hasret çeken herkese.

Bu İçeriği Paylaş
Yazan Firdevs Daş
Bağlantılar:
Yazar / Öğretmen
Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version